OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 27, 2005 00:00
Darbukasıyla hayranlarını coşturan Burhan Öçal tam bir klasik Amerikan otomobilleri tutkunu. Sahip olduğu koleksiyon sayesinde hala çocukluğunu yaşadığını kaydeden Burhan Öçal, ‘Audi
Magazin’ dergisi için yaptığı röportajda otomobil tutkusundan bahsediyor.Hızlı otomobil kullanmayı sevdiğini de belirten ünlü perküsyon ustası, ‘Otomobillere çok meraklıyım. Her türlü otomobili rahatlıkla kullanabilirim. Arada klasik otomobil yarışlarına katılıyorum’ açıklamasını yapıyor. İstanbul trafiğinde otomobil kullanmanın zorluğuna dikkat çeken Öçal, şöyle konuşuyor: ‘Sanki trafiğe çıkan herkes canavarlaşıyor, kimse kuralına göre araç sürmüyor. Bunu matah bir şey sanıp, cesur olduklarını zannediyorlar. Oysa, yaptıkları şey resmen intihar.’ Müzik yapmaya nasıl başladınız?Babamdan ve sinemamızda çalışan Romanlardan çok etkilendim. Küçükken davula heves etmiştim, ama annem bu hevesimi onaylamazdı, çünkü okumamı isterdi. Ama ben başıma buyruk davrandım ve kimseyi dinlemeyip müzikle ilgilenmeye devam ettim. Sonra da her ortamda çalmaya başladım, düğünlerde, barlarda... İnanılmaz bir pratik oldu benim için. Uzun süre hep kendim için çaldım. Buradayken yaptığım işin farkında değildim aslında. Benim ne yaptığımı bana yurt dışında anlattılar.Eğer hayat sizi böyle sürüklemeseydi, hayatınızda müzik olur muydu?Kim bilir belki de memur olurdum. Ama babamın bir baltaya sap olacağıma dair inancı vardı. Annemse, biraz da Selanikli olduğundan
Atatürk gibi olmamı ve siyaset okumamı isterdi. Tabii siyaset nerede ben nerede. Aslında yaptığım seçimlerden dolayı annemi hep hayal kırıklığına uğrattım ve üzdüm. Bir gün onu benim de sahne aldığım bir caz festivaline götürdüm. Başörtüsüyle festivale geldi, beni izleyince çok duygulandı. Aslına bakarsanız benim hayalimde hem müzik hem de sinema vardı. New York’ta caz söyleyeceğim, Los Angeles’te
film yıldızı olacağım diye düşünürdüm. OTOMOBÄ°L YARIÅžLARINA KATILIYORUMPeki, otomobillerle aranız nasıldır?Otomobillere çok meraklıyım. Amerikan otomobilleri koleksiyonum var. Babadan kalma bir heves bu. ÇocukluÄŸumda seyrettiÄŸim filmlerden özenirdim, ama o zamanlar otomobillere sahip olmak bizim için hayaldi tabii. Artık bu otomobiller nostaljik oldu, ama ben onlar sayesinde hala çocukluÄŸumu yaşıyorum. Arada klasik otomobil yarışlarına katılıyorum. Bir dönem ralli de yaptım. Ama günlük hayatımda kullandığım otomobili soruyorsanız, 2004 model bir Audi A4 kullanıyorum. Aslında çok memnunum, ama yakında deÄŸiÅŸtireceÄŸim. Henüz ne alacağıma karar vermedim, ama favori modelim A8. Audi bir marka olarak size ne ifade ediyor? Audi, kullanıcısına inanılmaz bir statü saÄŸlıyor. DuruÅŸuyla, imajıyla farklı. Güzel ve kaliteli baÅŸka markalar da var belki, ama Audi’nin yarattığı imaj bambaÅŸka. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu böyledir. Belki aristokrat deÄŸil, ama seviyeli, aklı başında, ciddi, soylu, zevkli insanların tercih ettiÄŸi bir marka. Bir de bu markanın gizli bir şıklığı var. Hem ben buradayım diye bağırmıyor, hem de çok özel bir dizayna sahip.Nasıl bir sürücüsünüz? Otomobil kullanmayı çok severim. Ä°yi bir sürücüyüm ve hızlı araç kullanmaktan keyif alırım. Bir de her türlü otomobili rahatlıkla kullanabilirim, 60 senelik olanı da, son model bir A8’i de... Ama Ä°stanbul trafiÄŸinde otomobil kullanmak zor. Sanki trafiÄŸe çıkan herkes canavarlaşıyor, kimse kuralına göre araç sürmüyor. Ãœstüne üstlük bunu matah bir ÅŸey sanıp, övünüyorlar, cesur olduklarını zannediyorlar. Oysa bunun cesaretle alakası yok, yaptıkları ÅŸey resmen intihar. Parmakları havada çalıştırıyor saniyede 20 vuruÅŸa çıkabiliyorMüzik aletleri nankördür. Ä°ki gün çalmazsanız parmaklar durur. Siz kendinizi sürekli formda tutabilmek için neler yapıyorsunuz?Bizim iÅŸimiz parmaklarla. Elektronik deÄŸil, manuel yapıyoruz her ÅŸeyi. DoÄŸrudan temas var, dolayısıyla bahsettiÄŸiniz durum iÅŸimizde çok önemli. Çalışmak için artık yollarda ne varsa onu kullanıyoruz. Bir de bir avantajım var, parmaklarımı havada bile çalıştırabilirim. Saniyede 16 vuruÅŸ ile dünyanın en hızlı parmaklarına sahip olduÄŸunuz doÄŸru mu?DoÄŸru, ama duruma göre deÄŸiÅŸir. Dünyada perküsyon açısından en iyileri sayacak olursanız, en çok 10 kiÅŸinin ismini sayabilirsiniz. Ben, tekniÄŸim biraz ters olduÄŸu için farklıyım. Åžu an saniyede 10 vuruÅŸ yapabiliyorum, ama istersem 20’ye de çıkabilirim. Sürekli ve ritmik çalarım.ABD’de Kolombiyalı kaçakçı Avrupa’da Sicilya mafyasıSizi oyuncu olarak ilk kez bir reklam filminde izledik. Hatta bu reklamın tanınmanıza da katkısı oldu. Nasıl böyle bir adım atmaya karar verdiniz?40 sene müzik yaptım, ama bilen yoktu. Bir reklam filmi yaptım, herkes beni tanıdı. Tabii bundan rahatsız olan hayranlarım olmuÅŸtur. Ama çoÄŸunluk sonuçtan memnun. Çünkü ortaya güzel bir ÅŸey çıkardık. Oyunculuk yıllardır hayalini kurduÄŸum bir ÅŸeydi ve önüme fırsat çıkınca deÄŸerlendirdim. Peki, ‘O Åžimdi Mahkum’ filminde Abdullah OÄŸuz size neden mafya babası tipini yakıştırmış olabilir?Abdullah OÄŸuz iyi arkadaşımdır, sanırım tipim müsait diye böyle bir rol verdi. Zaten çok çektim tipim yüzünden. Amerika’da Kolombiyalı kaçakçı, Avrupa’da Sicilya mafyası zannediyorlar. Bir de bakıyorlar pasaport kırmızı Ä°sviçre pasaportu, isim Türk, daha da çok rahatsız olup kenara çekiyorlar. Türkiye’de ise Roman diyorlar. Â
button