Törkiş flamenko

Güncelleme Tarihi:

Törkiş flamenko
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2007 00:00

Tempo dergisi, flamenkoya Türk ezgileri katan İspanyol dansçı Manuel Reina ve eşi Işıl Reina ile konuştu. Her iki sanatçı da flamenkoyu, kültürleri birleştiren tutkulu bir dans olarak tanımlıyor.

Haberin Devamı

Manuel Reina, flamenko dansını öğrenmek isteyenler için birkaç aylık workshop vermek üzere Türkiye’ye geliyor. Işıl Hanım ise o dönemlerde bir reklam şirketinde çalışıyor ve sadece keyif için flamenko ile ilgileniyor. Bir dans projesi için seçmeler yapılıyor, Işıl Hanım da projenin içinde yer alıyor. Söylediğine göre de aslında Manuel Reina ile bir film projesi için konuşmak istiyor. Ancak araya aşk girince, bütün projeler bir anda uçuyor ve konuşulan sadece aşk, evlilik ve bebek oluyor. Çift bir süre Türkiye’de yaşadıktan sonra, İspanya’ya dönüyor. Ama dans, hayatlarının temelini oluşturan unsur olmaya devam ediyor ve ’Etnik 34’ adını verdikleri dans okulunu kuruyorlar. Flamenko aşkı onları, "Yaşayan ve sürekli değişen bir dans" dedikleri flamenkoda bir farklılığa götürmüş. Adına da ’Flamenko Turco’ demişler. Peki nedir bu ’Flamenko Turco’? İçinde kimi zaman Türk ezgileri, kimi zaman da Türk folklorunun figürlerinin bulunduğu ama flamenkonun da özünü bozmadan oluşturulmuş bir dans. Reina çifti, flamenkoya kattıkları bu yeni tadı, Tempo dergisine anlattı.

Haberin Devamı

Törkiş flamenko
Çok görkemli görünüyor ama ayaklar yere sertçe vuruluyor, hareketler son derece net çiziliyor; yani biraz agresif görünüyor. Gerçekten agresif bir dans mı flamenko?
Işıl Reina: Agresif değil de içinizdeki tüm duyguları dışa vurabildiğiniz bir dans. Flamenko, Endülüs bölgesine ait bir kültür. Zaten flamenko yalnızca bir dansın adı değil, Endülüs bölgesinde yaşayanlara da Flamenko deniyor. O kültürdeki insanların yaşayış tarzına baktığınızda, hep kavga ediyorlar gibi görünüyorlar. Aslında etmiyorlar, sadece dillerinin kemiği yok ve ne düşünüyorlarsa anında söylüyorlar. 

Flamenko bir salon dansı mı, yoksa halkın alt kesimlerinden doğmuş bir dans mı?

- I.Reina:
Tamamen bir halk dansı. Ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor. 1800’lü yıllar deniyor; ama dansın içinde Arap etkileri görülüyor. Dolayısıyla daha eski olma olasılığı yüksek. Franco döneminde flamenko yasaklanıyor. Bırakın dans etmeyi, şarkı söylemek bile yasak.

O zaman Franco’ya atfedilen, "İspanyol halkını üç F ile yönettim. Flamenko, fiesta ve futbol" sözü yalan mı?
- Manuel Reina:
İspanyolları kontrol etmek çok zordur. Franco da halkı kontrol etmek istediği için, bu tip yasaklar getirdi. Faşizmin son yıllarında, büyük bir reklam kampanyasına girişti. Ülke ekonomisinin kalkınması için, atılıma ihtiyaç vardı. Turist çekmek için bazı şeyler yaptı. Flamenko o dönemlerde bir salon dansına dönüştü. Üç F, o dönemin sloganıydı.
- I.R.: Baştaki sorunuza dönersek, flamenko bir halk dansı. Afrika Voodoo törenleri gibi gizli saklı yapılan bir dans aslında.

Endülüs’teki Arap etkisi de düşünülürse, bu dans ne kadar Arap, ne kadar İspanyol?
- I.R.:
Büyük bir sentez diyebiliriz. Ama bu sentezi dans içinde ayırt edemiyorsunuz. Ne kadarı Arap, ne kadarı Hint, ne kadarı Afrikalı ve İspanyol çok belli olmuyor. Bence güzelliği de burada, sentezin dansı.
- M.R.: Flamenkoyu özel kılan da bu sentez. Sürekli kendini yeniliyor. 

Flamenko Turco bu sentezin devamı mı, nasıl ortaya çıktı?
- I.R:
Planlayarak olmadı aslında. Tamamen spontane olarak ortaya çıktı. Bize eşlik eden bir canlı müzik grubumuz vardı. Türk şarkıcıları ve Türk gitaristleri... Onlarla flamenko yaparken doğal olarak araya Türk nağmeleri girdi. Onların müzikal altyapıları da bizi etkiledi. Bu sefer biz de öyle müzikler dinleyip, öyle şarkılar üzerinde dans etmeye başladık. Mesela bir Roman kemancımız vardı. Adam yayı akademide öğrenildiği gibi çekmiyor, kendinden bir şeyler katıyor. Ortaya çıkan nağmedeki nota aralıkları, flamenkoya da çok benziyor. Baktık ki çok güzel şeyler ortaya çıkıyor, biz de üzerinde çalışmaya başladık. Ayrıca Türkiye ile sınırlı kalmak istemiyoruz, Avrupa’ya açılmak, orada da dansımızı göstermek istiyoruz. Belki ileride daha fazla Türk folklorundan unsurlar olacak. Geliştireceğiz.

En çok ne tarz müzikler flamenkoya gidiyor?
- M.R.:
Çok ritmik olduğu için arabesk tınılar çok uygun. Keza gazellerin içinde çok uygun olanları var. Bazen de ben onların içine gitarla farklı sesler katıyorum. Türk müziğinde de Arap etkileri olduğu için, ben yakıştığını düşünüyorum. Ayrıca Akdeniz’in iki başını tutan, aynı derecede kültür zenginliğine sahip iki ülkenin müziklerinin ve dansının güzel bir sentezi oldu bence.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!