Güncelleme Tarihi:
Çocukluğunuza ait aklınıza gelen ilk kare nedir?
- Büyükannemin evinde, köpeğim Yula ile yerlerde gülerek yuvarlandığım anlar. Yula bir Belçika çoban köpeğiydi ve çocukluğum boyunca yanımdaydı. En iyi arkadaşımdı.
Nasıl bir aileniz vardı?
- Bizimkiler duygularını yoğun yaşayan tiplerdir ama birbirimizi çok severiz. Hem iyi hem kötü zamanlarda yan yana durmayı biliriz. Pazar günleri tüm aile öğle yemeği için buluşmaya bayılırız ve mutlaka bir kaos yaşanır çünkü herkes asla hemfikir olunamayan konular üzerine konuşur durur.
Mankenlik çocukluk hayaliniz miydi?
- Çocukken boyacı, süpermarket kasiyeri, itfaiyeci veya astronot filan olmak istemiştim. Sık sık kendimi adayacak, bayıldığım yeni işler bulur çıkarırdım. Ancak yaratıcılığımı geliştirmem gerektiğini ve yolumu böyle çizmem gerektiğini anladım.
OYUNCULUK İSTİYORUM
Nasıl keşfedildiniz?
- Barselona’da bir defileye davet edilen arkadaşıma eşlik ettiğim sırada keşfedildim. 2003’te bir İspanyol markası için yaptığım çekimle modelliğe başladım. 2004’te Just Cavalli for Roberto Cavalli’nin ilkbahar kampanyasının yüzü olduğumda dünya çapında ilgi gördüm. İlk uluslararası tecrübemse Milano ve Paris’teki moda haftalarında Emporio Armani ve John Galliano ile oldu. Sonra Versace, Bottega Veneta, Dolce&Gabbana, Salvatore Ferragamo, Carolina Herrera, Giorgio Armani ve Chanel gibi birçok markayla çalışma şansım oldu. Ve tabii şimdi bir de Mavi var.
Tom Ford sizin için ‘ilham perim’ diyor. Onun filminde de oynadınız. Ford ile çalışmak nasıl?
- Sanırım bir model olarak bugüne kadar başıma gelen en iyi şey Tom Ford ile çalışmaktı. Pek çok açıdan, onun yanında kendimi çok geliştirdiğimi, büyüdüğümü hissettim. Tanıdığım en yetenekli insan. Ona minnettarım.
Bundan sonra oyunculuk planlarınız var mı?
- Şu an için, hayatın beni ‘A Single Man’deki gibi olağanüstü bir rolle ödüllendirmesi imkansız belki ama aceleci davranıp, yüzde 100 emin olmadığım bir projede yer almak da istemiyorum. Ama evet çok çok istiyorum oyunculuğu.
Mavi ile yollarınız nasıl kesişti?
- Hayattaki en güzel şeyler hep nasıl olursa öyle; şans sayesinde! Ve başıma bu geldiği, Mavi ile çalışma şansı bulduğum için çok mutluyum. İbiza’da çalışmak muhteşemdi. Her taraf buz gibiyken ada güneşli ve sıcacıktı. Fotoğrafların iyi çıkacağının da belirtisiydi bu.
ÖPÜŞMEYE BAYILIYORUM
Kendinize nasıl bakıyorsunuz? Bu kasların sırrı nedir?
- Öncelikle doğa anaya teşekkür borçluyum. Ayrıca yaşımın ve çok aktif bir insan olmamın da etkisi büyük, koşmayı çok seviyorum ve sık sık koşuyorum ama spor salonu delisi olduğum söylenemez. Dahası, fazla yapılı vücutları estetik de bulmuyorum. Doğal görünmüyorlar ve hiç cool değil.
Zaman zaman seks objesi gibi görünmek güzel bir şey mi?
- İyi bir şey diyebilirim!
Türk hayranlarınız dudaklarınız çok beğeniyor... Buradaki kadınlar adına sorayım, iyi öpüşüyor musunuz?
- (Gülüyor) Buna karar vermek bana düşmez ama öpüşmeye bayıldığımı söyleyebilirim.
Hep yakışıklı bir adam mıydınız?
- Arkadaşlarıma soracak olursanız maalesef hayır, annelerine soracak olursanız evet! Aslında çocukken çok da yakışıklı değildim, belki biraz sevimliydim.
İspanyol erkeklerinin çok ateşli olduğu söylenir. Gerçekten öyle misiniz?
- Evet. Ama aşırı tutkunun sonuçları her zaman hoş olmuyor. Tabii, zaman zaman olağanüstü yerlere de götürebiliyor insanı. Konu tutku olunca kesinlikle cesur olunması gerektiğine inanıyorum.
Nasıl biri sizi etkilemeyi başarır?
- Birlikte bir şeyler öğrenebileceğim, ilginç ve komik insanlar. Ayrı bir dünyası olan ama bunu sürekli kanıtlamaya ihtiyaç duymayan, kendinizi özel hissettiren insanlar. Bilemiyorum, sanırım etkilenmek bir dizi özellikten çok, iki insan arasındaki kimyayla ilgili.
Madonna’yla adınız birlikte anılıyor... Var mı böyle bir şey?
- ...
BENİ İZLEYİN
Facebook ve Twitter’da sahte hesaplarım var. Bu röportajdan itibaren Türkiye’den yeni takipçileri bekliyorum! Gerçek hesaplarım: www.twitter.com/jonkortajarena ve www.facebook.com/jonkortajarena.