6.5 aylık hamile olan Erbil, fiziksel ve duygusal değişimi, ev içerisindeki heyecanı, Mehmet Ali Erbil’le olan ilişkisini anlatırken, Ali Sadi’yle ilgili hayallerini de sıraladı. İşte, "Oğlum inşallah kadınları üzmez, babası kadar çapkın olmaz" diyen Tuba Erbil’in açıklamaları.
Çocuk, çok büyük sorumluluk demektir. Önemli olan dünyaya getirmek değil, bakmaktır. Bu anlamda kendinizi anneliğe hazır hissediyor muydunuz?
Acaba anneliğe hazır mıyım, değil miyim diye hiç düşünmedim. Çünkü annelik bir süreçtir. Bebeği kucağınıza aldığınız andan itibaren annelik duygularınız harekete geçer. O yüzden kendini hazır hissetmeye falan inanmıyorum.
- Büyüklerimiz hep "Önce birbirinizi tanıyın, sonra bebek yapın" der ya, Mehmet Ali Erbil’i yeterince tanıdığınıza inanıyor musunuz?
Mehmet Ali’nin iyi bir baba olduğunu biliyorum. Bunu yaşıyorum ve gözlemliyorum. Mehmet Ali, çok sevgi dolu, çocuklarını çok seven, onlara çok düşkün biri. Çok fazla enerjisi var. Zaten çocuk yapmak, Mehmet Ali’nin de arzu ettiği bir şeydi. Bu bebek, öyle üzerine çok düşünülerek, planlı programlı yapılan bir bebek olmadı. Ali Sadi, tamamen istenilerek, arzu edilerek yapılan bir aşk bebeğidir. İnşallah bu güzel macerayı Mehmet Ali ile birlikte yaşarız, paylaşırız. Bunun için sadece dua ediyorum.
- Eşinizin 50’li yaşlarda olması, bebekle ilişkisi açısından sizi düşündürdü mü hiç?
Hayır, bu durum beni rahatsız etmedi. Ama çok fazla geçmeden de bir bebek yapmak istedik açıkçası. Eşimin şu an inanılmaz bir enerjisi var ve kendini bu konuda çok iyi hissediyor. Ama ben şunu çok iyi biliyorum ki, fiziksel açıdan yaşını göstermemesine rağmen, 60 yaşında olduğu için çocuğunun okul toplantısına gitmekten utanan babalar var. Bu sıkıntıyı ne çocuğa ne de babaya yaşatmamak gerek. Çok geç yaşta çocuk yapmanın da böyle sorunları oluyor. Dolayısıyla biz de fazla beklemek istemedik.
- Mehmet Ali Erbil’in çok olgun dönemine denk geldi bu bebek... Üstelik de erkek. Eşiniz bu durumu farklı yaşıyor mu ?
Bazı ilkler yaşıyor benimle. Mesela ilk defa ultrasonda bebek görmüş. Ekrandaki görüntüden çok etkiledi. Mehmet Ali de ben de bazı şeyleri hayatımızda çok büyütmeyen insanlarız. Ben ve Mehmet Ali için kız ya da erkek olması fark etmezdi. İleride Erbil soyadını devam ettirecek bir erkek yoktu. Dolayısıyla bebeğimizin erkek olması, sadece bu açıdan farklı bir mutluluk yarattı, anlamlı oldu, o kadar.
SÜNNET ELBİSESİ HAZIR
- Yani abartılı bir durum yok hayatınızda...
Hiç yok. Herkesin yaşadığı gibi, sevdiğin insandan çocuk dünyaya getirmek çok güzel bir duygu. Eşimle çok gurur duyuyorum. Çok güzel bir işi var, çok seviliyor. O kadar seviliyor ki her gün evimize inanılmaz hediyeler geliyor. Bir bavul dolusu hediyeyi birazdan kimsesiz çocuklara vereceğim. Kendime ayırdıklarım da var tabii ki. Bu bebek herkesin bebeği oldu. Çok keyifli şeyler yaşıyorum.
- Nasıl hediyeler geliyor?
