Türbanlılardan değilim

Güncelleme Tarihi:

Türbanlılardan değilim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 1998 00:00

Haberin Devamı

Biri Türk sinemasının bir dönem en gözde yıldızı, öteki milyonların sevgilisi arabesk müziğin ünlü besteci ve şarkıcısı: Biri Necla Nazır ve ötekiyse Ferdi Tayfur... 22 yıldır beraber olan çift, resmi nikahlı değil. Ama onlar, ‘‘Biz Allah’ın huzurunda zaten evliyiz’’ diyorlar. Necla Nazır, ‘‘Kendisini dine verdi’’ diyenlere ‘‘Ben zaten dindarım’’ diye cevap veriyor ve başını örttüğünü, ‘‘ama asla türbanlılardan olmadığını’’ belirtiyor...

Bu ikili, ‘‘Zıt kutuplar birbirlerini çeker’’ kuramının canlı kanıtı sanki. 22 yıldır beraber olan Necla Nazır ile Ferdi Tayfur, her saniye birbirleriyle çekişme içindeler. Birinin ‘‘ak’’ dediğine, öteki mutlaka ‘‘kara’’ diyor. Kimi zaman küsüyorlar, sonra barışmanın yollarını arıyorlar. Birbirleriyle ve de kendi kendileriyle dalga geçerek yaşamın keyfini çıkarıyorlar. Ortalarına da sevgili kızları Tuğçe'yi alarak.

Ferdi ile Necla, 1976 yılında ‘‘Çeşme’’ filminde başrolleri paylaşırlarken birbirlerine tutulmuşlar. Önce arkadaşlık, ardından iki sevgili oluvermişler

Ferdi Tayfur o tarihlerde Adana'da oturuyor, Necla Nazır'sa İstanbul'da. Dört yıllık flört döneminden sonra İstanbul Tarabya'daki aynı evi paylaşmaya başlıyorlar. Ama bugüne kadar bir türlü resmi nikah yapamamışlar. Ferdi sinirleniyor bu konu açıldığında:

- İlk evlendiğim hanımı benim zamanında boşamam lazımdı. Hıyarlık benden doğuyor, vallahi işin doğrusu bu.

BU SAATTEN SONRA

Bu arada Necla'dan bir kahkaha yükseliyor:

- Yener ağabeyciğim, bu saatten sonra nikahın da anlamı yok. İstersen telli duvaklı düğün yapalım, şahidimiz de kızımız Tuğçe olsun. Biz Allah'ın huzurunda zaten evliyiz. Öyle olmak zorunda, çünkü aynı evi paylaşıyoruz.

Ferdi ile Necla yıllardır imam nikahıyla yaşıyorlar, kimseden korkmadan, kaçmadan. Ferdi ilk eşinden olan kızlarını sık sık görüyor. İngilizce öğretmeni olan büyük kızı Tuğba 22 yaşında ve evli. Öteki kızı Funda ise Adana'da okuyor, o da İngilizce öğretmeni olacak. Her çiftin birbirini tamamladığı yanları olur diye biliriz. Ama bu çift bizim bildiklerimizden değil.Önce Nazır başlıyor anlatmaya:

- Birbirimize tahmin edemeyeceğiniz kadar zıddız. Ferdi kırmızı diyorsa, ben kesinlikle beyaz derim. Biz birbirimizi böyle kabul ettik. Birbirimizden ayrı duramayız, yanyana hiç duramayız. Ama kavga da etmeyiz, hele Tuğçe'nin yanında asla. Biz sadece küseriz. Bunun süresi en uzun on gün olur.

Adanalı Ferdi Tayfur'da biraz ‘‘maço’’ havası var. Yoksa artistlik mi yapıyor, bunu da en iyi anlatacak kişi eşi olmalı:

KATİBİM FERDİ

- Ferdi, tam tersine eski İstanbul beyefendileri gibidir. Hani elinde şemsiyesiyle giden, kızın önünde mendil düşüren erkekler vardır ya, aynen onun gibi. Ferdi, ‘‘Üsküdar’’ şarkısındaki ‘‘Katibim‘‘ tipidir. Çok kibardır gerçekten. Ayrıca evde benim dediğim olur.

Şimdi de gelelim Necla Nazır'ın ‘‘Kendini dine verdi, örtündü’’ konusuna. O da mı ‘‘Türban’’lılar kervanına katılmıştı yoksa? Sinemaya ilk adımını attığı günden beri tanıdığım Necla'ya neler oluyordu?

- Hayatımda hiçbir şey değişmedi, Yener Ağabey. Eskiden beri namaz kılıyordum, ama sürekli olamıyordu. Tuğçe'ye hamile kaldıktan sonra iyice üzerime böyle bir şey geldi. İçimde hep yoğun bir biçimde Allah aşkı vardı. Benim ailem açıkcası tutucu bir yapıdadır. Mayolu sahneler yalnız bir filmimde vardır.

KALBİMDEKİ ÖRTÜ

Sevgili Necla, iyi güzel de şu ‘‘kapanma’’ işi nasıl oldu?:

- Benim kalbim zaten kapalıydı. Belki kalbimdeki o örtüyü alıp böyle küçücük bir biçimde başıma koydum. Aslını sorarsanız, ben hep örtülüydüm ama kimse farkına varmadı. Ama bir senedir kesin başımı örtüyorum. Buna da kendim karar verdim.

CUMHURİYET KIZI

Bir tarikata, partiye falan katılmış olabilir miydi son bir yıl içinde?

- Ay, yok, Allah korusun!.. Öyle şeylerden hiç anlamam. Ben Rabbbimle kendi aramda bir aşk yaşıyorum. Benim dedelerim sarıklı hocalar. Beş vakit namazımı kılmaya çalışıyorum. O namazlarda Rabbime yalvarıp ondan istedieğim her şeyin olduğunu görüyorum. Bu da bana huzur veriyor. İnsan, Rabbini kalbinde duyduğu zaman yaradılanları daha başka seviyor. Mesela ben Yunus Emre hayranıyımdır. Eğer çocuğum erkek olsaydı, adını Yunus Emre koyacaktım.

Cumhuriyet'in 75.Yılında bu iki sanatçıya açıkça sormak gerek. ‘‘Türkiye'de dine dayalı bir devlet kurulmasından yana mısınız?’’ diye. Önce Necla konuşuyor:

- Yok, Allah korusun.

Necla Hanım, kendini bir Atatürk genci olarak görüyor mu?

- Görüyorum tabii, elhamdüllilah. Her şeyden önce ben bir Cumhuriyet çocuğuyum. Beni siyasete karıştırma ağabey.

Alıyor sazı Ferdi Tayfur:

- Benim bir mikrofonum var, şarkı söylerim, bir kameram var, film çekerim. Siyasete, partiye bulaşmam. Atatürk'ün annesinin de başı örtülüydü. Zübeyde Hanım gerici miydi? Mustafa Kemal Atatürk gibi bir kurtarıcı, ilerici bir evlat yetiştirmiş. Onların da partileri var mıydı?

İsterseniz farklı bir konuyla söyleşiyi noktalayalım. Ferdi Tayfur koyu bir Cimbom'lu, Necla ile küçük Tuğçe'yse Sarı Kanarya'ya gönül verenlerden.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!