Güncelleme Tarihi:
Önce spor programı olarak başladı. Sonra magazin konularına yer verildi. Bugün ise artık sporla adı dışında hiçbir ilgisi kalmadı. Dört yıldan beri Televole programında çalışan ve dolayısıyla adı ‘televole çocuğu’ olarak geçen Acun Ilıcalı ile eleştirileri, reytingleri, neredeyse bir marka haline dönüşen Televole'yi konuştuk...
Televoleler hayatımıza bir girdi, pir girdi. Altı yıl önce Türkiye gündemine oturan bu programla öylesine içli, dışlı olduk ki; ‘‘Televole sözcüğü’’ günlük dilimize çoktan yerleşti bile. Kimi bu programı aşağılıyor, hiç seyretmediğini söylüyor. Kimi ise ekranın karşısına oturup, program bitene kadar kalkmak bilmiyor. Önceleri sporcuların, özellikle futbolcuların kişisel yaşamlarını gözler önüne seren bir program olarak başlayan ‘‘Televole’’de artık isminden başka sporla ilgili tek şey yok! Buna rağmen aldığı reyting rakamı oldukça yüksek. Televoleciler içinde en çok tanınanı ve ekranda yüzü görüneni Acun Ilıcalı olduğu için, eğrisiyle, doğrusuyla bize Televole'yi anlatmasını istedik. O da neredeyse bir marka halini alan bu programla ilgili merak ettiğimiz herşeye cevap verdi...
Televole önceleri sporla alakalı bir programken artık isminin dışında tamamiyle bir magazin programı haline geldi.
Bu reytingle alakalı bir şey. İnsanlar önceleri futbolcuları zevkle seyrediyordu. Çünkü Hakan, Alpay gibi espritüel insanlar vardı. Ama toplasan üç kişiyi geçmez. Koskoca futbol camiasında üç esprili adam çıkıyor. İnsanlar her hafta aynı futbolcuları seyredemezler ki! Şimdi çıkanlar şovmen. Mehmet Ali Erbil mesela. Adamın işi bu!
Peki mankenlerin Televole'de yer alması nasıl açıklanabilir?
Onlar da ‘show business’tan insanlar. Mankenler bir şey tanıttıkları için zaten belli bir şov sergilemek zorundalar. Futbolcunun şovu ise sahada oluyor. Özel hayatları bir süre sonra izleyicilere sıkıcı gelmeye başladı.
Programınıza çıkan mankenler sadece şov ağırlıklı olarak yer almıyorlar. Bazen iç çamaşırlarıyla bile haber olabiliyorlar.
Çünkü biz yoktan var etmeye çalışıyoruz. Ufak detaylardan haber çıkarıyoruz. Mesela birinin parmağında yüzük görüyorum ya da bir yerinde yara görüyorum. Bu bile bizim için malzeme. Bizim için artı puan olduğunu düşünüyorum.
Bir de tecavüz sahnelerinin yer aldığı mini dizileriniz var. Bu kimin fikriydi?
Tamamıyla benim fikrim. Siz tecavüz sahhnesinin olduğu bölüme denk gelmişsiniz. Aslında her bölümde farklı bir konu işliyoruz.
Konular ve kimlerin oynayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Salı, çarşamba bizim en rahat günlerimiz. O günlerde kalem çevirip kimi oynatacağımızı belirliyoruz.
Gerçekten mi?
Vallahi öyle. Sonuç itibariyle önce soruları belirliyoruz. Çünkü soruları bulmak, ünlüleri seçmekten daha zor. Sonra oturup canlandırma için kimi seçeceğimizi tartışıyoruz. Demet Şener'i de oynattık, Selin Toktay'ı da...
Kabul etmeyen oldu mu hiç?
Hiç olmadı.
Son zamanlarda fazla ünlü olmayan mankenleri oynatıyorsunuz ama.
Eskiden çekimler bir dakikalıktı. Kolaylıkla Demet Şener'i oynatabiliyorduk. Şimdi yedi dakikaya çıktı. Erenköy'de başlayan çekimi, Aksaray'da bitiriyoruz. Demet Şener'e bu kadar mesai yaptırmak mümkün değil. Ayrıca benim için ünlü birinden çok konunun ilgi çekmesi önemli.
