Güncelleme Tarihi:
Usta tiyatrocu Levent Tülek, kısa bir süre önce Küçükçekmece Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nin tiyatro bölümünün genel sanat yönetmeni oldu. İstanbul'un en modern tiyatro salonlarından birine sahip merkezde hem devlet hem şehir hem de özel tiyatrolara kucak açacaklarını belirten Tülek, yeni görevinde çok mutlu ve birçok projeye imza atmaya hazırlanıyor.
Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun...
- Teşekkür ederim... Küçükçekmece Cennet Kültür Merkezi, sadece İstanbul'un değil Türkiye’nin en güzel salonlarından birine sahip. Açık konuşmak gerekirse tiyatrocuların buraya çok ihtiyacı var. Bu kadar şık bir salonda ve profesyonel ortamda oynamak onları çok mutlu edecektir. Biz tüm çalışmamızı profesyonel tiyatroların burada seyirciyle buluşmalarını sağlamak amacıyla yapıyoruz.
Her tiyatroya açık mı burası?
- Profesyonel anlamda her tiyatroya açık. İlk olarak Levent Kırca ve Tiyatro İstanbul’la başladık. Aynı zamanda Halkalı Kültür Merkezi’nde de bir salonumuz var. Burada da Ali Sunal’ın "Donkişot" oyununu sahneliyoruz. Kısacası seyirciyi, kaliteli yapımlarla buluşturuyoruz.
- Var aslında... Başkanın da en büyük arzusu burada bir Küçükçekmece Belediye Tiyatrosu oluşturmak, ama bunların hepsi bir süreçtir. En kısa zamanda burası kendi tiyatrosunu da kuracak.
Levent Bey belirli bir kuruma bağlısınız, oyun seçimlerinde rahat mısınız?
- Tabi ki rahatız. En büyük derdimiz önyargı. Falanca partiden bir belediye ise şu gözle bakılır filancaysa buna böyle bakar şeklinde bir görüş var. Sanatta bu tarz ön yargılardan uzak durmamız gerektiğine inanıyorum. Bence Küçükçekmece Belediyesi bu konuda çok büyük adımlar atmış durumda. Keşke buradaki bale salonunu bir görseniz... Herhalde Türkiye’deki en iyi bale salonlarından biri burada ve ben burada her hangi bir önyargı göremiyorum. Bizim mesafeli duracağımız tek bir konu var o da; düzeysiz, seviyesiz prodüksiyonlar.
SADECE KOMEDİ OYNAMAK İSTEMİYORUM
Özel tiyatrolar salon bulamamaktan yakınıyorlar. Kendinize ciddi bir misyon yüklenmiş durumdasınız.
- Evet, kesinlikle öyle. Bu bölgede Ataköy ve Bakırköy dışında iyi bir yer yoktu. Bizim seviyesiz prodüksiyonlar hariç her oyuna kapımız açık. Yakında genç tiyatroculara da destek olacak projelere imza atacağız.
Bir süredir oyunculuktan uzaktasınız. Yoksa bir kırgınlık mı söz konusu?
- Biraz ara verdim. Ara vermemin sebebi de şuydu: Benim gibi çok yönlü bir oyuncuyu sadece belli bir karakteri uygun görüyorlar. Ben sadece bir komedi karakteri olarak kalmak istemedim. İyi bir aktör olduğuma ve kendimi iyi yetiştirdiğime inanıyorum. Ayrıca dizilerin zaman içerisinde oyuncuyu yıprattığını da düşünüyorum. Dizilerden para kazanıyorsunuz ama kendi insani duygularınızdan ve kendinizden ödün vermeye başlıyorsunuz. Yeni görevimle kendi değerlerimi tekrar kazandığıma inanıyorum.
Peki sizi ekranda yeniden görecek miyiz?
- Göreceksiniz... Ancak şu anda net bir şey yok. Açık söylemek gerekirse beni heyecanlandıracak bir proje olursa
"Yaprak Dökümü"nden sonra eski edebiyat klasiklerini günümüze uyarlamak moda oldu. Şimdi de "Aşk-ı Memnu" büyük ilgi görüyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- "Yaprak Dökümü"nü çok beğeniyorum. "Aşk-ı Memnu" da kaliteli bir dizi. Edebiyat uyarlamalarında orijinal metne çok fazla haksızlık edilmediği sürece bu tip dizilerin ekrana gelmesi beni mutlu eder. Ayrıca bu tip diziler edebiyatımızı yeni nesillere tanıtma görevi de üstleniyor.
Son olarak ne söylemek isterdiniz?
- İnsanların birazcık televizyon başından kalkıp tiyatroya gelmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Evet, tiyatro belki bizi çok para kazandırmıyor ama bize büyük bir sevgi ve huzur sağlıyor.