Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin domestik kraliçesi açık ara Ebru Şallı Tan. Bütün mankenler evlenip "ev kadını" olmak istediklerini söylüyor ama Şallı, meseleyi bambaşka bir boyuta taşıdı. Evli, çocuklu, zengin ve mutlu bir kadın olmakla yetinmedi. Yemek yapmak, evlilik, hamilelik ve çocuk sahibi olmak gibi "domestik" konularla da gündemde kalınacağını cümle aleme gösterdi.
bru Şallı Tan, şık bir pastanede yaptığımız röportajda sadece yeşil çay içmekle yetiniyor. Yeminli bir vejateryan, düzenli spor yapıyor, değil içki sigara içmek kolanın ve kahvenin bile tadını bilmiyor. Böylece konu ister istemez yemeden, içmeden ve beslenmeden açılıyor. Şallı Tan, yemek pişirmek ve yedirmenin hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu şu sözlerle özetliyor: "Çok zayıf olduğum ve hamileliğim sırasında çok az kilo aldığım için insanlar benim yemekle aram olmadığını sanıyorlar. Halbuki hem yapmayı hem de yemeyi çok seviyorum. Ne kadar yoğun bir gün geçirirsem geçireyim, akşam evime gittiğimde bütün yemekleri ben pişiririm. Bu konuda pek çok kursa katıldım, sertifikalar aldım. Türk, İtalyan, Çin mutfağı... Hepsini biliyorum. Vejateryen olmama rağmen Harun ve Beren için et yemekleri bile yaparım." Bir yılı aşkın süredir TV8’de ’Ebru’nun Mutfağı’ adlı televizyon programını hazırlayıp sunması da mutfağa düşkünlüğünü belgeliyor ünlü modelin. DOKTORUM BİLE BANA DANIŞIR "Evin bütün işlerini de kendim yapıyorum, eve sadece haftada bir-iki gün yardımcı kadın geliyor. Ben yokken oğlum Beren’le de çocuk gelişimi bölümünden mezun olan ’abla’sı ilgileniyor. Onun dışında bütün vaktini benimle geçiriyor. Daha fazlasını yapacak imkanlarım var, ama ben böylesini tercih ediyorum" diyor, Ebru Şallı Tan. Yemek yapmayı bu kadar seviyorsa nasıl bu kadar ince kaldığını soruyoruz. Cevabı hazır: "Yedi yaşından beri vejateryanım. Sağlıklı beslenmeyi kitabını yazacak kadar iyi biliyorum. İnanın bu konuda çevremdeki herkes durmadan sorular sorar, neredeyse doktorum bile bana danışır." Spor konusunda da iddialı: "Harun’un teniste kendi yaş kategorisindeki (Ebru’dan yaklaşık 10 yaş büyük Harun Bey) yarışmalarda dereceleri var. Şu anda sıralamada Türkiye beşincisi. Ben de dünya yıkılsa her gün bir saat spor yapıyorum. Squash’tan yogaya her tür sporu yaptım. Şu sıralar pilates’e takmış durumdayım. Pilates hocalığı kurslarına katılmayı düşünüyorum." 17 yaşında (1995 yılında) Türkiye Güzeli seçildikten sonra nefes nefese bir çalışma temposu ve ünlü olma maratonu içinde Nişantaşı Kız Lisesi’ni zorlukla bitirdi Şallı Tan: "Lise zamanlarında başladım modelliğe. Çok zayıf olduğum için lisede benimle dalga geçerlerdi, hatta ben biraz geç de geliştim ama daha o zaman dikkat çekmeye başlamıştım... Erken yaşta çalışmaya başladım. Yine de hayatımın aldığı yönden çok memnunum." İNCECİK BİR ANNE OLMAK SUÇ MU? Hamileliğini anlattığı, hamile kadınların da güzel olabileceğini kanıtlayan öğütlerle dolu "Hamilelikte Sağlıklı ve Güzel Kalmak" adlı kitabını yaklaşık bir buçuk yıl önce çıkardı Ebru Şallı Tan. Hamileliği sırasında sadece yedi kilo aldığı, kasa kasa kivi yediği ve erken doğum yaptığı için çok eleştirildi: "Son derece sağlıklı bir hamilelik geçirdim ve sağlıklı bir çocuk dünyaya getirdim. Hayatım boyunca dengeli beslendiğim, vejateryen olduğum ve spor yaptığım için tabii ki, çok fazla kilo almadım ve kilolarımın hepsi de doğum sırasında gitti. Bu bir kabahat mi? Formumu korumak için Beren’i sezaryenle vaktinden önce dünyaya getirdiğim suçlaması tamamen yanlış. Bebek gelişimini tamamlamıştı ve doğuma doktorum karar verdi. Ne yapsaydım?.. Tamam, vejateryen olduğum için et yemedim ama o kadar çok bakliyat ve süt ürünü tükettim ki, çocuğumu hiçbir şeyden mahrum etmedim... " diye bütün bu eleştirilere cevap veriyor. Oğlunu tam yedi ay boyunca anne sütüyle beslediğini de sözlerine ekliyor. HER ŞEYİN MERKEZİNDE HARUN VAR "Kocamı oğlumdan daha çok seviyorum" açıklamasının yarattığı tartışmalardan da bıkmış Ebru Şallı Tan şöyle cevap veriyor: "Ben tamamen başka bir şeyi kastetmiştim o röportajda. Oğlum benim kanım canım, onu sevmez olur muyum? Ama oğlumun yeri ayrı, kocamın yeri ayrı. Beren’i sağlıklı ve mutlu bir aile ortamında yetiştirmek için Harun’a ihtiyacım var. Harun’la ilişkim benim için çok önemli, her şeyin merkezinde o duruyor. Bizim ilişkimiz, aşkımız olmasaydı Beren ortaya çıkar mıydı? Ben bu lafı, kadınlar çocuk doğurduktan sonra kocalarını ihmal etmesin diye söyledim. Bu kötü bir anne olduğum anlamına gelmiyor..." Şallı Tan, küçük Beren’in babasının ilk evliliğinden olan ağabeyi Can’a olan düşkünlüğü konusunda da şunları söylüyor: "Can hafta sonları bizde kalıyor ve Beren onu çok seviyor. Can ne yapsa aynısını yapıyor ve en son ondan ’manyak’ lafını öğrenmiş."
Ozan Orhon imzalı flörtümdü
19 yaşındayken şarkıcı Ozan Orhon ile evlenip kısa bir sürede olaylı bir şekilde boşanan Ebru Şallı Tan ilk evliliğini "imzalı flört" olarak nitelendiriyor. Eski kocanızla arkadaş kalabildiniz mi sorusunu "Bir yerde karşılaşsam selam veririm tabii" diye geçiştiriyor. "Evlilik gerçekten çok zor bir şey. Sürekli emek harcamanız ve çok özenli davranmanız gerek. Ben çok sakin bir insanım ve kolay kolay paniğe kapılmam. Böyle olunca işleri daha iyi toparlıyorum. Sanırım Harun’u da rahat ettiriyorum. Mesela tatilimiz sırasında onun çok önemli bir tenis maçı varken, Beren ateşlendi. Harun’un konsantrasyonu bozulmasın diye ona haber vermeden kendim hallettim her şeyi. Bana ’Sen inanılmaz bir insansın, ne kadar düşünceli kadınsın’ diye teşekkür etti. Ayın 13’ünde tanıştığımız için her ayın 13’ünde birbirimize kartlar yazıp yastıklarımızın altına koyarız."