Güncelleme Tarihi:
Yarışmanın finalinde Nefise kazandı. Ama hiç kimse “Zaten Nefise kazanmalıydı, diğer aday hak etmedi.” demiyor. Gerçekten şampiyon olarak da değerlendirilen bir süreciniz var. Sonuç olarak o kupayı başkası kaldırdı. Bu size ne hissettirdi?
Öncelikle benim içim çok huzurlu. Survivor boyunca verdiğim mücadeleden ve yaşadıklarımdan, hem mutluyum hem gururluyum hem hem huzurluyum. Bana verilen destekten çok mutluyum. Bu işin başındaki Acun abi, “Aslında 2 tane kazanan var. Kimin kazanıp kimin kaybettiği, kupayı kimin kaldırdığı önemli değil. Benim karşımda 2 tane kazanan şampiyon var.” dedi. Finali kenara koyarsak son 8’e kalıp bireysellik başladığı zaman Survivor’da bireysellikten önce yaşadıklarınız rafa kaldırılıyor gibi. Artık o ışığı görüyorsunuz ya herkesin tekrardan dirilmesi olur, modu yükselir. Ne kadar fiziksel anlamda zor da olsa. Ben, 12 tane bireysellikte 10 final gördüm. Her gün 20-25 oyuna çıkmak o süreçte gerçekten çok yıpratıcı. Zaten Survivor’da 624 oyun oynayarak oyun rekorunu da kıran birisiyim. Fiziksel süreç çok yorucu oluyor o anda. İnanç ve o hedefe yaklaşma olayı, oradaki bütün süreci yaşayıp çeyrek ve yarı finali geçip tabii ki finalde onu istiyorsunuz. Bugün istemiyorum diyemem ya da kimse diyemez. Herhangi bir yarışmanın finaline kalan kişi, ben istemiyorum diyemez. Ne yaptım? İçim çok huzurlu ve verdiğim mücadeleden mutlu olduğum için sadece bir kupa vardı, onu kaldıramadım. Tabii ki üzüldüm ama diğer kazandıklarımdan da çok mutluyum.
Kendimi yerden yere vurmadım, hırpalamadım. Ailem ve sevdiklerimle kavuştum. Aslında tabii ki şampiyon olmak istiyordum. Ama bir anda oraya ufak bir perde indi. Çünkü 6 aydır beklediklerim bana sunuldu. Eşimle ve ailemle buluştum. Sağ olsunlar, öğrencilerim geldi. Bütün sevdiklerim oradaydı. Başka bir mutlulukla beni akıntı gibi aldı diyebilirim. Huzurum, gururum, mutluluğum ve sevdiklerimle kavuşmak, üzüntümü biraz da olsa törpüledi.
Bu söyledikleriniz, güzel bir beslenme kaynağı olmuş.
Ben daha önce de söyledim; çok da üzülebilirdim şampiyonluğu kaybettiğim için, daha kötü şeyler de yaşayabilirdim. Kimi zaman kötü gözüken mutsuzluk olur, acı olur; hepsine kapım açık. Hayatta ondan da bir şey öğreniyorsun. Belki bugün kaybettiğin şampiyonluk, başka bir şampiyonluğu getirecek. Negatif bakmamak lazım.
Finalden ve şampiyonluktan bağımsız süreçle alakalı bu kadar cool olmak zorunda mısınız? Sinirinizi bozmak, çok zor gibi duruyor. Sadece yarışma özelinde de değil. Bu, kendinize uyguladığınız bir sansür mü?
Böyleyim.
Yüzünüzdeki piercing’lerin fazla olması, soruldu mu size? İzleyiciler tarafından bu da çok merak ediliyor. Ne zamandan beri piercing kullanıyorsunuz?
İlk dövmemi yaptıralı 32 sene olmuş. Küpemi de aynı anda yaptırmıştım. Aile görüşmesinde yarışmayı biz kaybetmiştik ama onları biraz da olsa görmemize izin verdiler. Eşim de benim gibi dövmeli ve piercing kullanıyor. Herkesin çok hoşuna gitmişti. Demek ki partnerini buldun, uyumlusunuz gibi güzel yorumlar almıştık.
Bir erkekte göremeyeceğimiz kadar fazla değil mi?
Tabii tabii, fazla. Ama seviyoruz böyle olmayı. Az bile buluyorum.
Devamı var mı bunun?
Şimdi 2-3 tane dövmem gelecek.
Muhtemelen adayla ilgili olur.
Oradaki herhangi bir objeyi yaptırmayacağım. Bana hissettirdikleriyle alakalı. 3 tane köpeğimiz vardı, gitmeden önce birini kaybetmiştik. Onun resmini yaptıracağım.
En çok istediğin şey neydi?
