Güncelleme Tarihi:
◊ Filminiz seyirciyle buluştu. Heyecan seviyesi ne durumda?
- Rüştü Onur Atilla: Ben heyecanlı değilim. Kötü anlamda değil. Keyifliyim, mutluyum. “Ay nasıl olacak?” gibi kaygılı bir heyecanım yok. Yaptığımız işten razıyım. Güzel olacağını düşünüyorum. Her şey yolunda gitsin ki filmin bahtı ve yolu açık olsun.
Çünkü siz çok iyi bir iş yapsanız da ülkede bir anda öyle bir şey oluyor ki, bütün o emek boşa gidebiliyor. Tabii ki önceliğimiz her şeyin huzurlu, keyifli devam etmesi. Sonra kendi işimiz.
- Begüm Öner: Ben de o anlamda kaygılı bir heyecan taşımıyorum. Atmosfer çok iyiydi çekim esnasında. Çok güzel sahneler çektik. Kötü bir iş çıkacağını hiç düşünmedim. Herkesin gülüp eğlendiği bir film olacak diye düşünüyorum.
◊ Tamirat için gittiği evde cinayet şüphelisi haline gelen bir ustanın maceralarını anlatıyor film. Kulağa ürkütücü geliyor ama biz bu hikâyeyi komedi olarak izleyeceğiz. Bu durum nasıl komediye çevriliyor? Hayatta yaşadınız mı buna benzer bir şey?
- Rüştü Onur Atilla: O kadar sertini yaşamadık tabii ki. Ustanın duruma bakış açısı, sakarlığı, iş bilmezliği, beceriksizliği, biraz gamsızlığı ve sempatisi komik bir durum yaratıyor. Evet ortada bir cinayet var, aynı zamanda “Katil kim?” sorusunun da peşine düşüyoruz.
- Begüm Öner: Mesela bir sahnede klozette problem çıkıyor. Usta söküyor, salonun ortasına getiriyor. “2-3 güne hallederim” diyor. Bunun gibi çok komik sahnelerimiz var.
Fotoğraflar: Murat ŞAKA
TAMİRAT İŞİ BENİM DE ELİME YAKIŞMAZ
◊ Canlandırdığınız karakterleri sizden dinleyelim...
- Rüştü Onur Atilla: Ben tamirci Recep Usta’yı oynuyorum.
- Begüm Öner: Ben de Gizem karakterini canlandırıyorum. Gizem, Recep Usta’nın sürekli tamirata geldiği binada sevgilisi Tınaz’la birlikte yaşıyor. Tınaz’ın babasının evinde kalıyorlar. Tınaz’ın annesiyle babası da aynı apartmanda. Recep Usta sürekli ihtiyaç dahilinde bu apartmana giriyor, çıkıyor. Gizem, Recep Usta’yı bir kez daha çağırınca olaylar başlıyor.
- Rüştü Onur Atilla: Ben zaten apartmanın demirbaşı gibiyim.
- Begüm Öner: Evet, Recep Usta binadaki fertlerden biri gibi. Her eve girip çıkıyor.
- Rüştü Onur Atilla: Benim de günlük yaşamımda kızamadığım, gidince “Yine yapamadı” dediğim ama tekrar çağırdığım ustalar var. Bu konuda risk alamıyorsun, “Başka ustayı çağıramam, en azından tanıyorum” diyorsun.
- Begüm Öner: Bizim de var öyle bir ustamız, sürekli “Ben geldim” diye geliyor. Çünkü kronikleşmiş bir klozet problemimiz var. Artık adamın kaçıncı gelişi bilmiyorum!
◊ Onur Bey, tamiratla aranız nasıl?
- Rüştü Onur Atilla: Elimden geldiğince yaparım ama hiç elime yakışmaz. Çocukların uzaktan kumandalı arabasının arkasındaki vidayı söküp pillerini değiştirebilirim. Saksı, toprak işlerini de seviyorum. Ama toprağı bir değiştiriyorum, çiçek ölüyor! (Gülüyor)
ONUR ÇEKİMLERDE ZEHİRLENDİ
◊ Çekimlerde unutulmaz anlar yaşandı mı?
- Begüm Öner: Onur’un inanılmaz bir hikâyesi var. Lavabo tamir ederken borudan akan suyu yuttu. Sonra zehirlendi.
