Güncelleme Tarihi:
Saat başı kurabiye yerim
Bu başlığa aldanıp yanılmayın. Evet söylediği doğru, ama İpek Tenolcay buna rağmen çok zayıf ve sadece 54 kilo.
İpek Tenolcay... Onu önceleri manken olarak tanıdık. Ardından özellikle moda programlarının vazgeçilmez sunucusu oldu. Bu arada oyunculukla da tanıştı. Hem sinema filmlerinde, hem de dizi filmlerde rol aldı. "Kurtlar Vadisi"nde canlandırdığı Nesrin Çakır karakteri şöhretini perçinledi. Bir çocuk annesi olan 36 yaşındaki Tenolcay’ın güzel fiziğinin sırrını öğrenmeliydik. Sonradan öğrendik ki; İpek Tenolcay doğuştan şanslı kadınlardan biriymiş!
- Sizi tanıdık tanıyalı zayıfsınız. Hiç kilo probleminiz oldu mu?
Hayır olmadı. Mesela hamileliğimde 12 kilo almıştım. 20 gün sonra eski kiloma yeniden döndüm. Hatta üç ay sonra uykusuzluktan daha da kilo vermiştim.
- Yoksa yemek yemeyi sevmiyor musunuz?
Yiyorum, ama benim kilo alamamak gibi bir problemim var. Gençken bu çok daha belirgindi. Doktora gittim. Sonuç şu; hızlı bir bioritmim var. Her normal insan kalori yakıyor. Benim vücudum normalin biraz daha fazlasını yakıyormuş. Fakat yaş ilerledikçe bu hız eskiye göre yavaşlıyor. O yüzden şimdi daha ölçülü yemek yiyorum. 20-25 yaşındayken yarım ekmek yerdim kahvaltıda. Şimdi ekmek yemiyorum, canım da istemiyor. Bir de çok hareketli bir insanım. Hiç oturmuyorum.
- "Özellikle şunu seviyorum" dediğiniz bir yemek var mı?
"Şu olsa da yesem" dediğimi hayatta hatırlamıyorum. Çok acıktığım zaman sadece onu bastıracak bir şey ararım. Bazen kuru ekmek, bazen ekmek arası bir şey... Sık yerim, ama az yerim. Günde altı-yedi öğün yerim. Şeker, çikolata değil ama canım saat başı bir tane kurabiye ister. Çayı çok severim. Kuru kuru gitmesin diye yanında kurabiye yerim. Aslında sürekli bir atıştırma halindeyim.
- Kilonuz ve boyunuz kaç?
Kilom 54, boyum 1.72 cm. Aslında çok zayıf değilim, normalim. Galiba benim kemiklerim kalın, az etli görünüyorum.
- Düzenli spor yapıyor musunuz?
Yapamıyorum. Bazen uyumaya bile fırsat bulamıyorum. Ama yazın daha iyi oluyor. Yüzmeye gidiyorum. Yürüyüş yapıyorum. Kızımla birlikte yerimizde durmuyoruz. Bir de ben bel fıtığı geçirdim. Ondan sonra ağır spor dönemi benim için kapandı. Ama sabahları bel, sırt ve karın kaslarımı kuvvetlendirmek için beş dakika boyunca yapmam gereken hareketleri yapıyorum.
- Gördüğüm kadarıyla fazlasıyla hareketli birisiniz...
Fazlasıyla tez canlıyım. Bu da fazla iyi bir şey değil. Zaten bu yüzden panik atak olmuştum. Yeni yeni düzelmeye başladım. Her an, bir sonraki anı düşünerek yaşıyordum. Aslında bu durum da enerjini fazlasıyla tüketmene neden oluyor. Kafam çok meşgul. Uyurken bile bir enerji harcıyorum.
- Cilt ve vücut bakımıyla aranız nasıl?
