Televizyonda bikini giymek bence teşhircilik

Güncelleme Tarihi:

Televizyonda bikini giymek bence teşhircilik
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2013 01:36

Peyami Safa’nın unutulmaz romanı ‘Fatih Harbiye’den uyarlanan aynı isimli dizi 31 Ağustos Cumartesi Fox TV’de başlıyor. Sete girdik, başrol oyuncusu Neslihan Atagül ile yeni projesini, genç yaşta gelen şöhreti ve hayata bakışını konuştuk.

Haberin Devamı

Role hazırlanırken Peyami Safa’nın romanını okumak dışında neler yaptınız?

- Senaryoyu ve kitabı zaten hatmetmiştim. Sürekli kızın ailesini, bıraktığı okulunu, çocukluk aşkını düşünerek, ruh halini de kafamda oturtmaya çalıştım. ‘Neriman’ karakteri astım hastası. Bu yüzden fiziksel olarak neler yaşayabileceğini araştırdım ve vücut dilini yarattım.

Romandan ‘Neriman’ karakteri adına çıkardığınız ana fikir ne oldu?

- Uyarlama bir iş ama dizimiz günümüzde geçiyor. Roman 1930’lardaki gençlerin belirli bir çevredeki sıkışmışlığını aktarıyordu. Neriman da Fatih’te kısıtlı ve baskıcı bir çevrede yaşıyor. Üniversiteyi yarım bırakmış. Resim yapıyor. Maddiyat hayattaki isteklerinin bir parçası ama o daha çok özgürlükçü ve ufkunu açmak isteyen bir kız.

Haberin Devamı

O kadar yıl önce ana hatları çizilen ‘Neriman’ karakterinin istekleri günümüzün kızlarına benziyor mu?

- Evet, paraya çok önem veren, Türkiye’nin her bölgesinden gelip mutluluğun parada olduğunu düşünerek kendilerine yol çizen kızları görüyoruz. Bazen başarılı oluyorlar. Bazen kaybolup gidiyorlar.

İSTEDİĞİNİ YAPAN BİRİYİM

Oyuncu olmak için kadere boyun eğip bekleyenlerden mi yoksa tırmalayanlardan mıydınız?

- Hiçbir zaman bekleyenlerden olmadım. 8 yaşımda babamla Türk filmi izlerken dönüp “Ben oyuncu olacağım” dedim. 13 yaşımdayken bilinmeyen numaralar servisinden bir ajansın numarasını bulup numarayı anneme verdim, “O ajansa kaydolmak istiyorum” dedim.

Aileniz nasıl karşıladı?

- İnatçı ve istediğimi yapan biri olduğumu biliyorlardı. Destek oldular. Bu sayede önce reklam filmlerinde, ardından ‘İlk Aşk’ isimli sinema filminde rol aldım. Bunları ‘Yaprak Dökümü’, ‘Araf’, ‘Hayat Devam Ediyor’ ve en son ‘Fatih Harbiye’ takip etti.

Ajanslara kaydolan onlarca kız var. Sizin onlardan farkınız neydi?

- Evet, çok yetenekli ve bir şeyler başarmak için çırpınan insanlar var. Ama piyasada yer alamıyorlar. Bence bu işte şans çok önemli.

Güzel olmak oyunculuğa 1-0 galip mi başlattı?

Haberin Devamı

- Türkiye’de güzellik işe daha çok yarıyor olabilir ama benim üzerimde büyük bir etkisi olduğunu sanmıyorum. Zaten şimdiye kadar çok seksi ve güzel kız olarak adlandırılacak karakterleri de canlandırmadım.

“Asla yapmam” dediğiniz oyunculuk kurallarınız var mı?

- Hayır. Yalnız televizyon dizileri daha çabuk tüketiliyor ve ticari oluyor. Bu yüzden mesela televizyon işinde bikini giymem. Bunun vücut teşhirciliğine girdiğini düşünüyor ve anlamsız buluyorum. Ama sinema filmlerinde durum daha farklı, kült olabilir. Bu yüzden daha esnek davranabilirim.

