Güncelleme Tarihi:
Mikroenjeksiyonu Türkiye'de ilk uygulayan Doç. Dr. Semra Kahraman, kısırlık tedavisindeki son gelişmelerini Hürriyet'e anlattı.
Prof. Dr. Gianpiero Palermo, dünyanın ilk mikroenjeksiyon bebeğini dünyayla tanıştıran ünlü İtalyan jinekoloğu. Doç. Dr. Semra Kahraman, aynı yöntemle ilk Türk mikroenjeksiyon bebeği Ceren'i dünyayla tanıştıran ünlü Türk jinekoloğu... Doç. Dr. Semra Kahraman, 1959 Bayburt doğumlu, 1981 Hacettepe Tıp mezunu kadın doğum hastalıkları uzmanı. Oslo, Cornell, Chicago üniversitelerinde eğitim almış. Halen İstanbul Memorial Hastanesi Üreme Endokrinolojisi ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi Direktörü. Genç yaşına Türkiye'de birçok ‘‘ilk’’e imzasını atma becerisini sığdırmış bir bilim kadını. Sessiz, sakin, reklamsız, olaysız, gözyaşlarını mikroskoplarda kurutarak.
Doç. Dr. Semra Kahraman'la ilk buluşmamız, büyük, modern ve çiçek kokulu bir sağlık kenti görünümündeki İstanbul Memorial Hastanesi'nde oldu. Kahraman'la Memorial'ın Tüp Bebek Merkezi'ndeki modern bir ev salonu gibi döşenmiş odasında dünyadaki son gelişmeleri, Türkiye'deki durumu konuşurken bir baktık geceyarısı olmuş. Ertesi gün Etiler Ulus'taki evinin yemyeşil bahçesinde aynı konuya kahveler eşliğinde devam ettik. Sonunda galiba Semra hoca, biraz köşesinden kıyısından gazeteci oldu, ben de jinekolog. Bakalım bu diziyi okuduktan sonra siz hangimiz gibi olacaksınız?
10 AŞAMADA MİKROENJEKSİYON
1) Çiftler, resmi evlilik cüzdanlarıyla kliniğimize başvurup isteklerini belirtirler. Ardından her ikisi de ayrıntılı olarak muayene edilir, çeşitli hormon tetkikleri, testler ve ultrason incelemeleri yapılır.
2) Tedavinin ilk adımı kadının yumurtalarının hormonla büyütülmesiyle başlar. Bunun için 14 gün boyunca günde bir kez kendi kendine uygulayabileceği hormon enjeksiyonlarını kullanır. Böylece yumurtaları baskılanıp menapoz seviyesine getirilir.
3) 14. günün sonunda kadının yumurtalıklarının baskılanıp baskılanmadığını ölçeriz. Bunun için ultrasonografi kullanılır ve kan tahlili yapılır. Eğer sonuç olumluysa bu kez yumurta büyütme tedavisine başlarız.
4) Yumurta büyütme dönemi ortalama 12 gün sürer. Anne adayı bu süre içinde ortalama 8 kez her sabah kliniğe gelip önce kanını verir, ardından ultrasonografiye girer. İki saat sonra çıkan kan değerleri sonuçlarına göre ilacının dozunu ayarlarız.
5) Yumurtayı barındıran sıvı kesesinin büyüklüğü 19 mm'ye ulaştığı zaman kadına bu yumurtayı çatlatacak bir iğne veririz. Bu iğnenin uygulanmasından tam 36 saat sonra kliniğe gelmesi şarttır, çünkü yumurtalar çatlamadan önce toplamamız gerekir. Eğer bu işlemde yarım saat geç kalırsanız yumurtalar kendiliğinden çatlayıp kadının karnına dökülür ve işe sıfırdan başlamak gerekir.
