Güncelleme Tarihi:
2022’de bu sayı 20’ye çıkacak. Basit bir hesapla 100 milyonluk Türkiye’nin, 20 milyonu yaşlı olacak. Batı’nın "gümüş tsunami" adını verdiği yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, yaşam alışkanlıkları da değişiyor. Tina Turner gibi dinç görünümlü büyükanneler artıyor. Türkiye’de 9 ilde 55 yaş üzerindeki 715 kişiyle yapılan Yaşlıların Dünyası Araştırması, bu dönüşümü ortaya koydu. Emekliliği hayatın inziva ve istirahat aşaması gibi algılayanların yerini aktif, dinamik, günlük olayları yakından izleyen, yaşamlarını planlayan ve tadını çıkaran yaşlılar almaya başladı. Yapı Kredi Emeklilik’in, GfK şirketine yaptırdığı araştırmaya göre, artık 65 yaşın üstü "yaşlı" sayılıyor. Her 10 yaşlıdan biri yalnız
AraÅŸtırmaya göre, yaÅŸlandıkça dine yönelim sanıldığından düşük. Dinine çok baÄŸlı, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren grubun oranı ileri yaÅŸlarda sadece yüzde 6 artıyor. Günümüzün yaÅŸlıları, dünyaya pencerelerini kapatmak yerine Kuzey Kutbu’ndan Gobi çöllerine kadar seyahate, müzik ve bilgisayar kurslarına, reklam setlerine, spor salonlarına, dans pistlerine yöneliyor. Ununu elemiÅŸ, eleÄŸini asmış duygusu yaÅŸayan yaÅŸlılar giderek azalıyor. Â
Yaşamaktan zevk alıyorlar
Yüzde 87’si "yaşamla barışığım, yaşamaktan zevk alıyorum" diyor. Üniversite mezunları kendilerini daha genç hissediyor. Mutlu yaşlılığın koşullardan biri de aktif yaşam. Yaşlılar hayatla iç içe olmak istiyor. Arzuları duygusal tatmini yaşamak, yani aile ve dostlarla ilişkiyi sürdürmek, topluma faydalı olmak.
YAŞLILIĞA TESLİM OLMAYAN ROCK KRALİÇESİ
Rock kraliçesi Tina Turner tam 69 yaşında. Ama h l sahnedeki performansıyla, sesiyle ve Marlene Dietrich gibi meşhur olan düzgün bacaklarıyla genç starları yaya bırakıyor. "Yaşlanana kadar yaşlılığa asla teslim olmayacağım. Ve henüz yaşlı da değilim!" diyor. Oysa çok zor bir hayatı oldu Tina Turner’ın. Yıllarca kendisine eziyet eden, sırtından para kazanan ve döven kocası yüzünden intihara bile kalkıştı. Nihayet onu terk etmeyi göze aldığında cebinde sadece 38 cent vardı. Hayatını yeniden düzenledi, tekrar müzik dünyasında tepeye tırmandı ve bir efsane haline dönüştü.
Yaşlılık lafını sevmiyorlar
Araştırmaya katılanlar 65 yaşından sonrasını yaşlılık olarak tanımlıyor. Sadece yüzde 40’ı artık yaşlandığını kabul ediyor. Yüzde 68’si yaşının ilerlemesinden dolayı fiziksel görünümündeki değişikliklerden rahatsız değil. Yüzde 86’sı, yaşlılığı bedensel fonksiyonlarda yavaşlama ve gerileme şeklinde tanımlıyor. Üniversite mezunlarının yaşamdan memnuniyet düzeyi 5 üzerinden 4.11. En az mutlu olanlar ise okuryazar kesimden (yüzde 3.78). Aktif olanların memnuniyeti daha yüksek.
REKLAM FÄ°LMLERÄ°YLE EÄžLENÄ°YORUM
İsmail Günsel Şekercioğlu (70), 1987’de Deniz Kuvvetleri’nden albay rütbesiyle emeklilik hakkını kazandığı yıl baba oldu. Emeklilik günlerinde boş durmadı. Fuar organizasyonları, turizmle ilgilendi. Gerek uğraş arayışı gerekse çekimlere merakı onu da bir ajansın kataloglarına taşıdı. Beslenmesine, sporuna özen gösterek sağlıklı ve zinde kalmayı başarıyor. "Yaşam o kadar güzel ki kaç yaşına gelirsem geleyim yaşlıyım demem. İnsan kendini hissettiği yaştadır. 50, en fazla 60 yaşında hissediyorum. Yaşam tarzım, alışkanlıklarımla 21’inci asrın ortalarına çıkmak için çabalıyorum" diyor. Amca, dede gibi ifadelerle çağrılmaktan hoşlanmıyor, yakınlarının bile abi veya adıyla seslenmesini tercih ediyor. Yılda 1-2 reklam çekimine katılıyor. Çekimlerde çok eğlendiğini anlatıyor.
