Güncelleme Tarihi:
Çok Avrupai bir albüm olmuş bu... Bizim enstrümanlar da hiç kullanılmamış.
- Evet ama aslında öyle bir kompleksim yok. Ben Türk enstrümanlarına bayılırım. Bu, kanımızda var. Ama bu albümde nedense sadece “Superman” şarkısında oryantal hissi var. Onun dışında bütün müzikler çok farklı oldu. Çünkü sonuçta bu biraz benim kimliğim. Ne kadar Türk kızı olsam da, yetiştiğim bir başka kültür daha var. “O benim farkım” diyelim. Her sanatçının kendi özelliği vardır, ben de o özelliği kullanmak istedim bu albümde. Çok da içime sinen bir albüm oldu. Çok çalıştık, emek harcadık. Çok iyi dinlerseniz, altyapılarının da ne kadar iyi olduğunun farkına varırsınız. Ucuz hiçbir şey yok bu albümde. ıçindeki her şarkıya klip çekmek istiyorum, hayalim bu şimdi.
Hani “damardan” diye bir tabir vardır ya; Avrupai bir sound’la da o damar hissi verilebiliyormuş gibi geldi bana.
- Tabii, neden olmasın! Belki de insanlar aynı şeyleri duymaya çok fazla alıştılar ya da hep aynı şeyler yapıldı. Bu da benim stilim. Her sanatçının kendi okuma tarzı var. Ben de kendi ağzıma, kendi sesime yakışan şeyi okudum.
Bir de bazıları bu albümde tarzınızı Beyonce’ye benzetti. Bu sizi rahatsız etti mi?
- Bu büyük bir iltifat ama nedense Türkiye’de çok başarılı işler direkt yurtdışındaki sanatçılarla kıyaslanıyor. Biz bu fotoğrafları çekerken, hiçbir şekilde örnek fotoğraf götürmedik yanımızda. Biz konsept fotoğraf düşündük, konuştuk ve yaptık. Hiçbir zaman bir sanatçının kopyası, taklidi olmak istemem. Bir kere çakma ve kopya kelimelerinden nefret ederim, gıcık oluyorum.
AŞK ACISI İNSANI BÜYÜTÜYOR
Bu arada ne kadar büyümüşsünüz. Fotoğraflara bakarken, yeni şarkılarınızı dinlerken siz de bunu fark ediyor musunuz?
- Evet, ben de kendimi öyle görüyorum. Gelişmiş, olgun, kendinden emin, kendini güçlü hisseden bir Hadise... Mesela bunu önceki albümlerde görmüyordum. Evet o zaman da müziğe aşık bir kızdım ama çok fazla kendinden emin olmayan, kararlarını güçlü adımlarla atamayan bir kız vardı. şu an güçlü biriyim ve onu yansıtmaya çalıştım şarkılarda, fotoğraflarda.
Aşk acısı insanı güçlendiriyor mu?
- Bence büyütüyor. Ama sadece aşk değil, aile ortamı da insanı büyütebilir. Mesela bizim annemiz babamız biz çok küçükken ayrıldı, bu da beni çok büyüttü. Arkadaşından kazık yersin, o bile seni büyütür!
Albüm çıkalı kaç gün oldu?
- 11 gün.
11 günde çok hızlı yol aldınız, büyük beğeni topladınız. Bu çok heyecan verici bir şey olsa gerek...
- Çok doğru. ınsanlar beğeniyor ve ben bu yüzden çok mutluyum. O kadar güzel yorumlar alıyoruz ki... Hiçbir zaman kendi işimle ilgili iddialı laflar etmem. Çünkü bana sevimsiz geliyor iddialı konuşmak. Ama böyle tepkiler alayım diye hep dua etmiştim. Geniş yelpazeli bir albüm oldu. Biraz R&B de var içinde çaktırmadan, biraz rock da...
