Açıkça söylemiyor ama ben anlıyorum ki, ‘‘Size yazı konusu da çıkar!’’ demeye getiriyor. Haydaaa! Bu da nereden çıktı şimdi? Bu sayede, tüp bebek mevzuuna eğilmek zorunluluğunu hissettim. Doç. Dr. Bülent Urman'ı aradım, durumu anlattım. O da bana, ‘‘O bir şey mi?’’ dedi. Bakın şimdi ben size okuyorum: ‘‘Çocuksuz çift kalmayacak!’’ ‘‘Ünlü doktor dünyada en iyi gebelik oranları bizde dedi’’ ‘‘Tüp bebek artık yüzde 100 başarılı’’ ‘‘Artık ideal bebeğe sahip olmak elinizde’’ ‘‘Tüp bebek ucuzladı: Bu ülke için seve seve’’ ‘‘Tüp bebeğe 6 taksit!’’ ‘‘Bir tüp bebek yaptırana ikincisi bedava!’’ ‘‘Üç tüp bebek parası verin, gebelik olmazsa paranızı iade edelim’’. Bu laflar Bülent Urman'ı bir doktor olarak çileden çıkartan ve bu iş artık çığrından çıktı dedirten laflar. Neden öyle olduğunu da heyecanlanmadan sakin sakin anlattı. Üç yaşındaki şahane kızı Defne de röportaj boyunca babasını yalnız bırakmadı...
Komşu apartmanın kapıcısının karısı şu anda para biriktiriyor. Çocukları olmadığı için tüp bebek yapacaklarmış. Tüp bebeğe talep ne alemde?
- Oldukça fazla... Karşıma gelip oturan çiftlere, tüp bebeğin fiyatını söylemeye utandığım zamanlar oluyor. Ama sonradan, ‘‘Mümkün değil ödeyemez’’ dediğim insanların, bir şekilde o paraları bulup buluşturduklarına tanık oluyorum. Özellikle Türkiye'de bu konuda imece usulü bir yardımlaşma var. Çünkü Türk insanının üremeyle, seksle ilgili bir obsesyonu var. Hele çocuk sahibi olmak! Düşük sosyoekonomik ve kültürel seviyede daha mühim ailevi bir problem. O ya da bu şekilde mutlaka bir çözüm istiyorlar.
Talebin bu kadar çok olması sağlıklı bir şey mi?
- Sağlıklı olan talebin gerektiği kadar olması. Yani ‘‘Ben gebe kalamıyorum’’ diyen bir kadına hemen ‘‘Çözüm tüp bebek’’ demek doğru değil. Ama ne oluyor? Tüp bebek merkezlerinin sayısı günden güne artıyor. Başka yöntemlerle, hatta tedavisiz gebe kalabilecek çiftlere de bu yöntem öneriliyor. Yapay bir pazar yaratılıyor anlayacağınız.
Peki fiyatlar makul bir seviyede mi?
- Doksanların başında, bütün memlekette 3 tane tüp bebek merkezi vardı. Şimdi sadece İstanbul'da 22 tane var. O zamanlar bir mikroenjeksiyonun maliyeti yaklaşık 5000 dolardı, şimdilerde 2000 dolara geriledi.
UMUT TACİRLİĞİ YAPIYORLAR
Tüp bebeğin, para tuzağı olarak kullanıldığı söylenilebilir mi?
- Tamamen bu işi yapanların ahlaki değerlerine kalmış bir şey. Karşınızdaki insan sizden medet umuyor. Çocuk sahibi olamıyor ve olabilmek için her şeyi göze almış durumda. Ona ne teklif etseniz kabul edecek. Bu durumda, olmayacak şeyleri olabilecek gibi göstebilirsiniz. Mesela kadın 45 yaşında, ‘‘Gebe kalma şansınız düşük siz bu işi denemeyin bile’’ diyorsunuz, ama o hayır cevabını kabul etmiyor, koştura koştura başka bir merkeze gidiyor ve ona, ‘‘Tedavi şansınız yüzde 20 hatta 30’’ deniyor. Yok böyle bir şey!
Demek ki bu tüp bebek ciddi bir rant kapısı...
- Elbette. Sizce özel hastanelerin ilk kurmak istedikleri bölüm neden tüp bebek? Çünkü iyi para kazanılan bir birim. Sigorta tarafından karşılanmadığı için hastanelerin cebine nakit para giriyor. Bir de, başka pek çok sektörde olduğu gibi, faturasız işlem yaparak haksız kazanç elde ediliyor. Dürüst çalışan hastane sayısı maalesef pek fazla değil.
Tüp bebek yaptıranların birden fazla çocuğu oluyor. Bu normal mi? Tüp bebekle tek çocuk yapılamaz mı?
- Yapılabilir. Üstelik artık çoğul gebelikler başarısızlık olarak kabul ediliyor.
ÊNe yani, tüp bebekle 5 çocuk başarısızlık mı!