Ben yarı profesyonel bir sporcuyum. Aynı zamanda antrenörüm. Branşım ultra maraton. Kaba tabirle anlatacağım. Bizi, araziye salıyorsunuz 20-30 saat sonra geliyoruz. Bizimkisi bildiğiniz kendine yeterlilik sınavı. Benim branşım kendi içerisinde fiziksel ve mental dayanıklılığın, zorlukların bir mixi. Dünyanın en zor sporlarından bir tanesi. Ben 2020’den beri Survivor’a gitmek istiyorum. Sporcu, antrenör bakışıyla kendimi orada çok merak ettim. Ben ne yapabilirim? Bana en büyük heyecanı bu veriyordu. Giderim, hiçbir şey yapamam. 1 hafta sonra elenir miyim?
Tabii ki, her yarışmacı onu düşünmüştür. Sonuçta seni gönderiyorlar, 1 hafta sonra dönüyorsun. Çok da hoş bir durum değil. Onu yaşayan arkadaşlara da üzülüyoruz ama elbet bunu biri yaşayacak. Oradaki bu süreçle nasıl mücadele edeceğim? En çok heyecanlandıran oydu. Gerçekten de heyecanım boşa değilmiş. Yaş, rakamdan ibaret benim için. Yaşımın ne olduğuyla hiçbir zaman ilgilenmedim; ne yapabildiğimle ilgilendim. Gittim, gördüm, çok da güzel yapıyormuşum. Hoşuma da gitti. İyi ki gitmişim dedim.
En çok anı paylaşabilir misin?
Osman ile takımlarımız ayrıldığı zaman. Hiç istemiyordum.
Neden?
Çünkü çok anlaştığım, sevdiğim, birlikte mücadele etmekten keyif aldığım, çok iyi bir çocuk. Yoldaş gibi bulmuştum, ayrılmak istemiyordum.
Adada en çok şaşırdığın olay nedir?
Aile ödülünde gol yedik. Acun abi, mükemmel bir sunum yaptı yine. Biz, ailelerimizin geldiğini bilmiyorduk. Şok olduk. Bir ödül oluyor, bir yere götürülüyorsun. Servisin camları siyahtı. Herkesin ailesi oradaymış. Biz, boş minibüse el sallıyoruz. Birazdan kazanan bir yere gidecek zannediyoruz. Meğersem bize bir şey gelmiş. Haberimiz yok. Daha sonra ailelerinizden biri geldi sözünü duyunca hepimiz şok olduk. Ama kim geldi? Belki eşim gelemedi. Benden önce Ertuğ eşiyle buluşunca anladım. Hem şaşkınım hem heyecanlıyım. Kalbim ağzıma geldi. 3-4 ay olmuş, eşimin sesini duymamışım. Baya bir süre iletişim ödülünü kazanamamıştım.
Eşini çok özledin mi orada?
Biz, 10 senedir beraberiz. 9 senesinde evliyiz. İşimiz, hayatımız… 24 saat beraberiz. İlk defa ayrı kaldım.
Adada en çok özlem duyduğun geceyi anlatır mısın?
Ödülden sonra çok kısa bir süre eşimi gördüm. Ertesi günkü oyunda 4 parkurun 4’ünü de kaybettim. Yoktum orada, böyle gidip oturuyorum. Oyuna çıkıyorum, kaybediyorum, tekrar oturuyorum. Bir düğmeye basıp ışınlanmak istedim. Tek derdim eşimin yanına gitmekti. Gördüğüm anda iyi geldi. Bir sonraki gün saçma bir uyanış yaşadım ve keşke hiç görmeseydim dedim. O kadar kötü geldi ki onu görüp sonra yine kaybetmek.
Tıpkı bir rüya gibi.
Aynen öyle oldu. Rüya çok güzeldi. Sonra bir şekilde kabusa döndü. Ben, 49 yaşıma Survivor’da bastım. Bu yaşıma kadar böyle açlık yaşamadım, bununla sınanmadım. Kim beni sınayacak ki? Büyük konuşmayayım ama sonuçta giderim bir ekmek alır, yerim. Türk halkının esnafı halden anlar, paran yoksa verir ekmeği. Hayatımda bu kadar iletişimsiz kalmadım. Cep telefonun olmadığı dönemlerde bile. Ki o dönemleri çok iyi bilirim. Sadece eşim için söylemiyorum. Ailem, sevdiklerim… Önce özleyemiyorsun, merak ediyorsun. Acaba nasıllar? İyiler mi? Bir yerlerine bir şey oldu mu? Sonra kendine şunu inandırıyorsun; bir şey olsa programda bize söylerler. Ardından özlem vurmaya başlıyor. Fiziksel açlık, merak, özlem derken daha büyük bir şey yaşamana gerek. Hepsinin birleşip oluşturduğu, Survivor’un tam merkezinde bir şey var; psikoloji. Hepsi, senin psikolojini bozmak için bir madde.
Senin psikolojini bozmak çok zordur.
Bozulmadı zaten.
Nasıl başardın? Yarışmacılardan kim bozmaya yaklaşabildi?