İşte 6 yaşlı profili
 Genç entelektüeller (yüzde 21,4): Ortalama 65 yaşlarında, aktif sosyal yaşamları sürüyor.
 Yaşlandığını kabul edenler (yüzde 21,1): Ortalama 67 yaşlarında, yaşama arzusu azalmış, çocuklarını yaşlılığın garantisi görüyorlar.
 Hayatla barışık olanlar (yüzde 19,4): Ortalama 62 yaşlarında, hayata sıkı bağlanmış, mutlu, eğitim düzeyi görece daha yüksek, aktif ve sağlığına düşkün.
 Geçmişini onaylamayanlar                    (yüzde 15,1): Ortalama 64 yaşlarında, düşük sosyo-ekonomik sınıf, geçmişte kendini ihmal ettiğini düşünenler.
 Hayattan yorulmuş olanlar (yüzde 11,9): Ortalama 73 yaşlarında, yaşam arzusu       azalmış, eğitim düzeyi en düşük grup, ikisinden biri dul.
 Geçmişe özlem duyanlar (yüzde 11): Ortalama 66 yaşlarında, bir daha dünyaya gelse yine aynı şekilde yaşamak isteyenler.
TUTKULARI ÇÖLLER, BUZULLAR, ADALAR
Emekli avukat Semih (76) ile 48 yıllık eşi Meral Sirmen (69) yaşlılığın tadını çıkaranlardan. 40 yıllık avukatlıktan sonra 7 yıl önce ofisini kapayan Semih Sirmen’in, pekçok yaşıtı gibi emeklilikte boşluk duygusu yaşamaya zamanı olmadı. Çok sevdiği uğraşılara yöneldi. Yaşamı boyunca sürdürdüğü okumak, tiyatro, konser, sinema izlemek hayatının vazgeçilmez parçası. Bulmaca çözme tutkusuyla Meydan Larousse ansiklopedisinin tüm ciltlerini satır satır okudu. Kelimeler çıkardı ve kaydetti. Seyahat etmek karı-kocanın tutkusu. Birlikte Türkiye’yi karış karış gezdiler. 76 ülke gördüler. Ne çöllerde küçücük çadırlarda konaklamak, ne kutuplarda eksi 30 derecede yürüyüş, ne de 1000 basamak tırmanıp tapınakları gezmek zor geliyor onlara. Fest Travel şirketiyle, tam kültür turizmi yapıyorlar. Gittikleri bölge kültürünü tanımak ilk hedefleri. Alışveriş ise ikinci planda. 3 ay önce gittikleri Kuzey Kutbu seyahatlerinin fotoğraflarını heyecanla gösteriyorlar. Semih Sirmen gezdiği yerlerde çektiği 10 binin üzerindeki diasını saklıyor. Her seyahatte günlük tutuyor, en küçük detayları yazarak belgeliyor. Bize randevuyu, İstanbul Film Festivali programlarına baktıktan sonra verdiler. Sirmen 3 çeşit yaş olduğunu söylüyor. "İlki nüfus kağıdında yazan, ikincisi aynada görünen, bir diğeri de hissedilen yaş. Daha evvel yaşlılık farklı algılanırdı. Yaşlılık havasına girilirdi. Ben gençliğimde de yaşlanıp kenara çekilmeyi hiç düşünmedim. Emeklilik günlerimin tadını çıkarıyorum. Mutluyum."
