Trafiği kördüğüm etmekle görevli polis

Tabii yukarıda söylediğim cebir ve hile, çeyrek asırlık evli bir kadının bütün ‘incelikleriyle’ icra edildi, en küçük bir sertlik ve zorlama söz konusu değil.

- Ben kendim de giderim ama, Beşiktaş’ta, hele hele pazarın kurulduğu gün, yer bulmak imkânsız, biliyor musun! Otobüsle gideyim eğer çok uykun varsa…Havuç da hazır:- Ne yapalım biliyor musun, çıkarken gazetelerini alalım, böylece beni beklerken okur vakit kazanırsın… Ne dersin?- Böylece ne kadar vaktin geçtiğini de anlamamış olurum, değil mi? Mükemmel fikir… Hadi yürü, bir an önce gidip gelelim!*Beşiktaş Pazarı, Ihlamur’da (galiba Muradiye Mahallesi’dir adı) kurulur. Biliyorsunuz herhalde. Karım alışveriş yaparken, ben de Topağacı’na çıkan parke taşlı caddede, bir çınar dibine park eder, gazetemi okurum. Topağacı’na çıkış kapalıydı. Tabii uyarmaya, işaret koymaya filan ne gerek var, sürücüler yolun ağzıra kadar gelince, o da ortada duran yol makinesini görüp anlayıversinler caddenin kapalı olduğunu ve artık ne halleri varsa görsünler! (AKP Belediyesi’ne oy veren İstanbullular bunun çok daha beterine layıktır zaten, oh olsun!)Bir kenara çektim arabayı bekliyorum.Ihlamur’dan (Pazar yerinin önünden geçerek) Spor Caddesi’ne doğru giden yol, cumartesi bu saatte (Pazar sebebiyle) hep tıkanır. Pazara gelip gidenler, indi bindi yapanlar, mal getiren kamyonetler filan… Trafik ağır akar, bol korna ve bol küfürle seyredilir.

Bir ara “34 bilmem kaç, park etme, devam et!” anonsunu duyunca, başımı gazetemden kaldırdım. Trafik Vakfı’na ait bir çekici (hani, sadece trafiği rahatsız etmeyen küçük arabaları çeken, yasak yere park edilmiş Mercedes’lere, Jeep’lere dokunmayı dötü yemeyen vakıf…) ana yolda park eden araçları uyarıyor.- Hayret, pazarın kurulduğu gün burada polis görülmezdi, hepsi civardaki kahveleri ve büfeleri 'teftişte' (!) olurdu! diye düşündüm. Gazetelerime döndüm.Ancak, üç beş dakika sonra bir kıyamettir koptu. Korna çalanlar, arabasından hışımla inip bağırıp çağıranlar…Meğer trafik bu sefer tamamen kitlenmiş, dakikalardır milim ilerlemiyor.Tabii insanlar göremiyorlar; ben tepeden ‘trafiğin kitlenme sebebi’ni görebiliyorum.Efendim, çekici, yolun kenarında park eden veya duran araçları ‘devam etmeye’ zorlamaktan vaz geçmiş, 15-20 araçtan sadece bir tanesini, o da garip bir yerli araba, kamyona yüklemeye çalışıyor.Trafiğin tamamen durmasının ve kördüğüm olmasının sebebi bu!Polisin görevi trafiği açmak, akışı sağlamak değil ki tabii; Trafik Vakfı’nın anlaşmalı olduğu otobobil garajına ‘yem’ temin etmek!...