Güncelleme Tarihi:
Zaganos Paşa, diziyi takip eden vatandaşların merak ettiği karakter oldu. Mehmed’in küçüklüğünden beri yanından ayırmadığı Lala Paşası... Onun hayallerini bilep, bütün sırlarına ortak olmuştur. Zağanos Paşa askeri kabiliyetleriyle öne çıkacak, Mehmed’in devlete hakim olmasıyla birlikte Ordu yönetiminde kendisini gösterecek, Osmanlı Devleti’nin hiç görmediği büyüklükte bir donanmanın kurulmasına önderlik edecektir. Ama, geçmişte yaptığı bir hata, bu hatayı Mehmed için yapmış olsa da, onun peşini bırakmayacaktır.
Zağanos Paşa, II. Mehmed’in 1444-1446 yılları arasındaki ilk saltanatında onun tahtta güçlü bir şekilde yerleşmesini sağlamaya çalıştı ve sürekli biçimde onu daha atak bir siyaset izlemeye teşvik etti. Bu durum Çandarlı Halil Paşa ile olan anlaşmazlığı ve çekişmeyi iyice tırmandırdı. Zağanos Paşa’nın da içinde bulunduğu grup, Varna Savaşı sırasında II. Murad’ın tekrar ordunun başına çağrılması meselesine taraftar değildi. Fiilen hükümdarlık makamında bulunan II. Mehmed’in bizzat sefere iştirak etmesini, hem onun saltanatını kuvvetlendirmek hem de kendilerinin Çandarlı Halil Paşa’ya karşı güç kazanmalarını sağlamak için teşvik ediyorlardı. Ancak Halil Paşa ağırlığını koyarak II. Murad’ın yeniden ordunun başına geçmesini temin etti. Varna Savaşı’nın ardından Halil Paşa’nın muhalefetine rağmen II. Murad’ın tahta geçmemesi ve oğlunu yerinde bırakması Zağanos Paşa için önemli bir başarı sayılır. Fakat mücadele, 1446’da Halil Paşa’nın II. Murad’ı yeniden başa geçmeye ikna ederek II. Mehmed’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanınca Zağanos Paşa ve Şehâbeddin Paşa merkezden uzaklaştırıldı. Zağanos Paşa muhtemelen emekliye sevkedilip Balıkesir’e gönderildi. Onun tahttan indirildikten sonra Manisa’ya yollanan Mehmed’in yanında bulunduğuna dair bilgiler de vardır. Ancak Manisa’ya gidişi daha sonra gerçekleşmiş olmalıdır. Bazı Osmanlı kaynaklarında hem Zağanos hem de Şehâbeddin Paşa, Manisa’da bulunan II. Mehmed’in atabegi, lalası, veziri gibi unvanlarla anılır.
Tahtın tek adayı olan II. Mehmed’in yetişmesinde ve ilerisi için ne gibi işlerin yapılacağının planlanmasında Zağanos Paşa etkili bir rol oynadı. İstanbul’un fethi için ilk fikrî hazırlıklar da muhtemelen bu sırada gerçekleştirildi. Dönemin Bizans kaynaklarında Zağanos Paşa’nın II. Mehmed’i İstanbul’un alınması için teşvik ettiği ve bu işe büyük bir güçle sarılmasını sağladığı açıkça belirtilir. II. Mehmed 1451’de ikinci defa tahta çıktığı sırada Zağanos Paşa’nın onun yanında bulunup bulunmadığı konusunda kaynaklarda açıklık yoktur. Ancak Çandarlı Halil Paşa’yı vezîriâzamlık makamında tutan II. Mehmed’in kısa bir süre sonra Zağanos Paşa’yı yeniden vezirlik makamına getirdiği bilinmektedir. Zağanos Paşa’nın, tekrar iktidarda söz sahibi olduğunda II. Mehmed ile daha önce planlanan işler üzerinde çalışmaya başladığı tahmin edilebilir. Padişahla birlikte Karaman seferine katılan Zağanos Paşa, dönüşte İstanbul’un fethinin ilk önemli adımı sayılan Rumeli hisarının yapımı işinde mühim bir rol üstlendi, gereken malzemelerin teminiyle görevlendirildi, ayrıca diğer vezirler gibi hisarın bir kulesinin inşası bizzat ona verildi.