YAÅžLILIK TARÄ°FLERÄ°
Bedensel fonksiyonlarda yavaÅŸlama ve gerileme% 85.9
 Saçların beyazlaması-cildin kırışması% 46.3
 Yaşama arzusunun azalması% 38.9
 Cinsel aktivitelerinin bitmesi% 15.1
 Sağlık sorunlarının artması% 8.7
 Zihinsel fonksiyonlarda gerileme-unutkanlık% 4.1
 Alınganlık, huysuzluk% 1.3
GÜNLÜK HAYAT BÖYLE GEÇİYOR
 Televizyon izliyor% 86
 Gazete okuyor% 66
 Yürüyüş yapıyor% 55
 Çarşıya çıkıyor% 50
 Komşu-akraba ziyaretleri% 50
 Sinemaya gidiyor% 21
 Tiyatroya gidiyor% 20
 Ayda bir yemeğe çıkıyor% 52
 Hayır, dernek işleri yapıyor% 30
MUTLU YAŞLILIK İÇİN ŞARTLARI
Sağlıklı olmak% 87.1
 Maddi güvencenin olması% 63.2
 Aileyle iyi ilişkiler geliştirmek% 55.2
 Hayata bağlı olmak% 55.2
 Topluma faydalı olmak% 18.6
 Yalnız olmamak, aranılmak, yakınlarıyla görüşebilmek% 2
 Kendi işini görebiliyor olmak, muhtaç olmamak% 1.5
KENDÄ° TERCÄ°HÄ°YLE HUZUREVÄ°NDE KALIYOR
Devlet Opera ve Balesi’nden emekli Neriman Kantarcıoğlu (75) "Yaşlanma insanın beyninde. Beyin yaşlanırsa ruh da yaşlanır" diyor. People kast ajansına kayıtlı olan ve reklam filmlerinde oynayan Kantarcıoğlu’nun her günü dolu: "Yaşamayı seviyorum, hiç boş zamanım yok!" Her gün 50 dakika spor yapıyor, ut dersleri alıyor, Klasik Türk Müziği ve zihinsel egzersiz kurslarına gidiyor. Tek çocuk, iki torun sahibi. Yalnız yaşarken ailesine yük olmamak için huzurevine taşınmaya karar veriyor. Üç yıldır yaşıtlarıyla aynı ortamı paylaşmaktan şikayetçi değil. "Kızım dahil hiç kimseye yük olmak istemem. Yalnızlığımdan ötürü üzüntü çekmesinler diye aniden karar verdim ve huzurevine yerleştim" diyor. Casting ajansına kaydolmasının hikayesi de ilginç: 10 yıl önce torunu ajansa götürmüş. Ancak çocuk çekimlerde sıkıntı çekince ayrılmaya karar vermişler. Kaydını almak için gittiğinde kolundan tutmuşlar, fotoğraflarını çekmişler ve People Cast ajansının kataloglarına katmışlar. Profesyonelliğini fotoğrafları çekilirken gösterdi. Sağlığı izin verdiği sürece kurslarına ve çekimlere devam etmek istiyor.
TEKÄ°LA İÇİP SOKAKLARDA DANS ETMEK Ä°STÄ°YORÂ
 Yaşadıkları kentten hoşnutların oranı yüzde 71. Metropollerde memnuniyet azalıyor.
 Yüzde 63’ünde cep telefonu, yüzde 14’ünde intenet erişimi var.
Gülgün ÃœstündaÄŸ (82) attığı neÅŸeli kahkahalarla bulunduÄŸu ortamların havasını deÄŸiÅŸtiriyor. EÅŸinin iÅŸi dolayısıyla uzun yıllar Fransa’da yaÅŸadıktan sonra doÄŸup büyüdüğü kente 22 yıl önce dönen ÃœstündaÄŸ, 2 çocuk, 2 de torun sahibi. Yazar Orhan Pamuk’un teyzesi. EÅŸi Ãœstün ÃœstündaÄŸ ile birlikte yaÅŸadığı evinin duvarlarında dostları Avni ArbaÅŸ, Fikret Mualla, Bedri Rahmi EyüboÄŸlu’nun tabloları asılı. EÅŸiyle ya da arkadaÅŸlarıyla çıktığı gezilerde 80’in üzerinde ülke gördü. 30 binden fazla dia çekti. Planları arasında Ä°zlanda, Polonya, Litvanya, Estonya gibi görmediÄŸi ülkelere gitmek var. GençliÄŸinde basketbol, yüzme, eskrim gibi sporları yaparak, yüzerek yaÅŸlılığına yatırım yaptığını düşünüyor. Aslında yaÅŸlılığı kabul etmekte zorlandığını da itiraf ediyor. "YaÅŸlılık sözcüğünü de, duygusunu da sevmiyorum. Gençlerle bir arada olmayı seviyorum. Tekila içip, sokaklarda dans etmek istiyorum. Daha fazla gezmek, daÄŸlara çıkmak da... Ama maalesef ister istemez yavaÅŸlıyorsunuz" diyor. Ä°stanbul’un trafik ortamında h l otomobil kullanıyor. 58 yıldır evli olduÄŸu eÅŸiyle sinemaya, konserlere, yürüyüşe gitmeyi seviyor. "EÅŸimle kendi hayatımızı yaÅŸamaya devam ediyoruz. Kimseye muhtaç deÄŸiliz, beklentimiz de yok."Â
