Güncelleme Tarihi:
◊ “Ayazın Sonu Güneş” ilgiyle izlenmeye devam ediyor. Size gelen yorumlar ne şekilde?
- Dizi yayınlandığı ilk hafta itibariyle izleyicilerimizin dikkatini çekti. Şu ana kadar gelen yorumlar dizinin çok beğenildiği yönünde. İzleyicimizin yoğun bir ilgisi var.
Biz de bu süreçten çok memnunuz. Ekip olarak büyük bir keyif ve heyecanla çalışmaya devam ediyoruz. Gerek entrikaları gerek aksiyonu ve yüksek temposuyla seyircinin ilgisini de her zaman canlı tutacağımıza inanıyorum. Beğenilmek yaptığımız işin kalitesini de arttırıyor. Bizim için büyük keyif.
◊ Senaryo size ilk geldiğinde ne hissettiniz?
- Senaryo ilk geldiğinde eşim ile birlikte okuduk. İkimiz de çok heyecanlandık. Oldukça renkli ve her karakterin kendi hikayesi var. Entrikaları nedeniyle son derece merak uyandırıyor. Tahmin edilebilir değil sürprizlerle dolu bir hikaye. Merak duygusunu hep canlı tutuyor. Ben zaten projeyi çok sevmiştim. Eşim de “Mutlaka bu işte olmalısın” diyerek destek verdi. Tabii, güçlü bir yapım, reji ve oyuncu kadrosunun da olması beni bu projeye çeken sebepler.
ROLÜMÜN ÇEKİCİLİĞİ VAR
◊ Avukat Ufuk karakteri için ön hazırlık yaptınız mı?
- Ufuk karakteri gerçekten kötü. Bir oyuncunun kendi dışında gerçekleşen bir karakteri oynaması zaten çok keyiflidir. Buna benzer karakterlerle zaman zaman günlük hayatımızda, iş yaşamımızda zaten karşılaşıyoruz, biliyoruz, duyuyoruz.
Bir oyuncu olarak bu karakteri geliştirmek, derinleştirmek, yoğunlaştırmak çok tatmin edici oluyor ama Ufuk’un içindeki merhamet ve şefkat kırıntılarını da göstermeye çalışıyorum. Çünkü her iyi biraz kötü her kötü de biraz iyidir.
◊ Ufuk’un bu kadar tehlikeli bir insan olmasındaki sebep sizce nedir?
- Yaptığı işte çok iyi ve yetenekli. Özel hayatında ve iş hayatında çok stratejik ve analitik biri. En az hatayla amaçlarına ulaşmayı hedef haline getirmiş ve gerçekten engel tanımıyor. Sonuca odaklı. Bu onu tehlikeli biri haline getiriyor. Aslında kötü niyetle kullanılmadığında oldukça olumlu özellikler olduğunu düşünüyorum. Ancak Ufuk aynı zamanda manipülatif, duygusuz ve eylemlerinin sonucunda zarar görenleri hiç umursamayan biri. Bu yüzden kötü.
İnsanların zayıf noktalarını hemen fark ediyor ve bunun üzerine gitmekte ve yönetmekte çok iyi. Soğukkanlı ve rahat duruşu bu özelliklerle birleşince sanırım ona bir çekicilikte katıyor. Bazen istemesek de kötüye çekilme sebebimiz bu olabilir.
YENİLENME YOLLARI ARIYORUM
◊ Bir oyuncu olarak yaptığınız işte en büyük motivasyon kaynağınız nedir?
- İnsan. Yaşamdaki motivasyonları çelişkileri anlamak, tüm bu olup biteni kendi bedenimde, sinir sistemimde, ruhumda anlamaya çalışmak, yoğurup yeniden yaratım sürecine geçirmenin heyecanı da en büyük motivasyonum.
◊ Kendinizi geliştirmek için neler yaparsınız?
- Oldukça yoğun bir tempom var. Okuyorum, dinliyorum, müzikle uğraşıyorum. Fiziksel kondisyon benim için çok önemli. Yoga, dövüş sanatları, fitness vazgeçilmezlerim. Tek oyuncu olarak değil, bir eş, baba ve insan olarak da her gün kendimi yenilemenin yollarını arıyorum.
ŞEHİR TİYATROLARI’NDA SEZONUMUZ BAŞLAYACAK
◊ Set ortamınızdan bize biraz bahsedebilir misiniz?
- Her set günü yeni bir heyecan. Oldukça eğlenceli ve motive edici geçiyor. Birbirimize çok çabuk alıştık ve çabuk kaynaştık. Kalibrasyonumuz hızlı oldu. Çok destekleyici ve güler yüzlü bir set ortamı. Bu motivasyon bir lokomotif gibi bizi daha iyi bir iş çıkarmaya yönlendiriyor. Karşılıklı oynadığımız her sahne çok keyifli ve birbirimizi yükselten anlardan oluşuyor.
◊ Peki set dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız?
- Sette arta kalan zamanımda ailemle vakit geçiriyorum. Oğlumla sohbet etmek en keyifli anlarım. Bu tempoda çalışabilmek için bedenime iyi bakmak zorundayım. Yoga ve meditasyonumu hiç aksatmam. Küçük maltese cinsi köpeğim Brandy ile yürüyüşler yapıyoruz. Eşim koreograf, zaman buldukça onunla dans ve doğaçlama çalışmaları yapıyorum.
Genellikle evde yoğun bir tempomuz var. Şehir Tiyatroları’nda Ragıp Yavuz’un yönettiği ve eşim Yasemin Gezgin’in hareket düzenini yaptığı “Godot Geldi” adlı oyunda oynuyorum. Ekim ayı itibariyle ikinci sezonuma başlayacağım. Çok ince çalışılmış, çok iyi yazılmış, çok iyi sahnelenmiş bir oyun. Beni tiyatro sahnesinde görmek isteyen izleyicilerimi de mutlaka tiyatroya beklerim.