Röportaj: Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2006 00:00
"Adam" şarkısı ve klibiyle bir dönem pop müziğin en çok konuşulan ismi olan Sibel Alaş, önce koruyucu annelik yaptığı kızı Tuğçe, sonra beyin hastalığıyla gündeme geldi ve ilk kez Kelebek’e konuştu.
"Adam" şarkısıyla tanıdığımız Sibel Alaş, dokuz yıl aradan sonra Kelebek’le buluştu. Zeki Aköz’le evliliğinin ilk yıllarında dış gebelik nedeniyle ölümden dönen, ardından 2,5 yaşındaki Tuğçe’yi evlat edinen Alaş, "Kızımı geri istiyorum" diyen biyolojik anne Gülcan Göçer’in ortaya çıkmasıyla sarsıldı. Bir yandan kızı Tuğçe’nin velayet davasıyla uğraşan, bir yandan AVM hastalığıyla mücadele eden Alaş, sonunda suskunluğunu bozdu.
G
eçmiş olsun. Bir süre önce AVM denilen beyin damar rahatsızlığı tanısı ile operasyon geçirdiniz. Şimdi nasılsınız?Çok iyiyim. Ancak doktorlarım iyileşme sürecinin uzun olduğunu, 1.5 yıl kadar beklemem gerektiğini söylediler. Gebze’deki Anadolu Sağlık Merkezi’nde uygulanan Cyberknifer radyasyon tedavisi, kitle üzerinde ancak bu zaman içinde etkili olabiliyormuş. Eğer bu süre içinde başıma bir şey gelmezse (beyin kanaması) kurtuldum
demekmiş. Bunun için de bekleme sürecinde tansiyonumun yükselmemesine dikkat edeceğim, kafa basıncını artıracak şeylerden (itip, çekme) uzak duracağım, kanı sulandıracak ilaçlar almayacağım. Bunun dışında hayatıma kısatlama gerektirecek bir durum yok. 30 yıl dayanan güzel beynim, bir 30 yıl daha dayanır gibi geliyor.
SEKİZ YIL ÖNCE ÖLÜMDEN DÖNDÜM
- Yaklaşık dokuz yıldır hiçbir şey yapmıyorsunuz. Röportaj dahi vermediniz. Kızınız Tuğçe’yi büyütmeyi tercih ettiniz...
Evet, gözlerden uzak yaşamayı seçtim. Hem albüm yapıp hem kızımı büyütebilirdim ama o yıllarda çok popülerdim. Kızımla birlikte görünmek, sorulara maruz kalmak istemedim. Daha doğrusu kızım rencide olsun istemedim. Bu yüzden şarkı söylemeyi bıraktım. İyi ki de vazgeçmişim. Kızım şimdi 10 yaşında ve onu sağlıklı büyüttüğüme inanıyorum.
- Çok özel değilse evlat edinme kararını nasıl aldığınızı antabilir misiniz?
Zeki ile evlendiğimiz gün bir çocuğumuzun olmasına, bir çocuğun da koruyucu anne ve babası olmaya karar vermiştik. 1997’de hamile kaldım. Fakat dış gebelik yaşadım, iç kanama geçirdim. Altı ünite kan ile hayata döndüm. Çok zor günlerdi. Ölümlerden döndüm. İyileşmem zaman aldı. Toparlandıktan sonra da kendi bebeğimizle ilgili planları erteleyip, evlat edinmeye karar verdik. Hemen sosyal hizmetlere müracaat ettik. Ama yaşımın küçük olmasından dolayı evlat edinemeyeceğimi, sadece koruyucu aile olabileceğimi söylediler. Kabul ettim. Sonuçta bir çocuğun tapusunu almak istemiyordum, bir çocuğa annelik yapmak istiyordum. O gün ilk olarak Tuğçe’yi gördüm. Ve o günden sonra hiç ayrılmadık.
- Tuğçe şimdi 10 yaşında. Anne de ortaya çıktı ve kızını geri istediğini söylüyor. Bu arada siz onun velayetini almak için dava açmıştınız. Dava şu an ne aşamada?
Bir gün bana sosyal hizmetlerden bir telefon geldi. Biyolojik anneyi bulduklarını ve çocuğu evlatlık vermek istediklerini söylediler. Hatta bu hanımefendi Beykoz Adliyesi’ne "Çocuğumu evlatlık vermek istiyorum" diye dava bile açmış. Zaten kanuna göre üç yıl aranılıp sorulmayan bir çocuk, izin alınmadan evlatlık verilebiliyor. Tuğçe’yi aldığımızdan itibaren kimse ziyarete gelmeyince kızımızı üzerimize almak için dava açtık. Ancak ne zaman Sibel Alaş olduğum öğrenildi, o zaman bu kadın Tuğçe’yi evlatlık vermekten vazgeçti, açtığı davayı da hemen geri çekti. O haberler çıktığında bizim açtığımız velayet davası yeni başlamıştı. Duruşmaların hiçbirine kimse gelmedi. Gazetede
haber çıktıktan sonra gelmeye başladılar. Hatta ısrarla bizimle görüşmek isteyen birileri çıktı ve "Görüşün, çocuğu hiç sorunsuz size verelim" dediler.