6) Anne adayı bir önceki gece 24.00'den itibaren hiçbir şey yememiş ve içmemiş olarak eşiyle birlikte gelir. Kadın hastamız yumurtaları toplanmak üzere ameliyathane gibi hazırlanmış bölüme alınırken erkek sperm vermesi için özel bir odaya geçer. Dört günlük cinsel perhizle gelmesini istediğimiz erkeğin mastürbasyonla sperm vermesini kolaylaştırmak için bu odada video filmler vardır. Bununla olmazsa odaya eşleriyle birlikte göndeririz. Erkeğe içinde sperm öldürücü sıvı taşımayan özel bir prezervatif veririz. Eğer erkek cinsel ilişkiye rağmen sperm veremiyorsa o zaman lokal anesteziyle yumurtalığından parça alıp içindeki spermleri kullanırız. Buna TESE işlemi diyoruz.
7) Erkek sperminini temin ederken kadın hastamıza ağrı duyusunu ortadan kaldıran, şuurunu kapatmayan, doktoruyla rahatça konuşabilecek şekilde sakinleştirici anestezi uygularız. Ultrason eşliğinde yapılan bu yumurta toplama işlemi en fazla 15 dakika sürer.
8) Bu işlemlerden sonra çiftleri uğurlarken, hanım hastamızın eğer bir iş zorunluğu yoksa evinde istirahat etmesini salık veririz.
9) Çiftler ertesi gün bizi ararak döllenmenin olup olmadığını öğrenirler. Döllenmenin sonucu 20-22 saat sonra belli olur.
10) Çiftler tekrar kliniğe çağılarak eşinin de bulunduğu bir ortamda anne adayının rahimine laboratuvar ortamında 5. ve 6. güne kadar büyütülen embriyoların en iyileri seçilerek verilir.
Mikroenjeksiyonla tüp bebek farkı
Tüp bebek ve mikroenjeksiyonda belli bir aşamaya kadar işlemler aynı. Tüp bebek, yumurta ve spermin vücut dışında laboratuvar ortamında birleştirilmesi. Tüp bebekte genellikle kadın, mikroenjeksiyonda ise erkek kısırlığı önemli. Mikroenjeksiyonda normal dölleme özelliğine sahip olmayan sperm, doğrudan yumurta içine enjekte edilerek zorla döllenme sağlanıyor. Tüp bebekte ise zorlama yok, kendi gücünüzle yumurtayı dölleyin diyorsunuz. Günümüzde tüp bebek uygulaması yerini tamamen mikroenjeksiyona bıraktı.
Gebelik oranı normalden yüksek
Mikroenjeksiyonda çoğul gebelik oranı normal yolla gebe kalanlara göre daha yüksek. Bizim merkezimizde ikiz gebelik görünme oranı yüzde 47, üçüz ise yüzde 10. Bugüne kadar sadece bir ailenin dördüzü oldu, bebeklerin hepsi hayatta.
Maliyeti 3500 dolar
Mikroenjeksiyonun klinik maliyeti KDV hariç 2500 dolar civarında. Hormon ilaçları ise yeni zamlarla l milyar liraya yakın. Böylece toplam maliyet 3500 dolar oluyor. Ama ‘‘3500 doları veririm, bebeği alır giderim’’ gibi bir garanti dünyanın hiçbir yerinde yok.
Kolda saklanan doku
Kanser tedavisi gören kız ve erkek üreme kabiliyetlerini tamamen kaybediyor, erken menapoza yol açıyor. Bunun için tedavi öncesinde hanımların yumurtalık dokularını laparoskopi yöntemiyle karınlarını açmadan alıp 2 mm'nin altında parçalara ayırarak donduruyoruz. Kemoterapi, radyoterapi bitiminde dondurulmuş bu dokuları çözerek ön kol bölgesinin damarlı bir alanına yerleştirip hormonlar veriyoruz. Böylece yumurtalık dokusu çalışıyor, genç kızın ilerki yıllarda adet görmesi, erken menapoza girmemesi sağlanmış oluyor. Hatta o bölgede yumurta büyüterek mikroenjeksiyonla gebe kalmasını bile gerçekleştiriyoruz.
Sigara ve alkol yasağı
Mikroenjeksiyondan üç ay önce kadın ve erkeğin sigarayı, aşırı alkolü, madde bağımlığını kesinlikle bırakmaları şart. Nikotin büyüyen yumurtaların sıvısına geçerek döllenme döneminde anormalliklere yol açıyor veya tutunmayı engelliyor. Tedavi süresi boyunca izin verdiğimiz tek ilaç, ağrı kesici olarak paresetamol.