Pınar Karaman: Keşke daha erken evlenseydik

◊ “İki Yalancı”da Esra karakteriyle izleyici karşısındasınız. Projeyi kabul etme süreciniz nasıl gelişti?
- Yaz tatili planları yaparken, Esra karakteri için deneme çekimine çağrıldım. Gelen senaryoyu bir çırpıda okudum ve hikâyeden çok etkilendim. Alışılagelmişin dışında bir aşk hikayesiydi ve barındırdığı komedi unsurlarının bende oluşturduğu his, mutlaka bu işin bir parçası olmam gerektiği yönündeydi. Projenin Gani Müjde ve Tükenmez Kalem gibi sihirli kalemlerden çıkması ve Kanal D ile çalışacak olma düşüncesi, Esra karakteri için gerekli olan enerjiyi ve heyecanı bana fazlasıyla verdi. Sonrasındaki tüm süreçler o kadar hızlı gelişti ki, kendimi bir anda okuma provasında buldum.
◊ “İki Yalancı”, dediğiniz gibi farklı hikayesiyle dikkat çekti. Siz senaryoyu nasıl yorumluyor ve kendi karakterinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bir kere karakterler çok gerçek. Serkan ve Duygu’ya belki içten içe kızıyoruz ama günümüzde hangimiz beyaz yalanlar söylemiyoruz ki? Senaryonun dili ve hikâyenin işleniş biçimi özlediğimiz Yeşilçam filmleri tadında. Esra da heyecanlı ve enerjisi oldukça yüksek, tez canlı, kıpır kıpır bir kız. Serkan’a öyle âşık ki etrafında dönen olayları fark edemiyor bile.
◊ Siz “İki Yalancı” ekibine sonradan dahil oldunuz. Öncesinde diziyi izliyor muydunuz?
- Diziye ikinci bölümde dahil olacağım, henüz proje aşamasındayken belliydi. Ekip birinci bölümü Bodrum’da çekerken, ben de hem uzaktan onları takip ediyor hem de kayıt diyeceğim ikinci bölüme başlamayı iple çekiyordum.

ASLINDA
MÜHENDİSİM
◊ Oyunculuk aklınıza ilk ne zaman düştü?
- Oyunculuk aslında çocukluk hayalimdi, fakat öğrenim hayatımda başarılı bir öğrenci olduğum için ailem hep mühendis olmamı istedi ve beni bu yönde yönlendirdi. Eğitimimi tamamladıktan sonra 3 yıl boyunca kendi mesleğimi icra ettim. İş değişikliği sebebiyle İstanbul’a geldiğimde bu hayalimi gerçekleştirebilmek için bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm ve eğitim almaya karar verdim.
◊ Oyunculukta ulaşmak istediğiniz hedef ne? Herkes tarafından tanınan ve hatırlanacak bir oyuncu olmak mı, yoksa sizi tatmin olmuş hissettirecek noktaya ulaşmak mı?
- Aslında ikisi de değil. Bana göre oyunculuk tanınmak için yapılacak bir meslek değil ve hiçbir zaman da tatmin olamazsınız diye düşünüyorum. Tatmin olduğunuz noktada daha iyisi olamazdı dersiniz belki ama her zaman daha iyisi vardır.
◊ Beyazperdede yer almak gibi bir planınız var mı?
- Elbette beyazperdede yer almayı isterim, fakat yolun çok başında olduğum için tüm enerjimi ve motivasyonumu şu anki işime harcıyorum.
AİLEMİ ÖZLÜYORUM
◊ Huzurlu hissetmek ve sakinleşmek istediğinizde neler yapıyorsunuz?
- Deniz bana çok iyi geliyor. Sakinleşmek ve negatif enerjimi atmak istediğim zamanlarda soluğu deniz kenarında alırım. Sabahları müzik eşliğinde sahilde yürümek güne güzel bir başlangıç yapmam için yeterli oluyor. Ayrıca son zamanlarda meditasyonla da ilgileniyorum. Sette fırsat bulduğum anlarda kendime sakin bir alan yaratıp meditasyon yapıyorum.
◊ Son dönemde özlemini duyduğunuz ya da eksikliğini hissettiğiniz bir şeyler var mı?
- Ailem farklı şehirde yaşadığı için onların özlemini duyuyorum. Şu sıralar ev taşıdığımız için mobilyalarımızın eksikliğini hissediyorum. (Gülüyor) Onun dışında biraz da uyku diyebilirim.
◊ İzleyicilerin size söylediği unutamadığınız bir söz ya da mesaj var mı?
- Çok güzel tepkiler alıyorum, bunların hepsi çok değerli benim için. Daha yolun başında olduğum için, gelen olumlu-olumsuz tüm eleştirileri gelişimime katkı olarak değerlendiriyorum.
◊ Son olarak “İki Yalancı” izleyicisine neler söylemek istersiniz?
- Dizimiz pazartesi sendromunu atmaya birebir. Önümüzdeki bölümlerde sizleri şaşırtacak olaylar gelişebilir, takipte kalın!

BU KADAR KEYiFLi
OLDUĞUNU BiLSEYDiK
DAHA ERKEN EVLENiRDiK

◊ Özgün Karaman’la çok yakışan bir çiftsiniz. Evlilik hayatı nasıl gidiyor? Her ikinizin de oyuncu olmasının avantajları ve dezavantajları neler?
- Özgün’le uzun süredir güzel bir beraberliğimiz vardı. Evliliğin bu kadar keyifli olduğunu bilseydik daha erken alırdık bu kararı. Şimdilerde aynı çatı altında çok daha eğleniyoruz. Mesleklerimizin aynı olması elbette ikimizi de olumlu yönde etkiliyor, birbirimizin deneyimlerinden faydalanabiliyoruz. Fakat yoğun çalıştığımız için evin içinde bazen görüşemiyoruz.

 

 

Diyelim ki insanların düşüncelerini okuyabiliyorsunuz, ne yaparsınız?