Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2004 01:31
Radikal Gazetesi yazarı ve iletişim profesörü Haluk Şahin, dünkü köşe yazısında sinemalarda gösterime giren ‘Truva’ filmini konu alarak, ‘Troyalılar Türk müydü?’ sorusunu ortaya attı. Bu sorunun Ortaçağ’dan beri tartışıldığını anlatan Şahin, şunları yazdı:
TROYALILAR Türk müydü? Hadi canım, bu saçma soru da nereden çıktı demeyin. Bu soru ortaçağdan bu yana yerli yabancı pek çok kişi tarafından sorulmuş ve tartışılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin yükseliş döneminde, özellikle Osmanlı donanmasının tüm Akdeniz’de üstünlük sağlamasından sonra, Rönesans Avrupası ‘Bu Türkler de nereden çıktı?’ diye sormaya başlamış.
O dönemde pek çok kişi tarafından kabul edilen bir teoride, Türkler aslen Troyalı savı öne sürülmüş. Adları, Troya düştükten sonra Asya’nın içlerine kaçan Troyalı generallerden Turkus’tan geliyormuş. Binlerce yıl Asya’da kalan Türkler, Troya yenilgisinin öcünü almak için geri gelmişler, almışlar ve Avrupa’ya yönelmişler. (Kaynak: James Harper, Rome vs. İstanbul: Competing Claims and the Moral Value of Trojan Heritage)
Ünlü tarihci Gibbon’un bile Roma İmparatorluğu’yla ilgili dev eserinde değindiği gibi, bir başka açıklamaya göre; Türklerin soyu, Homeros’un değilse bile Virgil’in sözünü ettiği cengáver ‘Teucri’den geliyormuş.
‘Türk’ anlamına gelen Latince ‘Turci’ ve İtalyanca ‘Turchi’ sözcükleri buradan esinlenmiş...
1453’te İstanbul’un muhasarası sırasında kentte bulunan Kardinal İsidore yazdığı bir mektupta Sultan İkinci Mehmet’ten ‘Troyalıların Prensi’ şeklinde söz etmiş. (Kaynak: Terence Spencer, Turks and Trojans in the Renaissance)
Deneme türünün babası sayılan Montaigne, Fatih Sultan Mehmet’in Papa İkinci Pius’a yazdığı mektupta ‘İtalyanlarla aynı kökten olduğumuz ve onlar gibi Hektor’un öcünü almak hakkımız olduğu halde, İtalyanların bize düşmanca davranmalarına ve Rumları korumalarına şaşıyorum’ yazmış.
Gerçekten Roma İmparatorluğu’nu kuranlar ve yönetenler de kökenlerinin Troya’da bulunduğunu öne sürüyorlardı. Virgil dev eseri Aenid’te Troyalı Aenas’ın Roma’ya gidiş öyküsünü anlatır.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinden birkaç yıl sonra Çanakkale’ye Troya’nın bulunduğu bölgeye gelerek o büyük savaşın kahramanlarına övgüler düzdüğü ve Yunanlılardan Hektor’un öcünü aldığını söylediği tarihçi Kritopulos tarafından anlatılır.
Türklerin Troyalı olup olmadığı Rönesans döneminin önemli tarihsel tartışmalarından birisini oluşturmuş. Özellikle başlangıç dönemlerinde Katolik Avrupa’nın, Troya kökenli Türklerin ‘yoldan çıkmış’ Yunanlıları yenmesine sempatiyle baktığı anlaşılıyor. Hatta bir şair ‘Yunanlılar antikçağlarda kendilerinden başka herkesi barbar saymalarının cezasını çekiyorlar’ diye yazmış.
KİLİSE VE PAPA BAŞROLDE Ne var ki, Türklerin Avrupa’daki ilerleyişi Katolikleri de korkutmaya başlayınca bu kez tam tersi savlar ön plana çıkmış. ‘Káfir’ Türklerin asalet sembolü Troyalıların torunları olamayacağı, gerçek Troyalılığın Kutsal Roma İmparatorluğu’na ait olduğu vurgulanmış. Katolik Kilisesi ve Papa, Türklere yönelik bu dışlama kampanyasında başrolü oynamışlar. Türk tekrar ‘öteki’, ‘yabancı’, ‘dışarıdaki’ rolüne itilmiş (Yer darlığı dolayısıyla Avrupa’da bazı Katolikler tarafından bugün söylenenlerle o zaman söylenenler arasındaki paralelliklere şöyle bir değinip geçiyorum.)
Sabahattin Eyüboğlu ‘Mavi ve Kara’ adlı denemeler kitabında Mustafa Kemal
Atatürk’ün yanındaki bir subaya ‘Dumlupınar’da Troyalıların öcünü aldık’ dediğini yazar. Bu gerçek midir, yakıştırma mıdır, bilemem. Yakıştırma olsa bile, yakışan bir yakıştırma olduğuna kuşku yok.
Tarihçi Reşit Saffet Atabinen’in ‘Türklerin Avrupalılarla Müşterek Troya Menşeleri Efsanesi Üzerine Araştırma’ adlı ve 1951 tarihli bir kitabı olduğunu değerli düşünür Arslan Kaynardağ’ın ‘Troyalıların Türklüğü Konusunda Düşünceler’ başlıklı yazısında okumuştum (Cumhuriyet, 6 Mayıs 1994). Ne yazık ki, o kitabı bulabilmiş değilim...
Gördüğünüz gibi ‘Troyalılar Türk müydü?’ sorusu o kadar da uydurma bir soru değil.
Günümüz Türklerinin tarihsel rol olarak Troyalı olduğuna ise hiç kuşkum yok!