BASKETBOL TOPUNU YANINDAN AYIRMIYOR
Mali müşavir Faruk Rahatlar (67) üç yıl önce emekli oldu. Üç kızı, bir de torunu var. Emeklilik günleri gençliğinden itibaren tutkuyla yaptığı basketbol ve spora daha fazla zaman ayırmasını sağladı. Halen haftada 4-5 gün, ortalama 2,5 saatini üye olduğu Hillside Spor Merkezi’nde geçiriyor. Basketbol oynuyor, kondisyon çalışıyor, yüzüyor. Seyahatlere çıkarken arabasının bagajına basketbol topunu da atıyor ki yolda saha görürse oynayabilmek için... Yaşıtlarından rakip bulamıyor, mecburen gençlerle oynuyor. Beyaz saçına, yaşına hürmeten otobüslerde yer verildiğinde bozuluyor. Nezaket göstereni kırmamak için oturuyor ama yer verenlerden daha sağlıklı olduğundan emin. "İnsan kendini hangi yaşta hissediyorsa yaşı odur. Nüfus kağıdında kaç yazdığı, saçların beyazlamasının önemi yok. Ruhum genç, enerjim yerinde. Hayattan kopmam. Her şeye olumlu bakarım. Stresten uzak yaşarım. Eşim, kızlarımla mutluyum. Düzenli yaşarım. Sporumu aksatmam. 40 yaşında yaşlılar görüyorum. Ben yaşlanmam herhalde. Ecel beni ya spor salonunda veya seyahatte bulur."
Kim bu genç entelektüeller
Yaşam tarzlarına göre "genç entelektüeller" kategorisine alınanların yaş ortalaması 65. Seyahati seviyor ve günlük olayları takip ediyorlar. Sosyal hayatları aktif. Hayattan zevk alıyorlar. Yüzde 48’i gelirinin yüzde 20’sini kültürel faaliyetlere harcayabiliyor. Geçmişleriyle barışıklar, kendilerini ihmal ettiklerini düşünmüyorlar. Yarısından fazlası AB sosyo ekonomik kategorisinden, yüzde 63’ü üniversite mezunu, yüzde 79’u evli, yüzde 76.5’i metropollerde yaşıyor. Yaklaşık olarak her ikisinden biri henüz yaşlandığını düşünmüyor. Özel günlerde çocukları ziyaretlerine gelmek yerine telefonla hatır sormakla yetinse de yüzde 61’i kendini yalnız hissetmiyor. Sağlıklı olmaları hayatta onları en sevindiren konu. Yüzde 72’si, SSK / Bağ-Kur’u yaşlılık garantisi görüyor. Bununla beraber, devletin sunduğu sosyal güvenceyi tatminkar bulmuyor. Tamamına yakınının gelir kaynağının önemli kısmı emekli maaşları. Her ikisinden biri rahat bir yaşlılık geçirmek için yatırım amaçlıev/arsa edinmiş. Ailevi sorumlulukları devam ediyor. Yüzde 61’i eşine, yüzde 57’si çocuklarına gelirinden para harcıyor. Yüzde 68’si sahip olduğu ekonomik koşullarından memnun.
Matematik problemleri çözüyor karısına şiirler yazıyor
İki oğul, bir torun sahibi sinema sanatçısı Cüneyt Arkın 70 yaşında. Bembeyaz ama gür saçları, masmavi gözleri, bakışları ve ses tonuyla nüfus kağıdındaki yaşını yalanlıyor. 18 Nisan’da açacağı resim sergisinin hazırlıklarını yapıyor. Bu kadar vitrinde olan, artistik bir işle uğraşan, eski, gençlik filmleri televizyonlarda sürekli dönen Cünent Arkın yaşlılığını nasıl yaşıyor? Sorduk yanıtladı.
Gençlik günlerinizden kalan filmleri seyredince ne hissediyorsunuz? İç geçiriyor musunuz?
- Geçen gün kanallardan birinde filmime rastladım. Ekrandakini oğlum gibi hissettim, içim yandı. Garibim bir deri, bir kemik. Askerlik, hekimlik, sinema bir çırpınma. Okyanusta kulaç atmaya çalışıyor bir yerlere. Gençmişim, yakışıklıymışım hiç umurumda değil. Bazı şeyleri kabul etmek lazım. Kendini eleştiriyorsan, zayıflıklarınla dalganı geçebiliyorsan, asıl zenginlik budur.
