Güncelleme Tarihi:
Kortesk grubu 23 yıl önce Ege Tıp Fakültesi’nin müzik odasında iki psikiyatrist doktorun yollarının kesişmesiyle kuruldu. İkili boş buldukları her anı müzik yaparak değerlendirdi. Daha sonra onlara başka mesleklerden arkadaşları katıldı. Ama iş yoğunluğundan grup üyelerinden bazıları ayrıldı yerlerine yenileri eklendi ama son üç yıldır grup son halini aldı. İsim arama çalışmaları sırasında akıllarına ilk Vorteks ismi geldi. Bu da onlara beynin en gelişmiş kısmı olan ‘korteks’i çağrıştırdı: “Korteks aynı zamanda yüksek insansal işlevlerden de sorumlu. Havalı bir bölge yani. Söylenişi de güzel. Bizim de müziğimizde biraz akıl var aslında. Yapı bizim için önemli; arka plandaki armonik yapı da üzerinde kafa yorduğumuz bir katman. Ama bu duygusuz iş yapıyoruz gibi gözüksün istemeyiz. Duygularımızı teknik içinde yoğurduk; aklımızı da işe kattık” diyorlar. Grup konserler sayesinde yavaş adını duyurmaya başladı. Facebook ve Myspace’te de parçalarını yayınladı. Ve kendi albümlerini kendi imkanlarıyla çıkarmaya karar verdiler. Dağıtımcıları olmadığı için albümleri www.korteksmuzik.com adresinden alınabiliyor.
SÖZ YAZARKEN HASTALARIMDAN ETKİLENİYORUM
Grubun solisti ve sözlerin büyük bir kısmını yazan Alp Karaosmanoğlu, bazı parçalarında psikoterapi görüşmelerinden etkilendiğini söylüyor: “Görüştüğüm kişilerin çektiği zorluklar ve duygularından etkilendim. Örneğin ‘Terketme’ adlı parçada, bir hastanın eşine söylemek istediği sözler var. Bebeğim şarkısı, bir ilişki sırasında içindeki kaybolmuş çocukla karşılaşan birisini anlatıyor. Zaten terapi sürecinde içimizden geçen önerileri hastamıza direkt olarak söyleyemiyoruz. Ama içimizden söylemek gelir. Bu nedenle müzik seansları biraz da içimizde birikenleri dışarı atmamızı sağlıyor.”
Grup sözler gibi müziklerine de önem veriyor. Ege Karaosmanoğlu, gitar kadar klavyenin de ağırlıklı olduğu bir sound yarattıklarını söylüyor: “40 yılı aşan zamandır dinlediğimiz rock, blues, jazz, funk parçaların içimizde bıraktığı izleri, kişiliğimizle harmanlayarak sevdiğimiz soundlar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz ve bunu yaparken sadece içimizden gelen müziği dinlemek istiyoruz. Saf rock dinleyen kişiler müziğimizi severlerse ne mutlu bize”.
Düğünlerde çalan bir doktorum
ALP KARAOSMANOĞLU (41, psikiyatrist)
İlkokulda dayımın Almanya’dan getirdiği orgda parçalar çalmaya başladım. Bu durum müzik hocasının dikkatini çekti ve aileme ısrarla piyano aldırdı. Piyanoya aşık oldum ve klasik müzik eğitimi aldım. Üniversitede bir rock grubuna girerek aradaki açığı kapatmaya çalıştım. Tıp okumama rağmen müzik piyasasının düğünler, pavyonlar, rock barlar, jazz barlar, pop barları da dahil her köşesinde çaldım. Şimdi grupta bas gitar çalıyorum aynı zamanda vokalim.
Müzik kendimi ifade etmemi sağlıyor
ÜMİT TURAL (44, psikiyatrist)
Ergenlik yıllarında rock ve metal dinliyordum. Ardından gençlik grupları geldi ve sonra kendi bestelerimize yöneldik. Müzik benim duygularımı farketmemi ve kendimi ifade etmemi kolaylaştırıyor. Eğer bu albüm ilgi görürse ileride doktorluk mesleğine devam etmek ama müzikle daha fazla ilgilenmek istiyorum. Grupta elektro gitar çalıyorum.
5 yaşında piyanoyu kurcalamaya başladım
EGE KARAOSMANOĞLU (36, yazılımcı)
Küçükken evde piyano vardı. Abim ve ablam çalıyorlardı, böylece ben de 5-6 yaşlarında piyanoyu kurcalamaya başladım. Bir süre klasik müzik çalıştım sonra ortaokul ve lisede ağabeyimin katkısıyla rock ve jazz müziğiyle tanıştım. O gün bugündür sürekli bu tarz müziğin içerisindeyim. Grupta klavye çalıyorum aynı zamanda geri vokalim.
Hem çalıyor hem davul dersleri alıyorum
GÖKSEL İYİGÖR (38, özel bir şirkette çalışıyor)
Müzikle küçük yaşlardan itibaren ilgiliydim ama profesyonel olarak stüdyo işletirken başladım. Halen davul dersleri alıyorum, grupta da davulcuyum. Mesleğim müzisyen yanımı çok desteklemiyor. Ama azimle ikisini birden yürütmeye çalışıyorum.