Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2003 00:00
Mardin’in “Dünya Kültür Mirası Listesi”nde yer alabilmesi için yapılan çalışmalara Turist Rehberleri Birliği (TUREB) oluşturduğu Mardin Çalışma Grubu ile destek veriyor. Aralarında arkeolog, mimar, coğrafyacı ve sanat tarihçilerinin bulunduğu Mardin Çalışma Grubu’na üye turist rehberleri 27 Eylül’de kente giderek Valilik, Belediye, Turizm ve Kültür Müdürlüğü’nün çalışmalarına katkı sağlayacak. Bilindiği gibi Mardin’in bu listede yer alması için geçtiğimiz temmuz ayında UNESCO’ya yapılan başvuru eksiklikler nedeniyle geri çekilmiş ve Şubat 2004’e kadar eksikliklerin giderilmesi hedeflenmişti.Sekiz yüz yıl önce Artuklular zamanında kazandığı mimari dokuyu esas olarak korumuş olan kentin, değişime ve bozulmaya karşı direnebilmesi UNESCO tarafından verilecek desteğe bağlı. UNESCO yetkilileri Türkiye’nin Mardin için yönetim planının olmayışını ve kentin kültür öyküsünün sunulan dosyada yeterince anlatılamamasını eksiklik olarak değerlendirmişlerdi. Kentin tanıtımında önemli bir işlev üstlenecek olan turist rehberleri, UNESCO’ya eksiksiz bir dosyanın sunumu sürecinde de aktif görev almaya hazırlanıyorlar. Mardin halkının heyecanla beklediği bu gelişmede, yetkililer ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği yapması gerektiğine inanan TUREB, Çalışma Grubu aracılığıyla bir süredir Mardin’deki yetkililerle iletişimi sürdürüyordu. Kentte Valilik, Belediye, Turizm ve Kültür Müdürlüğü ile görüşmeler yapacak olan turist rehberleri destek verebilecekleri alanları belirlediler: -Sokak sokak, kültürel ve doğal varlıkların içinde bulundukları durumun (Örneğin; Mardin Müzesi’nde koruma ve personel sorunları bulunuyor, Türkiye’nin en güzel ören yerlerinden biri olan Dara ayakta kalabilmiş birçok antik yapıya sahip olmasına karşın bakımsız durumda, Mardin Kalesi’ne çıkılamıyor vb) ve öncelikle yapılabileceklerin saptanması-Turistik alan ve alışveriş merkezlerinin saptanması (TUREB Mardin Çalışma Grubu bu konuyla ilgili olarak bir plan taslağı oluşturdu)- Tarih boyunca Mardin’in canlı kent yaşamına ve ticaretine tanıklık eden zanaatların değerlendirilmesi ve az da olsa bunu sürdürmeye çalışan zanaatkarlarla iletişim -Türkçe’den her dile resmi, gayri resmi evrak tercümesiTARİH BOYUNCA MARDİN Tarımın doğduğu “Verimli Hilal” olarak adlandırılan bölgede kurulan Mardin, tarih boyunca coğrafik olarak önemli ticari ve kültürel ilişki ağlarının kavuşma noktası oldu. Hurri, Mitanni, Hitit, Asur, Arami, İskit, Kimmer, Med, Pers, Selevkos, Abgar, Tigranes, Bizans, Sasani, Arap, Hamdani, Mervani, Artuk, Eyyubi, İlhanlılar, Memluk, Timur, Karakoyun, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı ve sonra da Cumhuriyet Türkiye’si için çekim merkeziydi Mardin. Bölgede Mardin’le ilişkili diğer çekim merkezleri ise ekonomik ve siyasi açıdan önem taşıyan Nusaybin, Kafkasya, İran ve Mezopotamya’yı birbirine bağlayan Hasankeyf, son olarak doğudaki dağlık bölgeyle Mardin’in bağlantısını kuran Cizre oldular. Mardin bugün körelmeye yüz tutmuş birçok zanaatı yüzyıllar boyu bünyesinde barındırmıştır. Kentin zanaatkarları ve esnafı arasında at dellalları, uncular, aşçılar, basmacılar, bezirler, bezzâzlar (bez satanlar), boyacılar, hakkâklar (mühürcüler), helvacılar, hamamcılar, testi yapanlar, düğmeciler, değnekçiler, saatçılar, sebilciler, serrâclar, sakalar, sabuncular, attârlar (parfümcüler), allâflar (yemciler), kalaycılar, kazancılar, kazzârlar (ipek işleyenler), leblebiciler, nalçacılar, mimarlar, taşçılar bulunur. Taş işçiliği ve buna bağlı özgün mimarinin örnekleri olan çarşı, han, kervansaray, cami ve mescitler, külliyeler, medreseler, zaviye ve türbeler, hamamlar, eski ve yeni kiliseler, manastırlar, okullar, köşkler, kasırlar Mardin’i “Dünya Kültür Mirası”nın bir parçası yapan özelliklerdir. Yoksullaşan kentin “eşraf” tarafından terk edilmesi, köylerden kente göç gibi etkenlerle bu mirasın kalıcı ve somut kanıtları olan eşsiz mimari yapı bozulmaya başlamış, geleneksel tekniklerin yerini betonun ve briketin egemenliği almış, kenti anlatacak canlı ve cansız tanıklar yok olmaya yüz tutmuştur.
button