 Size amca, dede diye hitap edilmesinden rahatsız olur musunuz?
- Uzun yaşıyor ailem. Babam 94 yaşında vefat etti. Ben de köylüyüm. Anadolu insanı çok sağlıklı, dinçtir. Fazla kilosu yoktur, ama dayanıklıdır. Bana "baba" diye hitap ediyorlar daha çok. Hoşuma gidiyor.
Kendinizi kaç yaşında hissediyorsunuz?
- Sabah kalktığında, pencereyi açıp da gökyüzünün mavisini görmüyor, kuşların, kedilerin, köpeklerin sesini duyamıyor, "oh ne güzel hava, hayat cıvıl cıvıl" diyemiyor, sabah demlenen çayın kokusunu fark etmiyorsan yaşlanmışsın demektir. Kapıyı, pencereyi açıp hayatla karşı karşıya geliyor ve detayları en incesine ne kadar fark edebiliyorsan gençsin.
Günleriniz nasıl geçiyor?
- Her gün bir saat, matematik problemi çözüyorum. Zorlanmıyorum. Ãœniversiteye giriÅŸ sınavlarında sorulanları kolayca çözüyorum. Devamlı okuyorum. Her okuduÄŸum kelime, anlamını bilsem bile yeni anlamlar getiriyor önüme. Önemli olan organizmanın yaÅŸlanması deÄŸil, zihnin yaÅŸlanması. Bu çok kötü bir ÅŸey. Zihin gençse yaÅŸama aktif katılırsınız. NeÅŸelenirsiniz. Ãœretirsiniz. Åžiir okuyorum, düşünüyorum ve yazıyorum. Åžu anki zihinsel yeteneÄŸimi, 20-25 yaşındakiyle eÅŸit görüyorum. Karımla dans ederim. Çok da keyif alırım. Belli bir zamanı, yeri yok. Ayrıca çok güzel ÅŸiir yazarım. Karıma yazarım. EvliliÄŸi canlı tutmak lazım. EÅŸimin her gün yeni bir tarafını keÅŸfetmeye çalışırım. Kendimi de açarım ki o da keÅŸfetsin. Bu tazelik çok önemli. Evlilik yaÅŸlanmayı yavaÅŸlatıyor.Â
Sporla aranız nasıl?
- Ne kadar yorgun olursam olayım halı saha maçına gidiyorum. Bir saat koştuğunda kanın vücutta dolaşımı artıyor. Hücrelere oksijen taşınması da öyle. Yine organizmanın ihtiyaç duyduğu, vitamin, mineraller ve diğer maddeler hücrelere normalden çok daha hızlı, fazla taşınıyor. Haftada 2-3 kez halı sahada maça çıkıyorum. Arkadaşlarla maçta kendimi yaşlı hissederim, gençlerle oynarım.
 Çalışmaya devam ediyor musunuz?
- Tabii çalışacaksın. Atın cesareti koşmak, insanın cesareti de çalışmak. Hele Türkiye gibi ekonomisi belirsiz ülkede yaşarken. Alkol ve uyuşturucu bağımlığıyla mücadele için Türkiye’yi karış karış gezerek konuşma yapıyorum.
Saçlarınız bembeyaz. Bu halini seviyor musunuz? Hiç boyamayı düşünmediniz mi?
- Saçlarımın beyazlığını seviyorum. Ailemizde saçlar beyazlar ama dökülmez. Film için boyadım. Yine böyle kestirip, boyadığım bir gün eve gittiğimde, kapıyı çaldım, eşim "Cüneyt Bey evde yok yavrum" dedi. Boya, saçın canlılığını götürüyor. Bense ellerimi götürdüğümde saçımda hissettiğim canlılığı ve yumuşaklığını seviyorum.
 Bir kenara çekileyim, dinleneyim diye düşündünüz mü hiç?
- Aslında karımla başbaşa kalmak istiyorum. Ama bu kaybolup gitmek değil. Gene hayat içinde var olarak, kendi adımıza, karımla beraber yaşamak istiyorum. Bunun hayalini hep kurduk.
Dede olmak nasıl?
- Torunum Polat Can 7 aylık. Çok güzel, babasına benziyor. Babasını tekrar o yaştaki haliyle kucağıma alıyor gibi oluyorum. Torun, bizden bir şey. Kalıcılık, varolmak gibi anlamları da var benim için.