- Evet. Önceleri hedeflenen, çocuk sahibi olmak isteyen çifti gebe bırakmaktı. Nasıl olursa olsun, yeter ki olsun! Ama sonradan Amerika'da ve Avrupa'da bu gebeliklerin sisteme getirdiği maliyetler tartışılmaya başlandı. Tekil gebeliğin maliyeti yaklaşık 30 bin dolar civarında...
Maliyetten ne kastediyorsunuz?
- Hastanın ya da sigorta şirketinin canlı bir çocuğa sahip olmak için ödediği para. İkiz gebelikte bu rakam 80-90 bin, üçüz gebelik de yaklaşık 140 bin dolar. Üstelik bu işin sadece maddi kısmı. Bir de psikolojik ve manevi kısmı var. Çocukların yoğun bakımda kalması, o çocukların sakat doğma riski, daha sonra bir ailenin o üç çocuğu bir eve götürüp aynı anda bakmaya çalışması, o çocukların büyümeleri, eğitimleri, şunları, bunları... Yani artık tüp bebekte çoğul gebelik itibar edilen bir şey değil. Avrupa şu an ‘‘single embriyo transfer’’ denilen şeye geçmeye çalışıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde de transfer edilecek embriyo sayısında kanuni kısıtlamalar var. Üstelik denetleyen kuruluşlar da. Bugün İngiltere'de iki taneden fazla embriyo transfer edemiyorsunuz. Üçüz gebelik elde ederseniz kanunu çiğnemiş oluyorsunuz, suçlu duruma düşüyorsunuz!
Peki Türkiye'de...
- Hiçbir kısıtlama yok. Benim hastalarım arasında bir uygulamasında 10 tane embriyo transfer edilmiş biri vardı. Düşünün 10 tane! Gebe kalsaydı, altız, yediz filan olacaktı...
Neden böyle çığ gibi çoğalıyorlar?
- Herkes bu pastadan pay almak istiyor. İyi de, var mı bu ülkede bu kadar çok merkezi taşıyabilecek kadar eğitilmiş insan? Cevabı yok. Tüp Bebek Kurulu'ndan bu işi yapabilirsin onayını aldın mı, tamam. Ne istiyor bu kurul? Şu kadar metrekare laboratuvar, bekleme salonu, tuvalet, ambulans, asansör falan, filan. Sonra, a aleti, b aleti. Ama bu işlerden anlayan klinisyenin kriteri yok! Laboratuvar embriyoloğunuz da varsa, kolay, açıverirsiniz bir tüp bebek merkezi!
TUZAKLARA ARACI MEDYA
Anne adaylarına ne tür tuzaklar kuruluyor?
- Tüp Bebek Kurulu'nun kurallarına bakarsanız, bir merkez yaptığı işleri, bilimsel bir derginin dışında lanse edemez. Ama öyle olmuyor işte! Her hafta ‘‘ünlü doktor’’ bilmem kimin müthiş bir mucizesini okuyoruz! Çocuk sahibi olmak isteyen insanlar umutlanıyor ama ne yazık ki haberler de çoğunlukla gerçeği yansıtmıyor. Maalesef tuzaklar medya aracılığıyla kuruluyor.
Peki doktorların, hastanelerin, merkezlerin hiç mi suçu yok!
- Olmaz mı? Hastalara abartılmış gebelik oranları veriyorlar. Bana diyor ki hastam, ‘‘Siz düşük bir gebelik ihtimali veriyorsunuz. Oysa bilmem neresi şansımın yüzde 70 olduğu söyledi!’’ Tuzaklardan biri bu, umut tacirliği! Ben şöyle bir
haber okudum, ünlü doktor bilmem kim, su altı lazeri kullanarak embriyoları rahime yapıştırıyormuş! Yüzde 90 gebelik ihtimali elde ediyormuş! Kısırlığa son! Hurraaa! Herkes o ünlü doktora koşuyor. Ben böyle birini bizzat Sağlık Bakanlığı'na, İl Sağlık Müdürlüğü'ne ve Tabibler Odası'na şikayet ettim. Yok çünkü böyle bir şey! Ama ne oldu? Hiçbir şey. Tabipler Odası bir ihtar göndermiş, o kadar. Bu tür insanların kanseri tedavi ettiğini iddia eden Zakkumcu Bilmem Kim'den ne farkları var?
Hepsi bu kadar mı!
- Hasta telefon açıyor, ‘‘Türkiye çapında tüp bebek kampanyası varmış, siz de kampanyaya dahil misiniz?’’ Duruma bakar mısınız? ‘‘Bize gelin şu kadar para verin, size üç uygulama yapalım, gebe kalamazsanız paranızın şu kadarını iade edelim!’’. Ya da ‘‘Memleketim İçin Seve Seve kampanyasına bilmem hangi tüp bebek merkezi de katıldı!’’. İşin kötü tarafı tıbbın başka hiçbir alanında yok bunlar. Siz hiç açık kalp cerrahisi kampanyası duydunuz mu? Ya da prostat kampanyası. Ama tüp bebekte var!
