Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2007 00:00
Popüler müzik ile Türk müziğini harmanladığı ilk albümünü geçtiğimiz günlerde çıkaran Gökhan Sezen, önce Zeki Çetin’in, ardından Bülent Ersoy’un desteğini aldı... Sezen, bugünlerde Günay Restoran’ın sahibi Günay Tuncel’in himayesi altında. Haftada bir Günay’da Türk sanat müziği gecesi yapan genç şarkıcı, TRT yıllarını ve hayallerini anlattı.
Gökhan Sezen kimdir?
- 30 yaşındayım. İlk önce Mimar Sinan Üniversitesi’nde çello eğitimi aldım, sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Şan Bölümü’nden mezun oldum. Çocuk yaştan itibaren hep müziğin içinde bulundum. Çünkü ağabeyimin "Asansör" adında bir rock grubu vardı. Ama gönlüm hep Türk sanat müziğinden yanaydı. Üniversitede okurken de TRT’nin açtığı sınavları kazandım. Hep iyi işler yapmak istedim. O yüzden de TRT’yi tercih ettim.
n 1985’ten sonra TRT’den erkek vokal çıkmadı. Yıllar sonra bu kadar popüler olan bir tek siz varsınız. Sebebi nedir?
- Kanalların çoğalmasıyla birlikte müzik çeşidi arttı. Sansürler kalktı. Cazip şeyler de ortaya çıkınca sanat müziği tercih edilmedi. Bu yüzden yeni isimler kendini var edemedi. Ama 2000’li yıllarda genç kuşak TRT’ciler bir anda atağa geçti. Kral TV’den "Akşam Sefası" programımızla ödül bile aldık. O dönem TRT’nin yaramaz çocuğu ilan edildim.
n Kral TV ödülü nedeniyle mi?
- Tabii. Benim kafamda Türk müziğini başka bir imaja oturtmak vardı. Bilirsiniz TRT’de sanat müziği icra eden erkeklerin hepsi penguen gibi takım elbiselidir, papyonludur ve soğuk bir ifadeyle şarkılarını söylerler. Kural budur çünkü. Ben böyle olmaması gerektiğini düşündüm. Bazen papyon takmayarak, bazen gömleğimin bir düğmesini açarak programlara katılmaya başladım. Kafamdaki bu imajı yavaş yavaş kanala empoze etmeye çalıştım. İşte "Akşam Sefası" da bu değişimi yapabileceğim müsait bir programdı. Herkes o programa çıkarken papyon taktı, ben takmadım.
n TRT’de kıyafet devrimi yaptınız yani...
- Evet... Herkes biliyor, takdir ediyor. TRT’de kıyafet devrimi yapan tek sanat müziği icracısı benim. Siyah takım giymek kuralken, ben kırmızı, pırıltılı ceketlerle programlara katıldım. Herkes kafasını bu müziğe, bu işe çevirdi. Çevirince de birçok arkadaşım ödül aldı. Bizim böyle şeylere ihtiyacımız var. Yani sanat müziğini iyi sunan ya da nasıl sunulacağını bilen zeki, sivri, cesaretli insanlara ihtiyacımız var. Ben bunu yaptım. Diğerlerinden tek farkım bu. Tabii ki sanat müziğini icra edenlerin bir ağırlığı olmalı. Benim düşündüğüm şey, bu müziği popüler ortama da sokabilmek. Bir fasıldan herkes keyif alıyor. Ama orada sanat müziğini bir cümbüşle, eğlenceyle sunuyorlar. TRT’ye bakın... Çok ağır. Sunum çok önemli işte... Ben TRT’nin bütün kurallarına uymadığım için de 6 ay önce kovuldum zaten.
n Albümünüzün adı "Yorumcu"... İyi bir yorumcu olduğunuzun altını mı çiziyorsunuz?
- Hayır ama ben iyi bir yorumcuyum, Albümüm çok sevildi. Şu an 20 bin civarında satışı. Beni kimse tanımıyor. Yani popüler bir adam değilim. Ona rağmen 20 binin bir başarı olduğunu düşünüyorum.
n Albümünüzde Türk sanat müziği bestekárlarının şarkısını göremiyorum. Daha çok Sezen Aksu şarkıları var, neden?
- Çünkü ben gençlere ulaşmak istedim. Yani bir Türk sanat müziği albümüyle kendimizi ifade edemeyecektik. Çünkü TRT sanatçısı imajıyla ortada olacaktım. Ama bu şarkılar da Türk sanat müziğine çok yakın... Aslında Sezen Aksu da pop müzik yapmıyor, sadece sözleri popüler. Müziğinin tamamı Türk müziği melodileri. Bu fikir Metin Özülkü’den çıktı. Çok da iyi yaptığımızı düşünüyorum.
Bülent Hanım’la aramızda aşk yok
n Bülent Ersoy’un size destek olduğundan söz ettiniz. Nasıl tanıştınız kendisiyle?
- Ben Bülent Hanım’la Zeki Çetin’in restoranında sahne alırken tanıştım. Daha sonra onun televizyondaki programına katıldım. Bir gün bana "Sen de günün birinde ortaya çıkacaksın. Bizler gelip geçiciyiz. O yüzden sana destek olacağım" demişti, oldu da.
n Bir dönem aşk yaşadığınız iddia edilmişti?
- Böyle bir şey yok. İlişki denilecek bir şey de yok. Ben Bülent Hanım’ın sanatına hayranım. Onunla aynı masada oturmamın, sohbet etmemin sebebi de budur; yani müzik aşkıdır. Ben onun engin tecrübelerinden faydalanıyorum. Bülent Hanım çok esprilidir... Benden "Parlak, yakışıklı çocuk" diye bahsettiği zaman yanlış anlaşılabiliyor.