Mesela oğlumuz için sünnet elbisesi geldi. Bir hırka örmüşler, çift taraflı kullanılıyor, inanılmaz güzel. El emeği, göz nuru... Sevdiğim, beğendiğim şeyleri oğlum için ayırıyorum tabii ki. Biz ise çok uzun zamandır fındık, bal, zeytin falan almıyoruz evimize. Memleketin dört bir yanından yiyecek, giyecek, aklınıza gelmeyecek şeyler geliyor. Ve hiçbirini hiçbir yere bırakmayız. Bütün hediyeler önce eve gelir, fazlalık varsa da buradan dağılır.
- Peki hamileliğiniz nasıl geçiyor?
Şu an 6.5 aylık hamileyim. Allah nazardan saklasın çok rahat, sorunsuz bir hamilelik geçiriyorum. Hamile kaldığımı öğrenir öğrenmez bir sürü kitap aldım. Bunlar bütün duygusal ve fiziksel değişimleri anlatan kitaplardı. Çok faydasını gördüm.
- Duygusal anlamda ne gibi değişimler yaşıyorsunuz?
Ağlıyorum! Hálá da çok duygusalım. Çocuklarla ilgili bir şey olduğu zaman acayip tepkiler veriyorum. Bütün bunların yanında bu bebek bende dinginlik yarattı. O üzülecek diye hiç kimseyle, hiçbir konuda tartışmıyorum. Çünkü bebekler 4 aylıktan itibaren anne ne hisserderse aynısını hissediyormuş. O yüzden güzel yemekler yemeye, güzel müzikler dinlemeye, güzel insanlarla birlikte olmaya özen gösteriyorum. Zaman zaman doğum korkusu yaşıyorum. Çalışmayı seven biri olarak ne yapacağım diye düşündüğüm, kaygılandığım dönemler de oluyor. Bunları da sakince çözmeye, halletmeye çalışıyorum.
- Ayakların yere sağlam basması, ekonomik özgürlük... Çalışmak bu dönemde daha bir önem kazanıyor değil mi?
Tabii ki... Zaten önemli olan hiç kimseye güvenmeden, kendi ayaklarının üzerinde sağlam bir şekilde durarak bir bebeği dünyaya getirmektir. Elbette eşime güveniyorum, bu ayrı, ama benim öncelikle kendime güvenmem gerekiyor.
NAZARDAN KORKUYORUM
- Nasıl besleniyorsunuz, neler yiyorsunuz, nelere dikkat ediyorsunuz?
Her anne adayı gibi bir hamilelik geçiriyorum. Sadece dikkat ettiğim birkaç nokta var. Çiğ
balık yemiyorum, sucuk-salam yemiyorum, sigara içilen ortamlarda bulunmamaya dikkat ediyorum, tek dikkat edemediğim nokta tatlı. Çünkü acayip tatlı yiyorum. Onun dışında zaten sağlıklı beslenen biri olarak, hayatıma aynı şekilde devam ediyorum. Haftada üç gün yüzüyorum. Hoca eşliğinde, doğumu kolaylaştıran hareketler yaparak yüzüyorum. Yürüyüş yapıyorum. O yüzden de hiç bel ağrısı çekmiyorum. En çok su tüketiyorum. Peynir, yoğurt, balık yiyorum, süt içiyorum. Hamileliğim boyunca 7 kilo almışım. Bebek şu anda 1.5 kilo, boyu da 33 santim. Uzun boylu ve toplu bir bebek olacak.
- Normal doğum mu, yoksa sezaryen mi düşünüyorsunuz?
Normal doğum istiyorum. Normal doğum, hem bebek için hem de kadın sağlığı için çok önemli. Biraz korkuyorum ama inşallah bir sorun olmazsa oğlumu normal doğumla dünyaya getireceğim.
- Yurt dışında mı doğum yapacaksınız?
Doktorumun tam doğum zamanı Amerika’da bir konferansa katılması gerekiyor. Eğer giderse ben de onunla birlikte Amerika’ya gideceğim ve orada doğum yapacağım.
-Nasıl bir evlat yetiştirmeyi hedefliyorsunuz?