Eyvah durum giderek vahimleşiyor, peki açıkladıkları doğurganlık oranları doğru mu?
- Valla, merkezler yıllık sonuçlarını Tüp Bebek Kurulu'na gönderiyorlar. Ama bunların doğruluk oranı bilinmiyor, kontrol da edilmiyor. Oysa yurt dışında denetim altında. İnternet'e giriyorsunuz ve istediğiniz her şeyi öğreniyorsunuz. O merkeze kaç kişi başvurmuş, kaçına tüp bebek tedavisi uygulanmış, kaçının kucağında şu anda bebek var. Ailelerden de kontrol edilerek hazırlandığı için karambolde kalan herhangi bir durum yok. Bizde masabaşında, tamamen gerçek dışı verilerle o formlar doldurulabilir ve hiçbir kontrol mekanizması yok.
DOKTORLARA YÜZDE VERİLİYOR
Ne yani, tüp bebekle doğumda dünya sıralamasında en üstlerde yer almıyor muyuz!
- Bizim merkezlerin verilerine bakılacak olursa bizden iyisi yok! Güya acayip başarılıyız. Hatta Amerika'dan bile üstünüz!
Hipokrat yemini etmiş bir doktor olarak sizin bu gördüğünüz manzara karşısındaki duygularınız nedir?
- Vahim buluyorum olup biteni. Tüp bebek işi artık çığırından çıkıyor. Benzer bir durum, radyolojide de yaşanmıştı. Bizim hastanenin sokağında, tam 4 tane manyetik rezonans merkezi var. MR yani. Oysa bütün Londra'da 2 ya da üç taneden fazla bulamazsınız. Bir tek İstanbul'da tüm İngiltere'den daha fazla MR makinası var! Sağlık sistemimiz çarpık. Gereksiz yere tetkik isteniyor. Karşılığında da doktorlara yüzde veriliyor...
Tüp bebek yönetmeliği belli ki yeterli değil...
- Evet. Çünkü oldukça sığ hazırlanmış. Şu anda önemli bir revizyon içinde. Eminim o kuruldaki insanlar da rahatsızlar. Konunun üzerine gitmek istiyorlar. Zaten zorundalar. Çünkü ipin ucu tamamen kaçmak üzere.
Kuşku duyanlar gerçeği nereden ve nasıl araştıracak?
- Zor. Çok zor. Gazetede okuyacak inanacak ve gidecek. Maalesef! Tüp bebekte çok uzun yıllardır devrim sayılabilecek hiçbir yenilik yok. Sadece gebelik oranlarında bir yükseliş söz konusu. Yenilikleri takip etmek hekimlere düşüyor ama bunların hasta üzerindeki uygulamalarının denetimi Türkiye'de derneklere düşmeli. Tüp Bebek Kurulu'na ya da Türk Jinekoloji Derneği'ne. Birtakım haberler çıktığı zaman da, Türk Jinekoloji Derneği ‘‘Görüşümüzü bildiriyoruz. Şu haber yanlıştır, bu doğrudur demeli ki vatandaş da neyin ne olduğunu anlasın!’’.
Biz nereden bilelim sizin anlattıklarınızın doğru olup olmadığını...
- Bilemeyeceksiniz malesef!
Ya siz de kendi merkezinizin reklamını yaptıysanız!
- Kendi merkezimizin reklamını yapmadım. İsmini bile zikretmedim...
ÇEKİLİŞTE KAZANANA BEDAVA TÜP BEBEK
Tüp bebek alanında rekabet inanılmaz seviyede! İndirimler yapılıyor. Kampanyalar hazırlanıyor. Toplantılar düzenleniyor, bazı merkezler o toplantılara sponsor oluyor, çekilişte kazanana bedava tüp bebek yapılıyor. Böyle tuhaf şeyler oluyor işte.
TÜP BEBEK İSTEYEN ANNE ADAYLARI DİKKAT
Her yolu deneyip çocuk sahibi olmayan ve tüp bebekle doğum yapmaya karar veren anne adaylarının dikkat etmesi gereken bazı hususlar var: 1) Verilen en yüksek gebelik oranı daima en doğru oran değildir. 2) Verilen gebelik oranının canlı doğum oranıyla bağdaştırılması gerekir. 3) En ucuz fiyat en doğru yer, en iyi tedavi anlamına gelmez. Birileri on lira dediğinde, neden diğerinin üç liraya yaptığının soruşturulması ve bu iş nasıl bu kadar ucuza yapılabiliyor diye araştırılması lazım. 4) Son olarak bu tedaviye gerçekten ihtiyacım var mı diye sormalı. Çünkü hastaların büyük bir kısmı bize ‘‘Ben tüp bebek yaptırmaya geldim’’ diye değil, ‘‘Çocuğum olmuyor’’ diye geliyor.