Aslında bir kadın kilolu olmasa bile selülit problemi, vücudun sarkması gibi tehlikeler var. Spor, bunlarla savaşmak için şart. Bunları yapamayınca her şeyin ucunu bırakıyorsun. Eskiden çok dikkat ettiğin şeyleri zamanla önemsemeyebiliyorsun. Mesela ben hayatta makyajla yatmam. Ama setten eve sabahın beşinde gelince koltukta sızıyorum. Normalde haftada bir cildime peeling ve cilt temizleme maskesi yaparım.
- Düzenli bakım yaptırır mısınız?
Cilt bakımımı evde kendim yaparım. Düzenli olarak haftada bir manikürümü, 15 günde bir de pedikürümü yaptırırım. Karma bir cilde sahibim. Açık tenli, ince ve çabuk yıpranan bir cildim var. Ne yazık ki, yaşıma göre çok yıprandı. Ama bu cildimin özelliğinden kaynaklanıyor.
- Bir de çekimlerde çok ağır makyaj yapılıyor.
Makyajın altına önce baz hazırlanır ya, işte o cildime çok ağır geliyor. Bütün günüm öyle geçiyor. Zaten cildim yer yer kuru. Kendime en çok kızdığım şey, su içmememdir.
- Sevmiyor musunuz?
Susayınca aklıma çay geliyor. Çayı çok tüketiyorum. Ancak içim çok yanarsa aklıma su içmek geliyor.
- Günlük hayatta dışarı çıkarken yüzünüze ne sürersiniz?
Göz altı kremimi ve nemlendiricimi sürerim. Hiç makyaj yapmam, sevmiyorum çünkü.
- Hiç estetiğiniz var mı?
Burnum kırılmıştı, tedavi amaçlı ameliyat oldum. Ama kalkık bir burun olmadı. Sadece kemiğim düzeltildi. Eski fotoğrafımla şimdikine bakın, çok fark yok. Eskiden yüzüm daha çocuksuymuş, şimdi daha olgun bir ifade var.
Tayt giymekten utandım
"Gora" filminin çekimlerinde tayt giyiyordum. Çekimler sırasında da, film vizyona girdiğinde de kendimi izlerken çok utandım! Aslında aradan uzun zaman geçince şöyle de düşünmedim değil; "Tayt giydiğim o kadar da belli olmuyormuş!" Çünkü taytların üstünde uzun kostümler vardı. Kendi aramızda bir şeyler söyleyip, gülüyorduk. Ama yine de insan alışık olmayınca tuhaf geliyor.
AJANDA
28 MART
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde ilkbahara zengin bir program ile "merhaba" deniyor. Sefarad konseriyle sen de bu eğlenceye katıl.
29 MART
Zeynep Casalini ve orkestrası, Profilo Kültür Merkezi Tiyatro Kedi’nin "Küçük Şarkılar Bahçesi"nde konser vermeye hazırlanıyor.
31 MART
Duman, Balans Music & Performance Hall’de... Bu konseri sakın kaçırma!
BAY AŞK UZMANI
Aşkımız bitmeli mi
AŞIK 14: 14 yaşındayım. Beş ay önce bir çocukla çıkmaya başladım. Birlikteliğimiz çok iyi giderken onun annesi ve babası boşandı. O babasıyla birlikte Antalya’ya gitmek zorunda kaldı. Onu çok seviyorum, ama ayrılmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Sizce ayrılmalı mıyım? Yani gözden ırak olan, gönülden de ırak olur mu? Ortada kesin bir şey var ki; o buraya, yani İstanbul’a asla dönmeyecek. Çünkü velayeti babasında. Bu konuyu onunla konuştuk ve ikimiz de kararsızız.
BAY AŞK UZMANI: Her şeyin ilacı zamandır. Ben "Ayrılın" desem, ayrılacak mısınız, ya da "Birlikteliğinize devam edin" desem... Dediğim gibi, her şeyi zamana bırakın. Şu da bir gerçek ki, araya mesafeler girdikçe ilişkiler bitiyor. Yeni hayatlarına alışıyor insanlar. Belki baştan çok güç oluyor, ama bir şekilde de hayat devam ediyor. Şimdilik acı çekmemek için ayrılmayın. Telefon sohbetleriniz sürsün. Bakalım zaman ne gösterecek?