Pınar YILMAZERLER
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2005 00:40
Eşim bana torpil geçmez
Müzisyen Febyo Taşel’le evli Funda Arar’ın sessiz ilerleyişi sürüyor. Taşel’le müzikal işbirliğinden de memnun olan şarkıcı, eş durumundan dolayı kendisine torpil geçilmediğinin altını çiziyor.
Şarkıcı olmayıp, bankacı ya da öğretmen olsaydın, evliliğini bugünkünden farklı yaşar mıydın?
Öncelikle şunu belirteyim; evlenince hayatımda büyük bir değişiklik olmadı. Zaten dört senelik bir ilişkimiz vardı. Sadece aynı evde yaşamaya başladık! Eşim de müzisyen. Aynı işi paylaştığımız için zorluk çekmiyorum. Tabii ki yaşam tarzımız, 09.00-18.00 çalışan bir insanla aynı değil. Gecemiz, gündüzümüz birbirine karışıyor. Bazen o stüdyodan gecenin bir yarısı geliyor, ben evde oluyorum. Ya da tam tersi olabiliyor. Sonuçta karşılıklı anlayış şart! Aynı meslekten olduğumuz için birbirimizi anlayabiliyoruz. Ama başka bir meslek dalıyla uğraşsaydı her şey çok zor olurdu.
- Eşin senden başka şarkıcılarla da çalışıyor mu?
Tabii ki! Bazen bana soruyorlar ‘Eşiniz beste konusunda size torpil geçiyor mu?’ diye. Bizde öyle torpil geçme yok! Febyo çok profesyonel bir insan. İşine yoğunlaşır ve üzerinde çalışır. O dönem kiminle çalışıyorsa, ürettiği beste o kişinin albümüne gider.
- Mesleki anlamda olmak istediğin yerde misin?
Bizim ülkemizde maalesef bazı tezatlıklar var. Bazen ‘Bazı şeyler daha mı çok prim yapıyor acaba?’ diye düşünülüyor.
Magazin programlarında ne kadar çok görünürseniz sanki o oranda başarılısınız, insanlar sizi çok seviyor zannediliyor. Aslında bu gerçek değil, tamamen sanal bir dünya! Gerçek, konserlerde ve albüm satışlarında ortaya çıkıyor. Evet ben televizyon ekranlarında sık sık görünmüyorum. Magazinsel bir yanım yok. Fakat bulunduğum yerden çok memnunum.
- Diyelim ki romantik şarkıları kendine daha yakın buluyorsun. ‘Hareketli parça da koymalıyım, yoksa albüm satmaz’ diye ticari bir kaygı taşır mısın?
Zaten 10 şarkının hepsinin slow olması mümkün değil. O zaman albümde hareket eksikliği olur. Atmosferin zaman zaman değişmesi gerek. Sonuçta bu ticari bir iş. Hiçbir şeyi dejenere etmeden sanatsal anlamda bir şeyler yapmaya çalışırken, halkın beğenisini de göz önünde bulunduruyorum. Orta yolu bulmak lazım, en doğrusu da bu.
- Bir opera salonunda mı konser vermeyi tercih edersin, yoksa stadyum konserini mi?
İkisinin de yeri ayrı. Ben AKM’de de konser verdim. Onun tadı ayrı. Stadyumda binlerce insana verdiğin konserin coşkusu ayrı. İkisini de tattım. 50 bin insanın bir bütün olduğunu görmek başka bir duygu, konser salonunun oturma düzeninde şık giyimli insanların çıt çıkarmadan sizi dinlemesi başka bir duygu. Sonuçta orada bulunan insanlar sizi dinlemeye gelmişse mekanın pek önemi yok.
- Hani hep denir ya; ‘Sahneye çıktığım zaman değişiyorum’ diye, sende de oluyor mu?
Çoğunlukla sessiz, sakin, kendi halinde bir insanımdır. Ama sahnede çok farklılaşıyorum. Beni görenler de söylüyor bunu. Zaten karşınızda o kadar insanı görünce sizin de coşmamanız mümkün değil. Bazen çok büyük baş ağrılarıyla çıktığımı bilirim sahneye. Hemen geçer.
- Gerçekten göründüğün kadar mütevazı biri misin?
Allah herkese ayrı bir yetenek vermiş. Bana böyle bir yetenek verdiği için ben de bu mesleği yapıyorum. Bir insan bunun bilincinde olursa, o vakit burnu havada olmaz. Sonuçta ölüp gideceğiz. Ben kalp kırmaktan, birini üzmekten çok korkarım. Bir şarkımda şöyle diyorum; ‘Evet hayat hep son sözü söyler ama benim de cümlelerim var.’ ‘En son ne zaman otobüse bindin?’ diye bir soru geldi. ‘Otobüse değil ama en son bir hafta önce metroya bindim’ dedim ben de... O kadar saatimi trafikte geçireceğime, gidip metroya biniyorum. Neden binmeyeyim? Ben bunları aşmış durumdayım.
KUZEN PARTİSİ
Erkek arkadaşımla yeni yeni çıkmaya başladığımız günlerdi. Bir gün buluştuk. Bir, iki saat birlikte vakit geçirdikten sonra teyzemin kızıyla buluşmak üzere erkek arkadaşımın yanından ayrıldım. Teyzemin kızıyla bir alışveriş merkezinde dolaştık, eğlendik. Aa! Bir de ne göreyim, sevgilim yanında bir kızla! Ne yapacağımı bilemedim ve çok öfkelendim. Deli gibi fırlayıp yanlarına gittim. Sevgilime bağırdım, çağırdım. İkisi de şaşkınlıkla bana bakıyordu. Meğer o kız, sevgilimin kuzeniymiş! Çok kötü bir tanışma oldu. Yüzümün halini siz düşünün artık! Nihal, 15
BAY AŞK UZMANIKomplekslerimden kurtulamıyorumASOSYAL14: 14 yaşındayım. Küçükken geçirdiğim göz rahatsızlığı yüzünden 10 yıl, 15 numara gözlüklerle dolaştım. Hiçbir oyuna katılmadım ve kendime savunma mekanizması olarak kılıçtan keskin bir dil yarattım! Göz sorunum halloldu. Aslında güzel bir kızım. Geçen sene birine aşık oldum. Maalesef daha önce erkeklerle tek kelime konuşmamış olduğum için, benden nefret etmesini sağladım! İnsanlarda çok kötü bir ilk izlenim bırakıyorum. Lütfen bana fiziğimi nasıl geliştirebileceğimi, bir daha nasıl aşık olabileceğimi söyle.
BAY AŞK UZMANI: 14 yaşında olmana rağmen çok zeki ve olgun bir kızsın. Aslında sorunun cevabını da biliyorsun. Gereksiz yere komplekse girmişsin. Güzel bir kızmışsın. İnan her geçen gün daha çok güzelleşeceksin. Önce kendinle barışık olmaya çalış. Olduğun gibi davran. Göz sorunu nedeniyle insanlardan uzaklaşmışsın. Sana yakınlaşmalarına izin ver. Her şey yoluna girecektir.
AJANDA3 9 AĞUSTOS
Romantik sesi ve romantik şarkılarıyla Nev, Rumeli Hisarı’nda...
3 10 AĞUSTOS
Türkü gecesi yaşamaya var mısın? Arif Sağ ile Sabahat Akkiraz Rumeli’nin göz alıcı ışıkları altında sizlerle buluşuyor. Bu büyük isimleri dinleme fırsatını kaçırma!