Esma ÇAKIR / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2004 00:45
İETT şoförü Salim Boysan, saksafon ve saz çalıyor. Boysan, hareket amirliğinde mesai arkadaşlarına mini konserler veriyor.
Anadolu Yakası’ndaki İETT hatlarında 21 yıldır şoförlük yapan, 5 çocuk babası 52 yaşındaki Salim Boysan müzikle, 36 yıl önce Beyazıt’ta ders aldığı bağlama öğretmeni Hasan Bayhan sayesinde tanıştı. 1974 yılında askere gidene kadar bağlama çaldı. Müzikle ilgilendiği için Çanakkale’deki birliğinde bandoya alındı. Dudak yapısı üflemeli çalgılar için uygundu. Bando şefi, saksafonu eline verip, ‘Bunu çalacaksın’ dedi. Notaları biliyordu ama saksafon ona çok yabancıydı. Alışması zor olsa da daha sonra birliğindeki törenler ve moral gecelerinde saksafon çalmaktan keyif almaya başladı.
TÜFEK YERİNE SAKSAFON
‘Önceleri garipsedim. Çünkü tüfek yerine saksafon tuttum. Sonra ona aşık olacağımı nereden bilirdim?’ diye anlattığı saksafondan tezkere aldıktan sonra da vazgeçemedi. Parasını denkleştirince, 3 yıl sonra bir saksafon satın aldı.
Salim Boysan, 21 yıldır İETT’nin Anadolu Yakası hatlarında şoförlük yapıyor. Ona göre direksiyon sallamak zor ama insanlarla ilişki kurmak büyük keyif veriyor. Bir de onun müzisyen ve şair yönünü bilen yolcular otobüse binip, onu tebrik ettiklerinde değmeyin keyfine.
Meslektaşlarına göre o garip bir insan. Bağlamayı anlıyorlar ama ‘Saksafon da nereden çıktı?’ diye sormadan da edemiyorlar. Yine de, iş yoğunluğundan dolayı nadir de olsa hareket amirliğinin çay ocağında Salim Boysan’ı dinlemekten keyif alıyorlar.
EMEKLİLİĞİ BEKLİYOR
Salim Boysan, bağlama da çalıyor ama daha çok onu saksafonun ifade ettiğini söylüyor. Eşi ve 5 çocuğu onun bu yönünü çok seviyormuş. Zaten yazdığı birçok şiirin ilhamını da ‘Şiir gibidir’ dediği eşi Neziha Hanım’dan almış.
Salim Boysan, bir orkestrada çalmayı çok istiyor. Ama günde 8 saati direksiyon başında geçince, bir de ailesine vakit ayırmak zorunda olduğu için bu hayalini ancak 2 yıl sonra gerçekleştirebilecek. ‘Ne yazık ki hayat şartları zor. Şu an sadece müzikle uğraşmayı ben de çok istiyorum. Ama oradan kazandığım parayla ailemi geçindiremem. Bunu ancak 2 yıl sonra emekli olunca yapabilirim’ diyor.
‘Doğuş ve ölüm arasındaki insana dair herşeyi anlatıyorum. Sevgi, tabiat, kahramanlık tarihi gibi’ dediği 600’e yakın da şiiri var. Geçen yıl İETT’nin düzenlediği bir şiir yarışmasında, ‘Sana geldim sende misafirim İstanbul’ şiiriyle birincilik ödülü almış.
Emekli olduktan sonra sponsor bulabilirse şiirlerini, ‘Dalından Düşen Son Yaprak’ adı altında bir kitapta toplayacak.
‘Bana bir iki kelime verin, size hemen bir dörtlük yazayım’ diyor ve hemen mesleğiyle ilgili şu dörtlüğü döktürüyor:
‘Sabah erken kalkıyorsun, işine adapte oluyorsun.
Durak geçmiyorsun, yolcu seçmiyorsun.
Bir kuş misali ulaşımını sağlıyorsun.
Cefakár, fedakár şoför arkadaşımsın.’