Ben çocuğun anne ve babayla büyümesini, onunla birlikte seyahat etmesini doğru buluyorum. Çocuklar evde dursun, anne-baba gezip tozsun, yok böyle bir şey. Çocuk, ailesiyle birlikte her yere gidebilmeli. Aileler bu sorumluluğu taşıyabilmeli... O yüzden benim bebeğim her yere benimle, babasıyla gelecek. Öyle el bebek, gül bebek büyüyen, nazlı bir çocuk olmayacak. En azından böyle olmaması için elimden geleni yapacağım. Çocuğumun babası gibi sevecen, alçak gönüllü, kendi emeğiyle bir şeyler yapan, yani babasının servetiyle, babasının işiyle bir şeyler yapan bir çocuk olmasını istemem. İnşallah bu duyarlılıkta bir evlat olur. Tabii bir de kadınları üzmeyen birisi olsun oğlum.
- Belki babası gibi şovmen olur...
Sanatla, sporla ilgilenmesi çok hoşuma gider. Sadettin Erbil de çok başarılı bir tiyatrocu ve seslendirmendi. Sonra Mehmet Ali geldi. O da müthiş bir yetenekti, şartlar ve koşullardan dolayı babasından daha başarılı oldu. Yani boynuz kulağı geçti. Ali Sadi, Mehmet Ali’yi geçebilecek çocuk olursa inanılmaz bir şey olur tabii ki. Çok zannetmiyorum ama belli de olmaz... Sonuçta sağlıklı, mutlu olsun yeter.
ÇANTAMI ALIR GİDERİM-
Ya hamilelik ve sonrası için endişeleriniz... Yani bir dönem eşinizle mesafeli bir dönem geçireceksiniz. "Eyvah aldatılır mıyım" korkusu var mı?
En çok aldatmalar da bu dönemlerde oluyormuş değil mi? Evet, kötü bir dönem ama endişelendirmiyor. Ben her zaman her şeye hazırlıklıyım. Bugün eve gittiğimde böyle bir şey olsa, çantamı alıp giderim. Ama olayın boyutu çok önemli. Çantanı alıp gideceğin durumlar da vardır, oturup konuşabileceğin durumlar da... Bu konularda her zaman çok sert tepki veren birisiyim. Ama böyle bir şey başıma gelirse ne yaparım bilmiyorum. Onu o zaman düşünürüm herhalde. Ben, bebek konusunda çok duyarlı, hassas olurken, erkeğin de aynı şekilde hem bebek hem de eşi için duyarlı olması gerekiyor. Yani babalık o zaman başlıyor işte.
Babası kadar çapkın olmasını istemem
- Biraz önce oğlunuz için "Kadınları üzmeyen bir erkek olsun" dileğinde de bulundunuz. Ama oğlunuzun, "500 kadınla beraber oldum" diyen çapkın bir babası var.
O açıklaması feci bir şeydi. Bunu söylediği zaman kendisini hiç tanımıyordum. Çok büyük bir gaf, çirkin bir açıklama bence. Bu beyanatı çıktığı zaman ben İtalya’da bir arkadaşımın yanındaydım. Neyse erkeklerle ilgili konuşurken "Beni hayatta itebilecek tek erkek olabilir, o da Mehmet Ali Erbil. ’500 kadınla beraber oldum’ diyen bir erkek çok itici bir erkektir" demiştim. Çok büyük söz etmişim. Dolayısıyla oğlumun bu kadar çapkın olmasını da istemem açıkçası. Dediğim gibi inşallah kadınları üzmez. Ama o
yengeç burcu, duygusal. Üzmez diye düşünüyorum.
- Huzurunuz, mutluluğunuz için bazı şeyleri duymamazlıktan, görmemezlikten geliyor musunuz?
Evet. Mehmet Ali’nin geçmişi artık beni ilgilendirmiyor. Benim için onunla birlikteliğimden sonrası önemlidir. Geçmişle yaşayamazsınız. Onu asla yargılamıyorum. Herkes belirli bir süreçten geçiyor. Ben eşime güveniyorum. Çünkü Mehmet Ali bana karşı her zaman çok özenli, saygılı, sevgi dolu davrandı. O yüzden ilişkimiz başladığı günden itibaren kendisiyle olumsuz bir şey yaşamadım.
- TV programında bayan konuklara ya da hostes kızlara yaptığı şakalara kızmıyor musunuz?
Yok, onları hiç takmıyorum. Ama ben evli ve çocuk sahibi birisi olarak daha saygılı, daha özenli davranması gerektiğini söylüyorum, istiyorum. Onun dışında hiçbir şeye takmıyorum, aldırmıyorum. Sonuçta bu onun işi...