GÜNDEME GELMEK İÇİN YORUM YAPIYORLAR
Eurovision’da dördüncü oldunuz. O zamanlar sizi yerlere göklere sığdıramayan insanın bugün “O şarkıyı kimse söyleyemedi” demesi sizi kırıyor mu?
- Kırmıyor, güçlendiriyor. Herkes istediği yorumu yapabilir. O dönemde de çok yorum yapıldı ama benim sayemde bu şarkı, iki sene sonra bile hâlâ bu kadar büyük. Bu şarkıyı başkası okur ama inanılmaz kaprisli de olabilirdi. Hiçbir ülkeye gitmez, şarkıyı tanıtmaz, ıngilizce konuşamaz... Bende bunlar hiç olmadı. Deli gibi promosyon yaptım, Avrupa’nın her yerinde Türkiye’mi çok güzel şekilde temsil ettim. Ve bu şarkıyı bu şekilde bir yerlere taşıyan sanatçı için iki sene sonra böyle yorumlar yapılmasına inanamıyorum.
Şarkıyı yapan kişinin böyle demesi daha sinir bozucu değil mi?
- Sinir bozucu diye bir şey yok hayatımda. Ben polemiklere girmiyorum. Kimin söylediği de önemli değil. Ben kendimi hiçbir zaman savunmadım bu konularla ilgili. ınsanlar bazen gündemde olmak için yorum yapıyor, biz buna bir şey yapamayız.
KİMSE İÇİN ÖLÜP BİTMEM YATAKLARA DA DÜŞMEM
Bir şarkınızda “Keşke ben de senin kadar yetenekli olsaydım terk etmek konusunda” demişsiniz. Gerçekten bu konuda yetenekli olmak ister miydiniz?
- Ben “Yetenek” şarkısını duyduğumda bayıldım. “Bu şarkıyı istiyorum” dedim. Ama hiçbir şekilde “Böyle bir şey yaşadım” ya da “Ben ilişkimde böyle hissettim de yansıtmak istiyorum” diye seçilmedi o şarkı. Albümde depresif slow şarkı yok mesela. “Öldüm bittim, yataklara düştüm” kişiliğinde değilim ben. O yüzden o tarz şarkılar söylemem. ısterse hit olsun, yine de okumam.
Ama sorumun cevabını alamadım; gerçek hayatta terk etme konusunda yetenekli olmak ister miydiniz?
- O konuda yetenekliyim zaten. Bu aslında ilişkiden çıkamayan ya da korkan, kendisinden emin olmayan genç kadınlara güç veren bir albüm oldu. “Bitti kardeşim, ben böyleyim, olmuyorsa olmuyor” deyip bitireceksin. Ben bu albümle kadınlara destek olmak istiyorum. O kadar çok kadın, bir erkek uğruna kendi hayallerini unutuyor ki. Ya da seçtiği yoldan cayıp, o mutlu olsun diye elinden geleni yapıyor, sonunda kendini unutuyorlar. Bir bakmışsın üç kilo fazlasın, bir bakmışsın aileni unutmuşsun, bir bakmışsın hayallerin suya düşmüş. Ve ne için, sana saygı duymayan biri için! Ayrılmak isteyen o kadar çok kadın var ki; ama yapamıyorlar. Maddi ya da manevi sebeplerle... Bizim annemiz tek başına dört çocuk büyüttü. Hepimiz küçüktük. Bunu bizim annemiz yapabiliyorsa herkes yapabilir. Hayatta aşktan daha önemli şeyler var. Bu da ne biliyor musunuz: Kendiniz! Aynaya bakıp bunun farkına varmak lazım. Tecrübeden dolayı konuşuyorum, yoksa bu kadar iddialı laflar etmem bu konularda.
O KONU KONUŞULURSA PROGRAMI TERK EDERİM
Beyazıt Öztürk’ün son konuğu Sinan Akçıl’dı. Sizinle ilgili birtakım yorumlarda bulunduğu için Öztürk, size söz hakkı doğduğunu söyledi. Önümüzdeki hafta
“Beyaz Show”da sizi sıkıştırabilirler, buna hazırlıklı mısınız?
