Güncelleme Tarihi:
Bir dolu uyduruk fikre, ucuz numaraya, çuvalla klişeye ekran başında saatlerimizi harcadık. Ne kameranın arkasındaki emeğinin karşılığını aldı, ne biz vaktimizin. Onlarca kişi işinden oldu. Milyonlarca liralık yatırım eriyip gitti. Ekran fazlalıklarını atıp, yaz rehavetinden çıktıktan sonra yerlerde sürünen itibarını kurtarmak kolay olmayacak. Ama televizyonun sevdiği, sektörü anlayan, iyinin hakkını veren, işine bir yırtma meselesi değil, ciddiyetle tutunma meselesi olarak bakan bu beş isim elini taşın altına koyarsa, belki bir yıl daha çok acıklı dönem dizileri, çok paçoz reality programları, çok boş canlı yayınları ve komiklikten yıllarca uzak sitcomları izlemekten kurtuluruz.
Okan Bayülgen: Bu cephede işler biraz yılan hikâyesine dönmüş gibi duruyor. Bayülgen’in onca umut vaat eden On8 teaser’ından, yeni program duyurularından, heyecan verici Twitter anonslarından sonra sadece bir radyo programıyla kalması hayal kırıklığı. Onu seven kadar nefret edeni olsa da Okan Bayülgen bir ekran fenomeni. Hele son yıllarda kimse bir şeyle uğraşmazken yaptığı bambaşka işler (Onun dışında kimse canlı yayında saatlerce bu kadar ciddi sadece halı ya da atlar hakkında konuşamaz ve bu derece akıllı bir tartışma ortamı yaratamazdı), ekranda kırmaya çalıştığı hepimizi kemiren berbat alışkanlıklar ve aldığı tüm cesur kararlar televizyona acilen dönmesi gerektiğinin kanıtı. Üstelik yalnızca bir gece programıyla değil, her şeyiyle yeni bir kanalla.
Uğur Yücel: Tony Soprano’yu oynayacağı haberlerini bir kenara bırakıp, bunu yarım yamalak bir dedikodu olarak rafa kaldıralım. Uğur Yücel, Soprano uyarlamasıyla olmasa da ekrana mutlaka dönmeli. Bugüne kadar televizyona yaptığı tek bir işin bile vasata ucundan değmediğini, hatta her birinin kendi başına fenomen olduğunu düşündükçe televizyondaki boşluğu daha da kararıyor. O, bir yanında çabasızca atan komedik nabzı, öteki yanında ağır ağır akan dramatik damarı muhteşem bir uyumla taşıyabilen nadir aktörlerden. ‘Prime time’ın gururunu kurtarabilecek en dolu silah.
Ece Yörenç-Melek Gençoğlu: Son iki sezondur ‘Kuzey Güney’ de olmasa televizyon karşısında bileklerini kesecek insanlar tanıyorum. Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu’nun Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu ve Kuzey Güney’deki başarısı ortada. Ekrana ferah nefes gibi gelen bu ikilinin yağlı diyalogların kapladığı senaryoları unutturacak yeni bir işle dönmesi sezonun umudu.
Tomris Giritlioğlu: Nix Xhelila ve Fahriye Evcen’in oynayacağı yaz dizisi durumu kurtarmaya yetmiyor. Yeni sezonda Tomris Giritlioğlu’nun dizi sektörüne proje tasarımcısı ve yapımcı olarak getirdiği akıllı bakışa büyük kanalların her zamankinden fazla ihtiyacı var. Giritlioğlu’nun televizyona çok iyi uyarladığı sinematik gözü, bugün baştan savma sanat yönetmenlikleriyle geçiştirilen dönem/konak/kır dizilerinde mahrum kaldığımız şey. Detaylara ilgi, yıldız avcılığı, izleyeni aptal yerine koymanın aptallık olduğunu bilen senaryo denetimi önümüzdeki sezon bir diziyle dönse ekran biraz nefes alabilir.