Geçen yıl Altın Koza’da, ‘Umut Veren Genç Kadın Oyuncu’ ödülünü aldınız. Beş sene önce de size aynı ödülü vermişlerdi. “Umut vermenin ötesine gidemedim mi?” diye düşündüğünüz oldu mu?

Haberin Devamı

- Hayır. Zaten o festivale ödül amacıyla gitmemiştim. ‘Araf’ filminde de ödül almak için oynamamıştım. Neden beş sene sonra yine böyle olduğunu bilmiyorum. Demek juri üyeleri öyle layık görmüş.

Ama aynı filmle Moskova’da ‘Şimdinin ve Geleceğin En İyi Oyuncusu’ ödülünü aldınız. Moskovalılar değerinizi bizden daha mı çok anladı?

- Oranın jurisi böyle düşünüp layık görmüş diyelim. Yalnız bunun yanında Türkiye’deki festivallerde yurtdışına göre daha duygusal kararlar verildiğine inanıyorum.

Bir daha ‘Umut Vaaden Oyuncu’ ödülü verseler...

- Alırım! Çıkar kürsüye konuşurum, tam geyik olur güleriz!

SİYASET ÇOK TIKANAN BİR ŞEY

Yeditepe’de tiyatro okuyorsunuz. Kırmızı halıdan inip derse girmek zor mu?

Haberin Devamı

- Valla hiç okula gitmediğim için bilmiyorum. Kaydı yaptırdım ve dondurdum. Kafamda farklı planlarım var. Sosyoloji okuyabilirim.

Siyasete kafa yorar mısınız?

- Siyaset bana çok tıkanan bir şey gibi geliyor. İstediğimiz kadar konuşalım, bir yerde tıkanıyor. Sen bir şey yapamıyorsun. Siyasette insandan daha güçlü şeyler var. Bu yüzden siyasi olaylara kafayı taksam da bunu kendi içimde yaşıyorum.

‘Araf’ta karakteriniz kendi kendine kürtaj yapıyordu. Kürtaj yasasına nasıl bakıyorsunuz?

- Herkesin kendi aklı var. Aklı tam olmayanlara da zaten bir şekilde müdahale ediliyor. Bence bazı şeyler bireylere bırakılmalı.

YALAN YOK, SÖYLEDİKLERİMİ YEDİM

Bir röportajınızda akıllı telefonlara karşı olduğunuzu söylemişsiniz. Ama şimdi elinizde öyle bir telefon var. Ne değişti?

Haberin Devamı

- Akıllı telefonlar bana saçma geliyor. Ama bir noktadan sonra kullanmak durumunda kalıyorsunuz. Mesela, mail’lere cevap vermem gerekiyor ama sokakta oluyorum. Telefonum çok eskiydi; artık tuşları düşüyordu. Ben de sistem bunu gerektirdiği için aldım.

Instagram’a da karşıyken şimdi üye olmuşsunuz. Söylediklerinizi bayağı bayağı yemişsiniz...

- Evet, yalan yok yedim! Saçma sapan bir şey oldu. Yalnız siteye işimle alakalı fotoğraflarımı yüklüyorum. Öyle öpücük falan atarken fotoğrafımı çekmiyorum.

KAFKAYI OKURKEN DÜŞÜNÜYORUM

Carlos Castaneda, Kafka ve Ursula Le Guin gibi isimleri okumayı seviyorum. Kafkayı okurken durup ne dediğini irdeliyorum. “Acaba şizofren mi?” diye düşünüyorum. Ayrıca Radiohead dinlemek hoşuma gider. David Linch ve Tim Burton filmlerini seviyorum.

Yapımcılığını Koliba Film’in üstlendiği ‘Fatih Harbiye’de, Fatih’te doğup büyüyen Neriman, onun çocukluk aşkı Şinasi ve İstanbul’un varlıklı ailelerinden birinin oğlu Macit’in hikayesi anlatılacak.

“Hayalimde Oscar almak yok. Çünkü bana çok Hollywood’vari geliyor. Yurtdışına Avrupa sinemasıyla açılmayı tercih ederim”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!