Tülin Şahin’i görünce acaba kafayı mı üşütüyorum dedim

45 yaşında ve bu kadar genç, seksi ve formda görünmenin sırrı nedir?
- Sırrım aslında sır diye bir şeyin varlığına inanmamam! Hep bildiğimiz şeyler: Düzenli spor, doğru beslenme, güneşten korunma, sigara içmemek...
Yoğun bir yaşantınız var. Modellik, tasarımcılık, iç mimarlık... Ailenize yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
- Her şeyden önce bir anneyim ve bu önceliğim. Haftada bazen iki, bazen üç gün çalışıyorum. Geri kalan günlerdeyse evde, tam zamanlı anneyim. Çocuklarımı okula götürüyorum, onları okuldan alıyorum. İyi bir denge var hayatımda. İşimi de seviyorum ve çalıştıkça kendimi iyi hissediyorum. Çocuklarımı çok seviyorum ama çocuğunuzu her gün okuldan aldığınızda “teşekkürler anne” demiyor, zaten bunu yapmanızı bekliyor. Öte yandan işte takdir ediliyorsunuz. Birileri gelip size “Aferin, iyi iş çıkardın deyip” sırtınızı sıvazlıyor. Bu da kendimi iyi hissetmeme yardımcı oluyor. Tabii unutmadan aynı zamanda da bir eşim ve kocamla baş başa vakit geçirmekten büyük keyif alıyorum.
Modellik endüstrisi sizin döneminizden beri nasıl değişti? Şimdiki ortamı nasıl buluyorsunuz?
- Şu an tam anlamıyla içinde değilim ama modellik işi zorlaştı. Kozmetik anlaşmaları, dergi kapak çekimleri gibi fırsatlar artık modellerden önce farklı sektörlerdeki ünlülere veriliyor. Modeller için artık isim yapmak çok daha zor. Bizim kuşağımızda moda, müzik, sinema daha fazla iç içeydi. Örneğin Gianni Versace o kadar büyük ve efsanevi bir isimdi ki modelleri kendisi yaratırdı. Ün kazanman için onun defilesine çıkman yeterliydi. Moda değişiyor, ortam artık aynı değil. İşler eskisi gibi kolay değil.

TOPUKLUYLA KENDİMİ DAHA İYİ HİSSEDİYORUM

Peki neydi farkınız? Bu kadar ikonik bir model olmayı nasıl başardınız?
- Herkes için farklı elbette ama ben çok şanslıydım! Doğru zamanda doğru şekilde görünüyordum. Bugün 20’li yaşlarımda olsaydım ve o zamanlardaki vücudumla günümüz modelleriyle rekabet edemezdim. Hepsi benden çok daha ince ve çok daha uzun. Sıfır beden diye bir kavram çıktı! Zamanımızda kıvrımlar makbuldü. Şimdi bu kadar ünlü olamazdım. Kendi vücut tipim için en uygun zamanda modellik yaptım.
Bir kadının seksi ve çekici olması kıyafete mi bağlıdır?
- Bu bir tavır meselesi ama bu tavrı kıyafetlerinizle destekleyebilir, seksiliğinizin altını çizebilirsiniz. Kıyafetlerinizin içinde kendinizi yeterince iyi hissetmiyorsanız seksiliğinizi dışa vurmanız mümkün değil. Örneğin ben yüksek topuklu ayakkabılar içinde kendimi çok iyi hissediyorum. Ama bu yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınlar seksidir demek değil.
İstanbul’a geldiniz değil mi?�
- Çok yıllar evvel, sanıyorum 15 yıl önce bir defile için gelmiştim. Markanın adı Zeki’ydi yanlış hatırlamıyorsam.
Kesinlikle doğru. Peki size çok benzeyen Türk model Tülin Şahin ile tanıştınız mı hiç? (Cep telefonumdan Tülin’in bir fotoğrafını gösteriyorum)�
- Evet uluslararası bir markanın reklamlarında gördüm. Şoke oldum ve hatta bir süre kafayı mı üşütüyorum diye düşündüm. Bu ben miyim diye uzun uzun inceledim. Baktım ki ben değilim. Zaten de olamam. Kendisi benden daha genç değil mi?

Kendinizi ifade etmenin modaca bir yolunu bulmalısınız

Moda sizin için ne ifade ediyor?
- Bence moda insanın kendisini ifade edebileceği noktada olmalı! Trendleri takip etme ya da “Arkadaşlarım ne düşünür” gibi baskılardan uzak olmalı. Kendinizi ifade etmenin modaca bir yolunu bulmalısınız ve bu, özgüveninizi güçlendirmeli. Kendinizi iyi hissederseniz, insanlar da bunu mutlaka görecektir. En güzel elbiseyi giyebilirsiniz ama içinde kendinizi iyi hissetmiyorsanız, ona gerçekten sahip değilseniz, kendinize güveniniz yoksa, insanlar bunu mutlaka fark eder. Öte yandan en sevdiğiniz eşofman altınız ve bir tişört bile giyseniz, kendinizi onlarla iyi hissederseniz fark edilirsiniz. �
Kendi stilinizi nasıl tarif edersiniz?
- Los Angeles’ta yaşıyorum, çoğu zaman jean giyiyorum. Bazen yüksek topuklularla, bazen botlarla bazen de flip flop terliklerle. Bir tişört, şık bir bluz veya toplantım varsa bir ceketle kombinliyorum. Günlük giysilere biraz seksapel katmayı seviyorum!

Defile sırasında ne yaşadı?

Bir model olarak yıllar boyunca sayısız defileye katıldım. Ama bugün  C&A defilesine yaratım sürecine ortak olduğum bir koleksiyonu mankenlerin üzerinde görmek bambaşka bir şey. Tüm koleksiyonu bir de podyumda görünce kendi kendime “Vay, gerçek bir koleksiyonum var!” dedim. Çok eğlenceli! En büyük ilham kaynağım ulaşılabilir moda kavramıydı. Çünkü; modellik yaparken ya da özel bir davete giderken bir gece elbisesi giymeyi ben de severim. Ama gerçekten hayatımın yüzde 90’ında bir anne ve Los Angeles’ı baştan başa dolaşan bir iş kadınıyım. Bu yüzden de modaya ve trendlere uygun, giyilebilir ve değerli kıyafetler taşımayı seviyorum. Anahtar sorum “Ben bunu giyer miyim?” Sadece bunu giyip giymeyeceğimi değil hangi ortamda giyebileceğimi de tartıyorum. Dolapta bekleyecek kıyafetler değil, bir kadının bu kıyafeti sabah çocukları okula bırakırken giyebilirim. Sonrasında belki topuklu ayakkabılar ve deri ceketle tamamlayıp gündüzden geceye taşıyabilirim diye formüller üretiyorum.