Ekranda yedi dakika görünmek henüz ünlenmemiş bir manken için çok önemli. Karşınıza çıkıp ‘‘Televole'de beni de oynat’’ diyen mankenler var mı?
Oynamak isteyen bir çok güzel kız var ama biz onların oyunculuk yeteneklerine bakıyoruz. Bir de her manken izleyiciye aynı sıcaklığı veremiyor.
Bazen bir ay boyunca sürekli aynı mankenin çıkması dikkat çekiyor. İçlerinde torpilliler var mı?
Her programda ortalama yirmi manken çıkıyor. O dönem en çok iş yapan, göz önünde olan kimse onunla çalışıyoruz. Mesela geçen bahar Selin Toktay çok sık çıkıyordu. Ama artık ortalarda görünmediği için bizim programda da yer almıyor. Petek Dinçöz her hafta ekranlarda. Dolayısıyla bizde de çıkıyor.
Televole'ye çıkabilmek için ‘‘karşılığında seninle birlikte olurum’’ diyen mankenler var mı?
Bunu ima eden mankenler var tabii. Fakat en önemli prensip işle, özel hayatın birbirine karıştırılmamasıdır.
‘‘Televole'ye çıkarım ama karşılığında para isterim’’ diyen oldu mu hiç?
Olmadı. Hülya Avşar istemedikten sonra ondan daha az medyatik biri para isterse gülerim. Biz para kazandırma yeri değiliz. Karşılıklı dostluğa dayalı jestler bunlar.
Çok dürüst bir cevap bekliyorum. Bugüne kadar bir arkadaşınızı kayırdınız mı hiç?
Evet. Kötü şeyini görmemezlikten geldim.
Ne gibi?
Çok popüler biriydi. Evli olmasına rağmen bir kızla birlikte gördüm onu. Ama görüntülemedik. Çünkü ortada aile birliğini bozacak bir şeyler vardı.
Magazin programı diyorsunuz ama son zamanlarda insanlık dramlarına yer vermeye başladınız. Neden?
İstisnai bir durum olursa kayıtsız kalamıyorsunuz.
Yoksa artık magazin konuları mı bulamıyorsunuz?
Alakası yok. Deprem olduğunda ya da futbolcu Oktay'ın karısı intihar ettiğinde onların da haberini yaptık. Magazin programının içinde bazı acılar olabilir. Çok uzak gelmiyor bana.
Bu ülkede trafik kazası yaşamadığımız bir gün yok. O zaman bunlara da yer vermeniz gerekir.
İstisnai durumlarda yapıyoruz böyle haberleri. Dediğim gibi bir çocuğun sağlığı için 40 bin dolar gerekiyorsa ve bizim programımız bunu sağlayacaksa bu tür haberler yapmamız kesinlikle çok normal.
Seksi mankenler ve acı olaylar birbiriyle ne kadar bağdaşıyor sizce?
Zaten manken haberlerinden hemen sonra yayınlamıyoruz acı görüntüleri. Araya başka kasetler koyuyoruz. Programın sonunda geliyor üzüntülü haberler.
Kimdir Acun Ilıcalı?
30 yaşındaki Acun Ilıcalı, bir vakitler Kadıköy Analdolu Lisesi'ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği'ne girmiş. Ancak okulu tamamlayamamış. Ve birden bire kendini televizyonculuğun içinde bulmuş. En çok görüştüğü ve sevdiği ünlüleri Hülya Avşar, Kaya Çilingiroğlu, Mehmet Ali Erbil ve Tülin Şahin olarak adlandıran Ilıcalı, ‘‘televole çocuğu’’ olmaktan çok memnun. ‘‘Bu işi ölene kadar yapmak istiyorum, çünkü bu iş için yaratılmışım’’ diyor...
Ünlü isimler Televole ve türevi programlarda her hafta ekrana geliyorlar. Yeni albüm veya bir defileden ziyade, yaptıkları espriler, saçlarının yeni modeli veya sadece Televole muhabirleriyle yaptıkları şakalar bile bu programlara haber oluyor. Acun Ilıcalı , Mehmet Ali Erbil’in güldüren bir şovmen olduğu için, mankenlerin ise güzellikleriyle programda dikkat çektiğini söylüyor.