Tevfik Usta'lar ne oldu?

Güncelleme Tarihi:

Tevfik Ustalar ne oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2003 17:50

Bingöl depreminden sonra bölgeye giden bir öğretim görevlisi anlatıyordu. Bölgedeki (Allah’ın hikmetiyle ayakta kalan) bir ilköğretim okulunun müteahhidi, güya, depremden sonra, eli ayağı titreyerek okula koşmuşmuş da, çok korkmuşmuş da...Anlatan öğretim görevlisi bir hanımdı. İnsanlar hakkında (hem kadın hem de hoca olduğu için) benden çok daha iyi niyetli, daha hoşgörülü... Hikayeyi dinlerken, benim aklımdan geçense şuydu:

Haberin Devamı

“Namussuz herif! Eminim önce gidip bakmıştır, okul ayakta mı, yıkıldı mı diye. Yıkılsa, toz olacak... Ağır hasarla kurtulmuş ya, medya mensuplarının ve öğretim görevlilerinin önünde şov yapıyor, sanki çok vicdanlıymış da, koşup öğrencilerin durumunu kontrol ediyormuş da...

*

17 Ağustos depreminden sonra, Hakkı Devrim Adapazarlı Tevfik Usta’nın hikayesini” yazmıştı, Radikal’deki Cihannüma köşesinde.

Bu benim çocukluğumda dinlediğim ve dinlerken salya sümük ağladığım bir hikayedir. 1967 depreminde, ben Küçükçekmece’deydim. Atlayıp Adapazarı’na gittik. Nuri Dedem’i, Gülçin Halam’ı evin bahçesindeki bir çadırda bulduk. Büyük dedem Hakkı Bey’den kalan ihtiyar kerpiç ev sapasağlam ayaktaydı. İşte o sıcak ağustos gecesi, Kökçü Çıkmazı’ndaki evin bahçesinde çay içerken, dedem anlatmıştı Tevfik Usta’nın göz yaşartan telaşını...

Hakkı Devrim’den aynen apartıyorum yazısını – bütün “gerçek ustaları” burada saygıyla anarak :

*

Tevfik Usta'lar ne oldu? (Radikal, 20 ağustos 1999)

Deprem yaramız soğudukça yıkılan binalardan çok, paralar kazanmış, hani haksız kar etmiş, rüşvet almış, insanlara duyduğumuz öfke artacak. Ömrüm boyunca tanıdığım ve saygı duyduğum inşaat ustaları oldu. Bir tür ustabaşıdır, kalfa diye de anılır. Günümüzde mimar tasarlar çizer. Mühendis hesaplarını yapar, sıra inşaata gelince  yetki ve sorumluluk gene mimarda da olsa asıl işi kalfa yüklenir. Eskiden mimar- mühendis ne gezer hele Anadoluda bütün binaları bu ustalar kalfalar yapardı. Babam Adapazarı”ndaki evi tamir ettirirken Levent”te evimizi elden geçirirken, Çatalca”da kümes, ahır, değirmen, lojman binaları yaptırıken, ustalar ve kalfalar tanıdım. İçlerinde işini iyi bilir, ciddiye alır, gerçekten güvenilir insanlar vardı. Onlardan biriydi Tevfik Usta. Babam ile bir yaz kafa kafaya vererek, babaannemin Adapazarı”ndaki eski evini yeniden yapıldı denecek kadar elden geçirdiler. Çalışmalara ilgi duymamak mümkün değildi. Eski ev dört iri taş üzerine oturtulmuştu. Dört köşedeki bu yayvan kaya parçalarının üzerine sağlam tarafından dört ahşap direk dikilmiş, aralarda gene ahşap dikmeler kullanılmış, ve bunlar birbirine bağdadi duvarlarla bağlanmıştı.

İki katlı bir evdi. Tevfik usta dört cepheyi birer birer askıya alarak damın tek kiremidini kırmadan bağdadi yapıyı yığma inşaata dönüştürdü. Hep gözlemlemiştim onu. Kararlılığını, titizliğini, işçileri üzerindeki müşfik otoritesini, babama sevgiyle ağabey deyişini sevmiştim, iri yapılı, sarışın, yakışıklı bir adamdı. Boşnak olabilir, Adapazarında çok Boşnak vardır.
1941 Adapazarı depreminde biz Adana”daydık. Konu komşu ve evimiz ne halde diye babam gitti Ada”ya. Dönüşünde anlattıklarından birini, çoğu dehşet verici şeylerdi, en güzel olanını hiç unutmadım. Tevfik Usta”ya dairdi. 1941 depremi güneşli bir Pazar gününe rastlamıştı. Tevfik Usta Çark”taymış. Ada”nın ünlü mesiresidir. Önce kan ter içinde kendi evine koşmuş. Bakmış ev de çoluk çocuk da sağlam.

Ondan sonrasını her hatırladığımda gözlerim yaşarır. Koca Tevfik Usta, Adapazarı’nın o semti senin, bu mahallesi benim deliler gibi koşmaya başlamış sokaklarında. Tanımayanlar çıldırdı sanmışlar. Tevfik Usta kendi yaptığı, tamir ettiği evleri ziyaret etmekteymiş. Bizim eve de gelmiş, bakmış sapasağlam duruyor, sevinmiş, Tanrı’ya şükretmiş, biraz nefes aldıktan sonra koşusuna devam etmiş. Tevfik Usta’nın elinden geçmiş tek bir ev yıkılmamış. Koşusunun sonunda böyle olduğunu görünce bir duvara ilişip, sarsıla sarsıla ağlamış. Ertesi günlerden birinde kurban kesmiş Tevfik Usta, hiçbir evim yıkılmadı diye.

Çalışan, bir şey üreten insan güzelleşmiş gelir bana, işine severek bağlanana ayrı bir saygı duyarım. Tevfik Usta gibi bir adamın, aşağılık bir müteahhit istiyor diye noksan malzemeyle, yani işinin demek ki namusunun hakkını vermeden, inşaat yapacağını düşünebilir misiniz? Kusurumuz daha yaygın ve daha derinlerde mi dersiniz?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!