Güncelleme Tarihi:
Ellisine yaklaşan Levent Kırca: ‘‘Eskiden tiyatro, fukaralığın adresiydi. Buna rağmen tiyatroya duyduğum aşktan vazgeçmedim. İlkokul sıralarında bu sanatı yapmaya karar verdim ve bugünlere geldim’’ diyor. Tiyatroya hiçbir zaman ihanet etmediğini söyleyen sanatçıya, tiyatro da ihanet etmemiş. Levent Kırca bugün milyonlarca insanın kalbinde taht kurmuş bir isim. Üstelik hayat standartları da eskiye göre gayet iyi. Sanatçı, tüm bunlar için: ‘‘Şükretmesini bilmek gerek’’ diyor.
'Olacak O Kadar' size ne kazandırdı ya da ne kaybettirdi?
Programa başladığımda otuzdört yaşındaydım. Şimdi elliye geldim. Oradan anlayın işte! (Gülüyor.) 'Olacak O Kadar' tek kanallı Türkiye'de başladı ilk olarak. Tek kanalın yöneticileri de kraldan çok, kralcıydı. Beş dakikanın dört dakikasını kafalarına göre kesiyorlardı. Açıkçası hiç taviz vermedim. Program yayından kaldırıldı, televizyona çıkamadım, sanatçılığımı idame ettiremedim. Evde oturduğum o dönemde umutsuzluğa düştüm. ‘‘Benim için her şey bitti’’ dedim. Ama sonra özel televizyonlar açılınca yeniden sevenlerimizle buluştuk. Şimdi geri dönüp baktığımda‘‘iyi ki inandığım şeylerden taviz vermemişim’’ diye düşünüyorum. Bu ülke Aziz Nesin’ler yetiştirmiş, büyük mizahçılar yetiştirmiş bir ülke. Şunun gibi de olabilirsiniz, bunun gibi de...
Ama biz kendimiz gibi olmayı yeğledik. İşin ilginci; polisi, askeri hicvettik. Onlar bize plaket verip, teşekkür ettiler. Sanatçı dostlarımızı canlandırıyoruz. Onların da hoşuna gidiyor, arayıp tebrik ediyorlar
Kibariye'nin annesi dışında herhalde!
Yok, yok. O da çok doğal. Normal karşılıyorum olanları.
Bu arada inanılmaz bir makyaj yeteneğiniz var.
Babam ressam olduğu için eli fırça tutan bir adamım. İhtiyaç sonucu ufak ufak makyaj yapmaya başladım. Sonra iş buralara kadar vardı. Bazen bir günde üç makyaj yaptığımız oluyor. Bir makyaj ikibuçuk saat sürüyor. Düşünün günün yedibuçuk saati bu işe gidiyor. Sanmıyorum ki böyle makyaj yapan biri olsun...
Ne hayal ettiysem gerçekleşti dediniz. Gerçekleşmeyen bir hayaliniz olmadı mı yani?
Çok şükür olmadı. Televizyon dünyasında geldiğimiz nokta belli. Halkın sevgisine mazhar olduk. ‘‘Büyük bir tiyatrom olsun’’ diye düşlerdim. Gerçekleşti. Bir tek film kaldı. Televizyon bizim her günümüzü işgal ettiği için projemizi hayata geçiremedik. Ancak kısmetse bu mayıs ayında gerçekleşecek.
Oya Başar'la 1978'den beri birliktesiniz. Hem evlilik, hem de iş yaşantısında beraber olmak, hatta ödülleri birlikte paylaşmak hoş olmalı!
Elbette çok hoş. Gerçi pederşahi bir toplumda yaşadığımız için ben biraz öne çıktım. Bu durumda Oya'ya fedakarlık yapmak düştü. Oysaki perde arkasına bakıldığında Oya'nın daha hakim, daha ağırlıklı olduğunu göreceksiniz. Bütün müesseselerin ticari ilişkilerini sürdüren aklımız, beynimiz Oya'dır.
Oya Başar'ı eleştirecek olsanız...
Çabuk sinirlenir. Ama çok dürüst, çalışkan bir kızdır. Bir de iyi sanatçıdır.
Gelecekle ilgili hayalleriniz neler? Gerçekleşeceğine eminiz nasıl olsa!
Salt kendimle ilgili şeyler hayal etmiyorum. Ben iyi olmuşum, bir anlamı yok. Komşum da, arkadaşlarım da iyi olmalı. Oyunlarımızda, programımızda bunun mücadelesini vermiyor muyuz zaten? Türkiye'nin daha güzelleşmesini, çağdaşlaşmasını istiyorum. Ülke olarak kalkınırsak, benim de dileklerim gerçekleşecek.
Levent Kırca, ondörtyıllık 'Olacak O Kadar' programı ile bir kez daha Altın Kelebek ödülü kazandı.