Öyle bir anım olmadı. Ben normal hayatımda da tartışmayı seven biri değilim. Evlisindir, kız arkadaşın vardır; tartışmalar olabilir. Herhangi bir konuda eşimle tartıştım diye bir ya da iki gün sonra barışmayacak mıyım? Boşanacak halim yok. Ben hemen gider barışım. Zaten barışacaksam 24 saatim niye boşa gitsin. Oradaki bakış açım da oydu. Bir şeylerden kırılıp 1-2 gün sonra düzeleceksem niye kırılayım? Arkadaşlarımın üzüldüğü anlar oldu, o atmosferi yaşadın. Bu canımı sıktı ama sonuçta herkes orada bir birey.
Kimseyle tartışmadın mı?
Doğru düzgün tartışmadım.
Nasıl başardın?
Bir defa Aziz ile, bir defa Asena ile oldu. İkimizde birbirimize bağırsak tartışabilir miyiz?
Tartışamayız.
Sadece bağırmış oluruz. Ben, bunu sevmiyorum. Arkadaşlar, ben kendimi ifade edemiyorum kusura bakmayın deyip yürüdüm. Ortamda kalmadım. Karşılıklı birbirimizi dinlemeye hazır olduğumuz zaman konuşuruz.
Yarışmacılar, nasıl psikolojini bozamadı? Biz, Aziz ile tanıştık. Onda o potansiyel vardı. Başaramamış yani.
Aziz ile karakter olarak birbirimize uyan kişiler değiliz. Onunla oturup konuştuk. İnsani olarak birbirimize saygı duyalım dedik. Ondan sonra da birbirimize kötü laf söylemedik, konuşarak anlaştık. Ne kadar aynı yolun adamı olmasak da insanlığımıza saygı duyarak gidelim dedik. Benim için adap çok önemli. Birisi adapsızlık yaparsa çok bozulurum.
Aslında şu mesajı da verdin bence. Survivor’da başarılı olmanın lokomotifi içerisinde her zaman gerilim yaratmak yok.
Ben de Survivor olabildim sonuçta. Birinci dakikasından son dakikasına kadar yaşadım. Bundan acayip mutluyum. Çünkü serüvenin tamamını yaşamış oldum. Hatta son oyunu da Nefise ile ben yapmıştım. Nefise onu da kazanmıştı. Tabii ki, yaş olarak hepsinden tecrübeliydim. Ben, şunu dedim; hakkınızı savunun her zaman, tartışman gerekiyorsa tartış, kişiliğinle alakalı ödün vermeyeceğin yerde dimdik aslan gibi durun. Ama çok kötü tartışmalar, seviyenin bozulması olduğu zaman bunu aileniz izliyor. Sen, bu psikolojide fark edemeyebilirsin. Edemediğin her an ailen üzülüyor.
Sen de manipüle etmişsin yarışmacıları.
Tabii ki. Çoğu kişiyi de kurtardım. Benden ayrılan bozuluyor, Özgür’ün yanına giden düzeliyor oldu bir ara.
Sence Nefise başarılı bir yarışmacı mıydı?
Başarılı bir yarışmacıydı. Nefise için şöyle bir parantez açayım. Zaten milli sporcu, çok güçlü bir kadın. Nefise başladığından beri kırmızı başladı bitirdi. Ben mavi başladım bitirdim. Ada hayatından bir haberim. Üzüntüleri nasıldı, mutsuzlukları nasıldı, sevinci nasıldı onlara şahit olmadım. Yarışmadan yarışmaya gördüm. Ama Nefise kendini çok iyi ispatladı. Kadın kadına oynarken zaten Nefise’nin rakibi yoktu. Tabii ki, o başarılı olacak dersin. Ne zaman bireysellik başladı, bizimle de oynamaya başladı gerçekten Nefise başarılıymış dedik. Çünkü erkeklerle de oynadı, hepsinden önde geldiği de oldu. O yüzden başarılı bence.
Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?
Benim söylemediğim 1-2 sözü, keşke söyledi diye ortalıkta konuşmasaydın çok mutlu olurdum. Çünkü benim söylemediğimi sen de çok iyi biliyorsun.
Kendini affettireceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın? Affettirmen gereken herhangi bir şey oldu mu?
Yok.
Kimseyi kırmadın mı?
Kırmadım. Ben kırmadığımı zannediyorum. Belki kırmışımdır. Ufak tefek yanlış anlaşılmalar oluyor.
Çok cool bir yarışmacının başarı hikayesini konuşmuş olduk. Başarısızlık olarak görülebilecek durum, aslında gerçekten bir kazanım. Genelde bir huzur ortamı sağlamak için hepiniz hak ettiniz denir. Ama gerçekten iki finalistte hak etti gibi görüşler var.
Survivor bitiyor ve şampiyonluk birisine veriliyor. Ama o yol… Ben, 49 yaşındayım. Bu hayat, daha bana ne öğretebilir ki dediğim bir yaş belki. Ama yolun kendisi o kadar önemli ki. Çok şey öğrendim. Bundan sonra ne kadar ömrüm kaldıysa evrilmeme yardımcı olacak şeyler öğrendim. Ben de şampiyon olabilirdim ama Nefise oldu. Bir tane materyal var, onu kaldıracağız. Anlamı çok büyük. Ama oradakini ayırıyorum. Yolun kendisi çok önemlidir her zaman.