Güncelleme Tarihi:
Bunlar yeterli değilmiş gibi Masume’nin yavrusu Benek’in beklenmedik anda doğum yapması evimize “füze düşmüş” duygusu yarattı bizlerde.
Kötü haber eğer karanlıkta gelmişse, insanın korkusu katlanıyor galiba. Bize de Benek’in doğum haberi yatma zamanımıza yakın bir saatte ulaştı. Karşı blokta, eşi vefat ettiği için yalnız yaşayan bir gazeteci arkadaşımız, merdiven altında canhıraş kedi sesleri duyunca kapıcıya telefonla haber vermiş.
Olay yerine koşan kapıcı, Benek’in merdiven altında, karanlıkta dört yavru ile başbaşa olduğunu görünce hemen bizim kapıyı çalmış.
Tüm kediler bizim nüfusumuza kayıtlı (!) ya…
Hemen olay yerine koşmaya çalıştık. Ne yapacağımızı pek bilmiyoruz. Pek değil, hiç bilmiyoruz. Eşim hemen Veteriner Yudum hanıma haber vermek için telefona sarıldığında, ben kapıcı ile kedilerin bulunduğu binaya koştum. Ne yavruları doğru dürüst görmek mümkün, ne anasını. Sadece zor durumda oldukları çıkan seslerden belli. Tüm yavrular aynı anda bağırıp ağlıyorlar. Hemen eve dönüp mum almam gerektiğini hissettim. Bu arada veteriner geleceğini söylemiş. Bu bizi oldukça rahatlattı.
Merdiven altındaki tablo görülmeye değerdi. Yavrular sanki bir yün yumağına dolanmış gibiydiler. Ne yavrular, ne anası birbirlerinden ayrılacak gibi değildi. Tam bir arapsaçı durumu. Ne yapılabilir diye düşünürken, veteriner hanımla eşim geldiler. Mum ışığında yavruları ve anasını kucağına alan Yudum hanım, yanında getirdiği sepete hayvanları yerleştirdi. Bizim eve geldik. Bizim eve dediğim, benim çalışma odama aldık yeni konukları.
Bu şu demekti. Çocukluk dönemim hariç, evliliğim boyunca bir evde hiç bir hayvanla yaşamayan, buna cesaret edemeyen ben galiba bir süre kedi yavruları ile aynı mekanı paylaşacaktım. Biri bana teklif etse hemen karşı çıkardım ama şartlar değişikti ve emri-i vaki ile ya da monşerce tabirle “de facto” durumu ile karşı karşıya kalmıştım.
Veteriner hanım göbek bağı ile birbirine dolanmış yavruları analarından ayırmak için en az 15 dakika uğraştı. Yudum hanım “Eğer yarım saat geç kalsaydık, en az iki ya da üç yavru boğulup ölebilirdi” dediğinde ne kadar önemli bir şey yaptığımızı anladık.
Hemen evde bulunan büyük bir karton kutuyu parçalayarak onlara geçici mekan hazırladık. Hatta yatak yaptık. Yavruların gözleri henüz kapalı ama annesi onlara yardım ederek süt vermeye çalışıyordu.
Görülmeye değer bir tablo. Annelerinin memelerini bulamayan, gözleri görmediği için kardeşleriyle birbirine sarılan yavrular iyi kötü süt emmek için yarışıyorlardı birbirleriyle.
Bir tanesi ise hiç ulaşamıyordu anasının memesine. Yudum hanım ona yardımcı olunması gerektiğini söyleyip “En az on gün burda kalsınlar, sonra benim hastaneye alırız” deyince kaderim belli oldu. Masamın yanında 5 kedi ile birlikte yaşamı en az bir hafta paylaşmak.
Torunlarımız olmuş kadar sevinçliydik. Masume ne de olsa evladımız gibiydi ve onun kızı Benek doğum yapmıştı.
Evimiz neşelenmişti. Birden büyük bir aile olmuştuk. Düşünemeyeceğimiz kadar büyük. Üstelik büyük sorumluluk almıştık ama olsun, hem can kurtarmıştık, hem de yavruların güvencesi olmuştuk artık. Ters bir durum olmazsa hepsi sağlıklıydı ve yaşayacaktı ya…
Günler günleri kovaladı. Veteriner hanımın öğütleri çerçevesinde yavrular beslendi ve yavaş yavaş gözleri açılmaya başladı. Geceleri yattığımızda yavruların çıkardıkları sesler bir süre sonra melodi gibi gelmeye başlamıştı bize.
Alışmaya başladık desem yalan sayılmaz.
Benek, çok ama çok mutluydu. Aslında süt veren annenin ayrı ve güçlü beslenmesi gerektiğini biliyorduk. Ona da özel mamalar alınmıştı zaten. Yavrular gözleri açıldıktan bir süre sonra nasılsa veteriner gözetiminde en az 2 ay yaşayacaklardı.
Önemli olan evde anneyi iyi beslemekti.
Benek, sık sık gözlerimizin içine bakarak yavrularını kurtardığımız için bize minnettar kaldığını belli ediyordu. Zaman zaman yavrularını bir kenara itip, ayaklarımıza sürtünmesi “fiili” olarak minnettarlığını göstermek için olmalıydı. Ya da biz öyle sanıyorduk.
Hemen her gün kontrol için eve uğrayan veteriner Yudum hanım ikinci hafta dolmadan bir kedi sepeti ile gelerek kedileri “misafirhane”ye aldı. Aslında Yudum hanım kedilerin ağırlanacağı yere “kedi oteli” diyordu. Doğruydu da. Kediler yeni mekanlarına taşınırken hiç bir şeyin farkında bile değillerdi.
Onları uğurlarken bir tuhaf hissettim kendimi.Eşim de öyle. Sanki içimizden bir şeyler kopmuştu. Neyse ki uzağa gitmiyorlardı.
Sevgiler,
Sezai