- Rüştü Onur Atilla: Evet, 3 gün midem kötüydü. Ama genel olarak keyifliydi. Çekim aralarında çok eğleniyorduk, sahneye de o keyifle girince çok güzel oluyordu. Sonuçta derin dramların olduğu sahnelerimiz yok.
◊ Dram demişken, o tür işlerde yer almayı düşünür müsünüz?
- Begüm Öner: Bizim talihsizliğimiz şu; Türkiye’de komedi işi çok az var. Özellikle televizyonda neredeyse hiç kalmadı. Sinemada yer yer oluyor. Onur’un “Güldür Güldür Show”da uzun süre oynaması, benim “Seksenler”de yıllarca rol almam çok güzel ama bir yandan da çok büyük dezavantajları var. Bu dezavantajları “Seksenler” bittiğinden beri yaşıyorum maalesef.
◊ Ne gibi dezavantajlar yaşıyorsunuz? Dram işlerinden rol gelmiyor mu?
- Begüm Öner: Biz insanların kafasında komedi rolleriyle kaldığımız için, o noktada işler biraz can sıkıcı oluyor...
- Rüştü Onur Atilla: Ama artık işin kendimizde bittiği bir dönemdeyiz. Ben buna çok sevdiğim Giray Altınok’u örnek verebilirim. Yıllardır nasıl çabaladığını ve ne kadar yetenekli olduğunu biliyorum. Şimdi çok güzel bir yolda, o kadar gururluyum ki. Kendi kaderini tayin edebileceği bir kariyer yönetiyor. İstediğimiz şeyi keşfedebilirsek, onu çok çağırırsak ve dillendirirsek, mesai harcarsak bence o yola girebiliriz.
◊ Güldürmek, ağlatmaktan zordur derler. Bu nedenle komedi oyuncusu dramı rahatlıkla oynayabilir aslında. Öyle değil mi?
- Rüştü Onur Atilla: O kıyas hep yapılıyor. Sürekli güldürebilmek gerçekten zor. Matematik işi. Özellikle sahne üzerinde güldürmenin saniye, salise farkı oluyor reaksiyonda. Biraz cerrahlık istiyor.
◊ İkiniz de tiyatro yapıyorsunuz. Filmdeki kimyanızın tutmasında etkisi var mı bunun?
- Rüştü Onur Atilla: İkimiz de samimi insanlarız. Begüm’ün o yönünü seviyorum. Sohbetimiz, dünya görüşümüz, hayata bakışımız, endişelerimiz, hayallerimiz, üzüntülerimiz paralel. O nedenle güzel çalışıyoruz. İnşallah ileride daha uzun soluklu çalışırız.
- Begüm Öner: Onur’la inanılmaz keyifli çalışılıyor. Hem rahat ve samimi, hem de disiplinli.
◊ İşlerinizde insanları güldürüyorsunuz. Peki siz en çok neye gülersiniz? Ve neye sinirlenirsiniz?
- Begüm Öner: Çok şeye gülebilirim. Bu özelliğimi de seviyorum. Durum komedisine çok gülüyorum. O an insanlar neye güldüğümü anlayamayabiliyor ama o kadar saçma sapan şeylere gülüyorum ki. Saygısızlığa ise çok sinirlenirim. Hiçbir şekilde tahammül edemiyorum.
- Rüştü Onur Atilla: Sorumsuzluğa sinirlenirim. Ben işimi ciddiye alarak yapıyorsam aynı işi yapan kişinin de benim kadar ciddiyetle yaklaşmasını, önemsemesini beklerim.Trafikteki haksızlığa sinirleniyorum. Eğlendiğim şey ise Begüm gibi anlık şeyler.
HERKES MUTLU OLSA DEVAM EDEBİLİRDİ
◊ Onur Bey, evliliğinizin bitmesinin ardından aşk hayatınızla gündeme gelmeye başladınız...
- Rüştü Onur Atilla: Evlilik başladı, bitti. Yaşadığımız her şey bizlere dair. Ne yaşıyorsan ve kime ne yaşatıyorsan bunun sonuçlarına katlanabilecek, sorumluluğunu alabilecek şekilde yaşaman gerekiyor. Bir ilişkiye başladığında bitirme sorumluluğunu alıyorsan, hem karşı tarafı hem kendi mutluluğunu, sağlığını gözetmelisin. Herkes mutlu, iyi, keyifli olsa devam edebilirdi.
◊ Son zamanlarda özel hayatınızda sanki bir dikiş tutturamama durumu var...
