Güncelleme Tarihi:
Oyunculuk, şarkıcılık ve dansçılık yapıyorsunuz. Aslında iletişim mezunusunuz. Tam mesleğiniz nedir?
- Dans edip şarkı söyleyen ve aynı zamanda oyunculuğuyla hikâye anlatan bir şov kızı diyebiliriz.
Bu sizin ilk ciddi şovunuz. Ama daha önce bunu hep yapmışsınız gibi bir algı var…
- Türkiye’de boynunuza bir otriş ve gözünüze bir gözlük takıp sahneye çıktığınızda insanlar şova aç olduğu için öyle algılıyor. Ama benim şu anda yapmaya çalıştığım ABD’deki Bette Midler ve Liza Minnelli şovlarına benziyor.
Peki bu şovda neler var?
- Adı ‘Hale Caneroğlu Şov’, altı dansçım var. Günlerce prova yaptık. 1960’lardan 2012’ye kadar yerli yabancı en sevilen pop dans parçalarını seçerek harmanladım. Bir buçuk saat sürüyor ve hedefim izleyeni eğlendirmek. Bu şovu kış aylarında kabareye çevirmek için iyi bir metin yazarı arıyorum. Ciddi bir bütçe harcandı ama üç katı bir bütçe verseler insanların çenelerini yere indirecek bir şov da hayata geçirebilirim.
Pop söylüyorsunuz ama herkes sizi caz söylüyor sanıyor… Neden?
- Beni böyle yapan enerjim. Sahnede tozu dumana katmayı seviyorum. Emin ol hayatım boyunca bir kere bile caz söylemedim! Hatta dinleyicisi bile değilim. Böyle algılanmamın tek sebebi 170 bölümlük ‘Avrupa Yakası’nın üçüncü bölümünde caz kafede ‘Killing Me Softly’ söylememdi ki o da caz bir şarkı değildi.
Hem şarkı söyleyip hem dans ediyorsunuz. Bu sırada nefes nefese kalmamak için ne yapıyorsunuz?
- Bir beslenme uzmanım var. Enerji veren yemekler yiyorum ve haftanın dört günü mutlaka ama mutlaka spor yapıyorum. En önemlisi, sigara içmiyorum.
20 YILDIR ARKADAŞTIK VE EVLENDİK
İki yıldır evlisiniz. Eşinizin akademisyen olduğundan başka bir şey bilmiyoruz...
- Eşim Sabancı Üniversitesi’nde genetik üzerine çalışıyor. Beni lise yıllarından beri tanıyor. O da çok özgür ruhlu. Saygıya önem veriyor. Lisede birbirimize aşıktık aslında ama hiç çıkmadık. 20 yıl çok yakın arkadaştık. Bütün aşklarımızı birbirimizle paylaşırdık ama en sonunda da birbirimize aşkımız ortaya çıktı.
Sahnede seksi kıyafetler giyiyorsunuz. Eşiniz bu duruma bir şey diyor mu?
- Eşim bu konuda çok rahat. Estetik görünen her şeyi yaparım. Seksi olmak açıp göstermek demek değil. Bazen her yeri kapalı bir elbise giyip yine de seksi olabilirsiniz.
Yani soyunur musunuz?
- Tabii tüy danslarıyla bunu yapabilirim. Güzel bir vücudum var ama beni aileler izlemeye geliyor. Hiçbir kadın, kocası beni öyle gördüğü zaman rahatsız olmamalı.
Özellikle bacaklarınızı ön plana çıkardığınızı söylüyorlar. Bu doğru mu?
- Bu zekice bir seçim, çünkü estetik duruyor. İnce ve zarif bacaklarım var. Süper mini etekler giymeyi de seviyorum. Nereniz güçlüyse orayı açarsınız.
BENİ ANNEM ENGELLEDİ
Babam Samsun Ada Tiyatrosu’nun kurucusu. Bir oyunda başroldeki annemle tanışıyor. Ardından babam konservatuvarı kazanıyor ve dedeme telgraf çekiyor, “Konservatuvar sınavını kazandım emirlerinizi bekliyorum” diye. Jandarma komutanı dedem cevap yazıyor: “Bizim aileden tiyatrocu çıkmadı dön geriye e...eşek”. Babam bu yüzden oyunculukta kalamadı. Ben de müzikal izleyerek büyüdüm. Oyunculuk okumak istediğimde de annemler izin vermedi ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Yönetmen Reha Erdem’in asistanlığını yaptım. Reklamlarda oynadım ve ‘Sıcak Saatler’ dizisinde rol aldım. Ardından iki yıl New York’ta, oyunculuk eğitimi aldım. Sesimin güzelliğini ise tam olarak ABD’de eğitmenler keşfetti.
BABAMI KAYBETMEM BÜYÜK TRAVMAYDI
Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Babamı genç yaşta kanserden kaybetmem büyük bir travmaydı. ABD’de okuduğum için insanlar beni varlıklı bir ailenin kızı zannetti ama emekli ailesiyiz. Oraya dadı olarak gittim. Şan dersi almak için öğretmenimin duvarlarını boyadım. Gündüzleri okula gidip akşamları harçlarımı çıkarmak için çalışıyordum. Beni güçlü kılan belki bu yaşadıklarımdır.