Sema Öztürk: Bu dizi fenomen olacak

◊ Ekrana “Ayazın Sonu Güneş” dizisiyle dönüş yaptınız. Dizi için neler söylemek istersiniz?

- Merak uyandıran akıcı hikâyesi, sosyo-ekonomik olarak farklı yaşam koşulları ve hayat akışları, görüşleri olan birbirinden renkli ve zengin karakterlere sahip, alışkanlık yaratacak bir dizi. Ezber bozan bir iş yapıyoruz. Çok çalışıyoruz, haftalık bir dizi gibi. Gerek çekim tekniği, ekibi, yapımcısı, gerekse oyuncularıyla günlük dizi formatına bambaşka bir vizyon getirmeye çalışıyoruz. Umarım bu da seyircimize yansır.

◊ Dizi yayınlanır yayınlanmaz izleyicinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. İzlenme rakamlarına bakıldığında karşılığını almış görünüyor. Siz projeye “evet” demeden önce bu denli sevileceğini tahmin ettiniz mi?

- Seyircimizin yoğun ilgisi bizi çok şevklendiriyor. Çok mutlu olduk, çok teşekkür ederiz. İlk okuma provamızda tüm oyuncu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde, karakterler seslerimizle hayat bulduğunda aslında bunu hepimiz hissettik. Temposu, anlatım dili güzel bir senaryo olunca işler daha da kolaylaşıyor. Her bölümü biz de merak ederek bekliyoruz. Neler olacağını bildiğimiz için seyircinin ilgisinin daha da katlanarak artacağını düşünüyorum. Hatta fenomen bir dizi haline gelirse hiç şaşırmam.

GERÇEK HAYATTA DA BU KADAR GÖZÜ KARA İNSANLAR VAR

◊ Aynur karakterinin büyük hırsları var ve istediklerini almak uğruna gözü hiçbir şey görmüyor. Oldukça güçlü bir karakter... Sizi nesi cezbetti?

- Tam da bu aslında. Gerçek hayatta da bu kadar gözü kara insanlar var ne yazık ki. Bu duyguları oynayarak deneyimlemek, böyle bir karakterle karşılaştığımda ne yapmak istediğini anlayabilmek için hayat dersi bana ve izleyen herkese.

◊ Ayırması elbette zordur ama sizin için en farklı, en unutulmaz olan proje ve karakter hangisiydi?

- Gerçekten ayırması çok zor... Her karakter bana bir şey öğretti. İzleyici de her karakterde başka bir duygu yakaladı. O nedenle ayıramıyorum aslında. Çok ses getiren karakterlerden bahsedersek; “Melekler Adası”ndaki Nursen kadın izleyicinin çok sevdiği bir karakterdi. “Kurtlar Vadisi”ndeki Jülide Toros, fenomen olan bir karakterdi, halen Instagram’da Jülide diyorlar bana. “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”daki Damla’yı da çok seviyordum. Çok güçlü bir kadın karakterdi. En son “Kızılcık Şerbeti”ndeki Azra da ters köşe bir karakterdi. Hatta Azra rolü bana ‘en iyi yardımcı kadın oyuncu’ ödülünü getirdi. Şimdi ise Aynur var. Dilerim izleyicinin ilgiyle takip ettiği bir karakter olur.

ÖZEL HAYATIMIN ÖZEL KALMASI ÖZGÜR HİSSETTİRİYOR

◊ Yıllardır bu sektörün içerisinde olan ve sayısız projede yer alan birisiniz, ancak sizi magazin gündeminde çok sık göremiyoruz. Özel hayat konusunda çok mu dikkatlisiniz?

- Ekstra bir çaba sarf etmiyorum diyelim. (Gülüyor) Kendimi göstermeye ihtiyaç duymuyorum, işimle konuşulmak daha çok hoşuma gidiyor. Magazin gazetecisi arkadaşlarımla çok uzun bir yolculuğumuz var. Çoğuyla arkadaşlığım, dostluğum var. Birlikte büyüdük. İhtiyacım olduğunda, işimle ilgili duyuru yapmam gerektiğinde destekleri hep yanımda, sağ olsunlar. Özel hayatımın daha özel kalması beni daha özgür hissettiriyor.

◊ Biraz oyunculuğun dışına çıkalım. Set bitince ilk olarak ne yaparsınız?

- 11 Haziran’dan beri çok yoğun bir tempomuz var. İşin gerçeği her gün yayınlanan bir dizide çalışmak, uyku haricinde başka bir şeye ayıracak vakit bırakmıyor. Normal zamanlarda benim için en önemli şey spor ve yürüyüş yapmak, film izlemek, ailemle ve sevdiklerimle vakit geçirmek, seyahat etmek, kedimle vakit geçirmek. Bu arada bir de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde okuyorum. Ben İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü mezunuyum, hep matematik ve ekonomi okudum ama her zaman psikoloji ve sosyolojiye ilgi duymuştum.

Şimdi akademik olarak da sosyoloji okumaktan çok zevk alıyorum. 3’üncü sınıfa geçtim. Karakter çözümlemede insanları, toplum eğilimleri, reaksiyonları anlamada ve anlamlandırmada hem özel hayatımda hem de oyunculuk yaparken bu kadar işime yarayacağını tahmin bile edemezdim.

◊ Son olarak buradan izleyicilerinize neler söylemek istersiniz?

- Hepinizi seviyorum. Birlikte bir ömrümüz olsun inşallah.

KENDİME İYİ DAVRANMAYA ÇALIŞIYORUM

◊ Yıllar geçse de siz hep aynısınız. Nedir bu işin sırrı?

- Teşekkür ederim. Bana kalırsa aynı değilim. Tabii ki ben de herkes gibi yaş alıyorum. Bu doğal bir süreç. Sadece sağlıklı olmaya ve kendime iyi davranmaya çalışıyorum. Ve her yaşın insana kattıklarına bayılıyorum. Çok şanslıyım her yaşta yapılan bir iş yaptığım için. Öncelikle Allah akıl ve beden sağlığı versin, en önemlisi bu.

SAKLAYACAK BİR ŞEYİN YOKSA ŞÖHRET NEFİS BİR ŞEY

◊ Şöhretin, milyonlar tarafından tanınıyor olmanın negatif yanları var mı?

- Bence asla yok, saklayacak bir şeyiniz yoksa tabii... Aslında nefis bir şey. Yaptığınız işin değer gördüğünü, takdir edildiğini bilmek, ayaklarının dünyaya sağlam bastığını hissettiriyor insana...

◊ “Kendim için yaptığım en iyi şey” diyebildiğiniz şey nedir?

- Seyahatlerim, öğrendiklerim, dostlarım, insan ilişkilerine verdiğim emek.