Zağanos Paşa’nın inşa ettiği kısımda biri Muharrem 856 (Ocak-Şubat), diğeri Rebîülâhir 856 (Nisan-Mayıs 1452) tarihli iki kitâbesi bulunmaktadır. Kitâbelerde unvanı “vezîrü’l-muazzam” şeklinde geçer. Bu husus onun II. Mehmed nazarındaki durumunu açık şekilde gösterir. İstanbul’un fethi hazırlıkları esnasında araç gereçlerin sağlanmasında, yeni muhasara aletlerinin yapımında büyük gayret gösteren Zağanos Paşa ayrıca fethe muhalefet edenlere karşı sürekli II. Mehmed’in yanında yer aldı. Kuşatma sırasında stratejik açıdan büyük öneme sahip Haliç surları karşısındaki kesimde Galata-Kasımpaşa sırtlarında konuşlandı. Burada kurduğu, içinde havan topları bulunan bataryalarla limandaki Bizans ve İtalyan gemilerinin hareketini önlemeye çalıştı.
BALIKESİR'DE KÜLLİYESİ BULUNUYOR
Balıkesir’de ilki XV. yüzyılın ikinci yarısında Vezîriâzam Zağanos Paşa tarafından yaptırılan külliye.
Fâtih Sultan Mehmed devri vezîriâzam ve kumandanlarından Zağanos Paşa tarafından 865 (1460-61) yılında inşa ettirilmiştir. Günümüzde cami, türbe, muvakkithâne ve hamamdan oluşan külliyede vaktiyle imaret, bedesten ve çarşı da bulunmaktaydı. Zağanos Paşa’nın oğlu Mehmed Bey’in cami avlusunda yaptırdığı mektep de 1897 depreminde yıkılmıştır. Külliyenin evâil-i Cemâziyelevvel 866 (Şubat 1462) tarihli bir vakfiyesi mevcuttur. 8 Receb 985 (21 Eylül 1577) tarihli bir belgeden külliyenin bu tarihten önceki bir depremde büyük hasara uğradığı anlaşılmakta, özellikle caminin üst örtüsü ve kâgir desteklerinin, imaret ahırının ve türbenin kubbesinin zarar gördüğü bilinmektedir. İstanbul’dan gönderilen Mahmud Ağa adlı mimarın çabalarıyla onarımı gerçekleştirilen külliye, 1897 yılındaki depremde tekrar ağır hasar görmüş ve cami bir dönem kapalı kalmıştır. 1904’te dönemin mutasarrıfı Ömer Ali Bey tarafından yıkık haldeki eski caminin temelleri üzerine bugünkü cami inşa ettirilmiş, yapının inşasında Rum ve Ermeni ustalar çalışmıştır. Revaklı düzenlemeye sahip, ortasında şadırvanın yer aldığı geniş bir avlusu bulunan, iki pâyeye oturan altı kubbeli ya da dört pâyenin taşıdığı dokuz kubbeli planıyla enine gelişen bir yapı olduğu düşünülen ilk camiden günümüze kuzey kapı üzerinde mevcut kitâbe ile minber ulaşabilmiştir. Avluda yer alan ve onikigen mermer bir havuza sahip olan şadırvanın çokgen sütunlarla biçimlenen her yüzünde birer çeşme vardır. Yuvarlak beton kolonlara oturan kubbeli dış yapısı yenidir. Avlunun batı yönünde bodur bir sütun üzerinde güneş saati bulunmaktadır.