Tirbuşon karakteri üzerime yapıştı

"Ancak Özcan, geçen zamana rağmen Tirbuşon karakterini bir türlü unutturamamaktan yana dertli!

"Bir Demet Tiyatro"da canlandırdığı Tirbuşon karakteriyle izleyicinin beğenisini kazanan Serhat Özcan, şimdilerde "Oyuna Gelin, Oyuna Gelmeyin" adlı tiyatro oyunu ile sevenlerinin karşısında. Ancak Özcan, geçen zamana rağmen Tirbuşon karakterini unutturamamaktan yana dertli!

"Oyuna Gelin, Oyuna Gelmeyin" projesi nasıl doğdu?

- Uzun zamandır Müjdat Gezen’le tiyatro kurmayı planlıyorduk. Sonunda onun tiyatrosundaki oyuncularla birlikte "Tiyatrohane"yi kurduk ve komedi ağırlıklı skeçlerden oluşan bu projeyi sahneye koyduk. Bu yola Kemal Kuruçay’ın 30 yıllık birikimiyle adım attık diyebilirim. Tiyatroseverler, dizilerden aşina oldukları yüzleri de sahnemizde görecekler.

Oyundan biraz söz eder misiniz?

- 7 ayrı skecimiz var. Bunları şarkı sözleriyle destekleyerek, daha eğlenceli hale getirdik. Her skeç ayrı bir mesaj içeriyor. Çünkü seyredenlere bir şeyler vermek istiyoruz. Mesela, televizyon skecimizde dizi bağımlılığını gözler önüne seriyor, televizyondan kafasını kaldıramayan bir aileyi anlatıyoruz. Türkiye’de kültür ve sanata sıcak bakılmıyor, pek yatırım yapılmıyor. Biz bu tiyatro ile seyirci desteğini de arkamıza alarak ses getirmek istiyoruz.

Ne zaman ve nerede izleyici ile buluşuyorsunuz?

- İlk olarak Kıbrıs’ta sahneye çıktık. İstanbul’da ise haftada bir MSM’de seyirciyle buluşacağız. Turne planlarına da başladık. İlk durağımız Çanakkale olacak.

Farklı projelerde yer alsanız da izleyici sizi hálá Tirbuşon olarak tanıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

- Evet, dışarıda beni görenler, adımı kullanmıyor ve "Tirbuşon" diye hitap ediyorlar. Yapımcılar da hálá o karaktere yakın roller teklif ediyorlar. Tirbuşon karakteri üzerime yapıştı ve açıkçası artık bundan kurtulmak istiyorum.

Televizyon için yeni projeler var mı?

- Var tabii ki. Şebnem Dönmez’le beraber kamera karşısına geçeceğim "Minnoş" adlı bir diziye başlıyorum. İddialı bir dizi olacağına inanıyorum. Reytinglerimiz yüksek olacak.

Tek kişilik oyununuz nasıl gidiyor?

- "Don Kişot" adlı oyunum devam ediyor. Ancak parasızlık nedeniyle ilan bile veremiyorum. Bazen sahneye çıktığımda o kadar az kişiyi karşımda görüyorum ki, burukluk yaşıyorum. Bazen 2 bin kişiye oynarken, bazen salonda 20 kişi olabiliyor. Duyuruyu iyi yapamadığım ve medyatik olmadığım için basın da ilgi göstermiyor. Gala haberim çıkmadı mesela, ben de sinirlenip iptal ettim.

Salon sorunu yaşanıyor mu?

- Fazlasıyla... Tiyatro salonu bulmak ve onun kirasını ödemek çok zor...

"Mankenden oyuncu olur mu" tartışmaları bir dönem çok sık gündeme geliyordu. Siz de yeni oyununuzda sahneyi Eylem Şenkal’la paylaşıyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz?

- Eylem, medyatik bir isim ve bunun bize getirisi var. Ona yüklenildikçe malzeme çıkıyor, biz de bir şekilde kendimizden ve oyunumuzdan söz ettirmiş oluyoruz. Yanlış da anlaşılmasın, Eylem boş biri değil. Tiyatroyu dört dörtlük yapmak istiyor. Sahne disiplini var, ayrıca azimli ve işini iyi yapıyor. Birlikte çalışırken herhangi bir sorun yaşamıyoruz.

ARTIK BKM ÇATISI ALTINDA OLAMAM

- BKM ile yollarınız tamamen ayrıldı mı?

O çatı altında bir daha bulunmam, çünkü tatsız olaylar yaşadık. Orada da iyi işler çıkardık ama artık ben yokum. Eski dostum olmalarına rağmen, BKM’den görüşeceğim hiç kimse yok artık... Ben kendi başıma sanatsal olayların içinde bulunmak ve tiyatro yapmak istiyorum.