- Tuğçe’yi kaybetme endişeniz var mı?
Hayır. Tuğçe bizim ve kimseye verilmeyecek. En fazla iki celse sonra mahkeme sonuçlanır. Bundan sonra her şey çok daha güzel olacak.
TUĞÇE’YE HER ŞEYİ ANLATTIK
- Kızınızın bunlardan haberi var mı?
Evet, bu olaylar gündeme gelince anlatmaya karar verdik. Önce bir psikolog ile konuştum. Sonra bir gece yazlıkta otururken anlattık. Ona benim karnımdan çıkmadığını, başka bir kadının karnından çıktığını ama bu durumun bizim anne-kız olduğumuz gerçeğini değiştirmeyeceğini söyledim. Bana, "Artık senin kızın olmayacak mıyım?" diye sordu. Ben de "Hayır sen hep benim kızım olacaksın, zaten benim kızımsın" diye cevap verdim. Ardından "Karnından çıksam beni daha mı çok severdin" gibi bir soru geldi. Onu da "Hiçbir şey değişmezdi" diye yanıtladım. Bu şekilde yarım saat konuştuk. Sonra kalktı ve havuza girdi, yüzmeye başladı. Hiçbir şey olmamış gibi, çok normal, çok olgun davrandı. Yalnız birkaç gün önce "Hakim teyzeye anne ve babamdan ayrılmak istemediğimi söyleyeceğim" dedi. Çok duygulandırdı beni.
KIZIMIN YÜZÜ TANINMAYACAK- Sizi kaybetme endişesi taşıyor belki de...
Hayır, "Acaba ailemden ayrılacak mıyım" gibi bir endişe taşımıyor. "Benim bir ailem var, annem-babam beni seviyor, biz hep birlikte olacağız" güveni var. Bundan çok emin. Biz de eminiz. Şimdi kendisi internetten girip, bu haberleri takip ediyor, okuyor. Her şeyi biliyor ama hiç açmıyor o konuları. Tek endişem yüzünün tanınması. O yüzden de gazetecilerden uzak tutmaya çalışıyorum. Zaten o da 10 yaşında gazetecilerden kaçmasını çok güzel öğrendi. (Gülüşmeler)
- Şu an sağlık sorunlarınız nedeniyle hamile kalmanız yasak ama, bir gün kendi çocuğunuzu doğurmak istiyor musunuz?
Zeki Aköz: Ben Sibel’den bir çocuğumun olmasını istiyorum.
Sibel Alaş: Bir yıl sonra da genç olacağım için, olabilir. Bir Ömer Rıza’mız olsun istiyoruz. Biz tam bir çocuğa hazırlanıyorduk, AVM bütün planları altüst etti işte. Her şey kısmet.
GERİYE BAKTIĞIMDA KIZIMLA ÖVÜNECEĞİM- Yaşadıklarınız evlat edinmek isteyenleri ürkütmüş olabilir. Buradan ailelere neler söylemek istersiniz?
Hiç ürkmesinler. Çünkü benimki çok özel bir durumdu. Geriye dönüp baktığım zaman "Muhteşem bir kızım var, onu ben büyüttüm" diye övüneceğim. Bu mutluluğu başkaları da yaşayabilir. 15 milyon nüfusu olan İstanbul’da 49 koruyucu aile var. Bu çok düşük bir sayı. Böyle bir şeyi göze alabilenler, koruyucu aile olsunlar.
Beklenen albüm geliyor- Albüm hazırlıklarınız sürüyormuş, ne zaman piyasada olacak?
Aslında geçtiğimiz haziran ayında piyasaya çıkması gerekiyordu. Fakat bu davalar gündeme gelince albüm çalışmasını dondurdum. Çünkü insanların, "Reklam yaptı" demelerinden korktum. Sonra tam Londra’ya gittim, çalışmalara başladım, bu kez de AVM çıktı. Allah’tan şirketim anlayışlı davranıyor da sorun yaşamıyorum. Şimdi İrem Records’la çalışacağım. Yani Aykut Gürel’den çıkacak bu albüm. Bunca yıldan sonra bayağı güzel albüm oluyor. Çok sıkı şarkılar var. Yakın zamanda piyasada olacak.