- Sıkıştırılırsam terk ederim programı. Bunu da yazabilirsiniz.
Eğlenceli, güzel bir program olur. Yapmaz bence...
- Eğlenceli başka bir şey, çok kaliteli bir insan tutup da kapatılmış konuları sürekli gündeme getirirse -çünkü Beyaz çok kaliteli ve çok sevdiğim biri- bu bana ve benim sanatıma saygısızlık olur. Ben özel hayatıyla gündemde olan bir sanatçı değilim. Benim gibi birine böyle bir saygısızlık yapılırsa, şaka olsa bile bunu alttan almadan programı terk ederim.
AFİŞİN O BİNAYA ASILDIĞINDAN HABERİM YOKTU
Gerçekten Sinan Akçıl’ın evinin tam karşısına afişinizi astırdınız mı?
- Ben şu an posterlerim İstanbul’da nerelerde asılı inanın bilmiyorum. Öyle bir derdim de yok. Bu binaları giydiren bir organizasyon şirketi var. O şirket diyor ki; “Elimizde bu binalar var, hepsine astırdık”... Sonuçta orası da merkezi bir yer. Benim için biten bitmiştir. Hiçbir şekilde kimsenin peşinden koşmadım hayatımda, koşmam da. Bu şekilde yansıtmak isteyen kişiler var ama doğru değil. Biz önümüze bakıyoruz. Bir de ben burada değilim, zaten Belçika’da yaşıyorum. Bu söylentilerden haberim bile yok. Daha dün duydum.
Sinan Akçıl sizden özür dilese; “Yeniden deneyelim” dese kabul eder misiniz?
- Katiyen, katiyen, katiyen!
HADDİMİ ÇOK İYİ BİLİYORUM
“Bu albüm müzik hayatımın dönüm noktası” diyebilir misiniz?
- Hakikaten öyle hissediyorum. Ekibim de çok çalıştı, halen çok çalışıyoruz. Ben şimdiden bir sonraki albümü düşünüyorum.
Hiç sizin kendi sözlerinizi dinleyemeyecek miyiz?
- İngilizce çok iyi yazabiliyorum ama Türkçe şarkı sözü yazamıyorum. Dille de alakası yok. Ben Belçika’da doğdum, büyüdüm. Flamanca’yı çok iyi konuşuyorum. “Flamanca şarkı sözü yaz” deseniz yazamam. O bir his, başka bir şey. Ben limitimi, haddimi çok iyi biliyorum. Bir gün olur mu, olabilir. Ama kendimi şu an hazır hissetmiyorum.
HENÜZ SUPERMAN’IMI BULAMADIM
“Superman” şarkınızı dinleyince aklıma geldi; gerçekten hayatta Superman var mıdır?
- Şu an benim hayatımda bir Superman yok.
Dünyada var mıdır?
- Bence var. Karşımıza çıkmadı henüz ama mutlaka vardır. Bence her insan için ya bir Superwoman ya da bir Superman hazırdır. Ve o kişiyi bulunca da evleniyor insan zaten...
AŞK İÇİN GURURDAN VAZGEÇİLEBİLİR
Bir şarkı sözünüzde “Aşk için vazgeçmeli gururundan, kendinden” diyorsunuz. şu an güçlü bir kadınsınız ama önceden hiç vazgeçtiniz mi?
- Güçlüyseniz bile vazgeçebilirsiniz. Bazen bu gerekiyor bence. Bazen vazgeçmen lazım. Ben ailem için de bazen kendimden vazgeçiyorum. Mecbursunuz çünkü bir ilişkide iki kişi var, bir kişi değil! Bu yüzden bir sen verirsin, karşı taraf alır. Bir karşı taraf verir, sen alırsın ama mutlaka balans olması lazım.