- Rüştü Onur Atilla: İstikrarsızlık meselesi değil. Mutlu olmaya çalışırken birini mutsuz etmemeliyiz. Yapılan yorumlara dair şunu söyleyebilirim; her gördüğünüze, duyduğunuza hemen inanmayın. Kimin ne düşündüğü gerçekten umurumda değil. Bunu tepkili ve sert bir yerden düşünmüyorum. Bir imaj oturtuyor insanlar kafasında. Ama önyargılarımızdan kurtulmalı, her duyduğumuza inanmamalıyız.
BULUNDUĞUM NOKTADAN RAZIYIM
◊ Begüm Hanım, bir röportajınızda “daha güzel işler yapmak isterdim” demişsiniz. Olmak istediğiniz noktada mısınız?
- Begüm Öner: Aslında çok güzel işler yaptım ama o biraz tatmin olamama duygusuyla alakalı. Ben bu duygunun zararlı olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü insan ürettikçe paslanmayacaktır. Bizimki kaç yaşımıza gelirsek gelelim devam edebileceğimiz bir meslek.Birilerinin gözünde çok iyi işler yapmış olsam bile bu cümleyi kurmaya devam edeceğim. Bu, kendimle olan yarışım, tatminsizliğim.
- Rüştü Onur Atilla: Ben şu an bulunduğum noktadan razıyım, keyifliyim, mutluyum. Dahası için tabii ki iştahlı insanlarız. Ama başka işleri düşünürken şu anı kaçırmak istemiyorum. Yaptığımızın daha da iyisini yapmayı tabii ki isteriz ama bugün bunu yaşıyorsak bunun da tadını çıkarmalıyız.
- Begüm Öner: Ben de her işimi severim, sahip çıkarım. Bazen öyle meslektaşlarımız da oluyor. İş kötü de çıksa utanılacak bir şey değil. Herkes bir emek veriyor ve güzel bir şeyler çıkarmaya çalışıyor sonuçta.
◊ Begüm Hanım siz “Pembe Pırlantalar” adlı tiyatro oyununun genel koordinatörlüğünü de yapıyorsunuz...
- Begüm Öner: 2 sene önce trafik kazasında kaybettiğimiz arkadaşımızla hayalimizdi. Aslında onunla hayalimiz olduğu için bu işin genel koordinatörlüğünü yaptım.
◊ İşin arka tarafında olmak nasıl?
- Begüm Öner: Çok farklı tabii. Ben oyuncuların problemleriyle, kostümleriyle filan ilgilendim. Bu çok değişik geldi bana; normalde benim birisine söylediğim şeyi birisinin bana söylüyor olması. Ama işte empati yaparak hareket edebildim.
Çok güzel geçti o süreç de. Güzel bir oyun çıkardığımıza inanıyorum, çünkü kapalı gişe devam ediyoruz. Keyifli gidiyor. Bir oyun daha çıkardık. Onu şimdilik sadece Avrupa’da oynuyoruz eşim Ceyhun’la birlikte.
◊ Eşinizle sahnede olmak nasıl?
- Begüm Öner: Ceyhun’un inanılmaz bir enerjisi ve sahnede inanılmaz refleksleri var. Bundan önce de “Suit” adlı bir oyun yaptık. İlk o oyunda birlikte sahneye çıktığımızda çok güven duymuştum. Sahnedeyken ona güven duyuyor olmak benim için müthiş keyifli. Bir de onunla gerçekten sahnede çok eğleniyorum.
45 KİLO VERDİM
◊ Yeni yıla girmemize sayılı günler kaldı. 2024 sizin için nasıl geçti?
- Begüm Öner: Ne çok inişli ne de çok çıkışlı. Düz geçti aslında.
- Rüştü Onur Atilla: Çok anlam yüklüyoruz bence. Benim şu an aldığım karara hemen başlamam lazım mesela, yeni yılı beklemeden. İlla yeni yıla o anlamı yüklemek değil olay. 2023’te geçirdiğim mide ameliyatının ardından 2024 ciddi kararlar aldığım, geçişler, dönüşümler yaşadığım, kendime yatırım yaptığım, kendimi daha iyi hissettiğim, kendimi keşfettiğim ve bunları etrafıma çok çektirmeden yapmaya çabaladığım bir yıl oldu.
◊ Kaç kilo gitti?
- Rüştü Onur Atilla: 45 kilo gitti. Bu kadar da yeter.