Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2021 07:00
Tom Holland’ın üçüncü kez “Örümcek Adam” rolünü üstlendiği film geçtiğimiz cuma günü vizyona girdi. Amerika’da 29 Kasım’da satışa çıkarılan filmin biletleri pandemi rekoru kırarken bazı internet siteleri talebe yetişmekte zorlandı. İlgi nedeniyle ek gösterimler eklenen “Spider Man: No Way Home”un başrol oyuncusu Tom Holland ile görüntülü olarak konuştuk.
◊ “Örümcek Adam”a geçmeden önce sizin hayatınızdaki sihirleri sormak istiyorum...
- Ailem diyebilirim. Tüm kardeşlerime çok ama çok yakınım ve çok iyi arkadaş olduğumuz için çok şanslıyım. Annemin yönettiği hayır kurumu The Brothers Trust, gurur duyduğum ve hepimizin parçası olmaktan gerçekten zevk aldığı bir şey.
◊ Pandemi öncesinde “Örümcek Adam”ın fan etkinliğinde Bali’de bir araya gelmiştik, size Bali’deki ilgi muazzamdı. Bu ilgiyle nasıl başa çıkıyorsunuz?
- Bu harika bir soru. Kariyerimde, ihtiyaç duyduğumda hazır olan, aradığım anda telefonuma cevap veren insanlara sahip olduğum için çok şanslıyım. Örneğin, Chris Pratt. Örümcek Adam rolünü aldığımdan beri, Chris benim için gerçekten ağabey gibi oldu. Ünlü olma kavramıyla birlikte insanların sen onların bir parçasıymışsın gibi hissetmesiyle başa çıkma konusunda tavsiye almam gerektiğinde telefonun diğer ucunda o oluyor. Sektördeki arkadaşlarım Chris Pratt’e, Chris Hemsworth’a, Scarlett Johansson’a ve Robert’a (Downey Jr.) hayranlık duyuyorum ve fikirlerine saygı duyuyorum. Gelecekte onlar gibi olmak istiyorum, bu yüzden onları kopyalamak, olaylarla nasıl başa çıktıklarını görmek ve sanırım onlar gibi olmaya çalışmak benim için çok kolay.
◊ Sette çocuk olmanın nasıl bir his olduğunu bildiğiniz için sormak istiyorum, genç oyuncuları kanatlarınızın altına aldığınız oluyor mu?- “Heart at the Sea” filminde Chris Hemsworth ile ilk kez çalışan bir çocuk olduğumu hatırlıyorum. O Thor’du aynı zamanda ve ben Marvel Evreni’nin büyük bir hayranıydım. Gerçekten iyi anlaşmıştık o sette. Ben de ne zaman sette küçük bir çocuk olsa olumsuz bir deneyim yaşatmaktansa iyi vakit geçirerek gitmesini sağlıyorum. Doğruyu söylemek gerekirse fazla kimseyi kanatlarımın altına almadım henüz.
◊ Peki, başladığınız dönemde hep olumlu deneyimler mi yaşadınız setlerde? Hiç kötü hatıralar yok mu?- Kötü hatıralar var tabii ki. Birkaç kez burnumu kırdım. "Cherry" filmini çekerken bileğimi yerinden çıkardım. Bunlar iyi anılar değil. Ama yaptığım işi seviyorum ve bugün burada bu seviyeye geldiğim için çok şanslıyım. Sadece minnettarım. İyi hatıralarım kötü hatıralara karşı kolayca ağır basar.
KARDEŞLERİM EN İYİ ARKADAŞIM◊ 4 erkek kardeşin en büyüğü sizsiniz. Kardeşlerinizle çok iyi arkadaş olduğunuzu söylediniz röportajın başında, biraz daha açar mısınız?- En büyük çocuk olmak zor, özellikle de benim yaptığım işi yaparken... İşim benim kadar ailem için de karmaşık. Kardeşlerime gelirsem, onların benim gibi olmak istemelerinden çok, ben onlar gibi olmak istiyorum. Çektiğim filmi bitirip eve dönmek gerçekten güzel bir his. Günün sonunda kardeşlerim beni golfte yeniyorlar, ragbi ve futbol hakkında daha çok şey biliyorlar. Gerçekten en iyi arkadaşlarım onlar. Benim ayaklarımı yere bastırıyorlar, çünkü burada, Hollywood’da kaybolmak çok kolay. Özellikle, bu inanılmaz başarıyı elde eden 25 yaşında bir aktörseniz. Kaybolmak çok kolay. Birkaç kez kayboldum da. Tam anlamıyla kaybolmadım ama birkaç kez karanlık zamanlar geçirdim ve beni ailem gerçeğe döndürdü… Her zaman kardeşlerim en büyük desteğim oldu.
◊ Birkaç kez kayboldunuz? Neler yaşadınız?- Bu sorunun geleceğini biliyordum.
◊ Açık olmanız çok güzel, o yüzden sormak istedim?- Kaybolmak derken başarı ile başa çıkmaktan bahsediyorum. Ünlü olma fikriyle uğraşmak. Mahremiyetinden vazgeçme fikri, aşk hayatının gözler önünde olması, bu işi yapmalı mıyım? Bu işi yapmamalı mıyım? Bu toplantıya katılmalı mıyım? Bu durumda nasıl davranmalıyım? Kendim için en iyisini mi yapıyorum yoksa stüdyo için en iyisini mi yapıyorum? Bütün bunları çok çabuk öğrenmeniz gerekiyor. Ne yazık ki sizden çok fazla faydalanan bir sektör.
HAYRANLARIM BENİ HEP DESTEKLİYOR
◊ Fanlarınız özel yaşamınıza saygı duyuyor mu?- Duyuyorlar tabii… Hayranlarım yaptığım her şeyi ama her şeyi desteklediği için çok şanslıyım. İnsanlar benimle fotoğraf çekilmek istiyor ve bu da işin bir parçası. Küçük bir çocuğu sevindirmekten her zaman mutlu olurum. Keza 55 yaşında bir adam fotoğraf isteyince de aynı şey. Hayranlarım harika. Gerçekten destekleyiciler.
◊ “Örümcek Adam” rolünü aldıktan sonra farklı filmlerde oyunculuğunuzun değişik yönlerini gösterme endişesi yaşadınız mı?- Evet, kesinlikle. Amaç her zaman böylesine bir seriyi, yani “Örümcek Adam”ı üstlenmek ve aynı zamanda bağımsız filmler dünyasında da var olan bir kariyeri sürdürmekti. “The Devil all the Time”, “Cherry” ve “The Current War” gibi filmler, yapmayı sevdiğim filmler çünkü bir oyuncu olarak yapabileceklerimin sınırlarını zorluyor ve bu filmler sinema dünyasında geçerliliğini koruyan filmler olduğu için yapmayı seviyorum.
NE KADAR ÇALIŞIRSAN O KADAR FORMDA OLUYORSUN
◊ “Örümcek Adam” gibi fiziksel olarak çok iyi olmanız gereken filmlerde hazırlığınız nasıl oluyor?- Fiziksel olarak formda kalmanın yolu spor salonuna gitmek.
Film için stüdyonun bana sağladığı harika eğitmenlerle çevrili olduğum için çok şanslıyım.
Aslında bir müddet sonra basit bir süreç halini alıyor.
Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok formda ve fit olursunuz.
◊ Biraz “Örümcek Adam”ın setine gidelim, nasıl bir ortam var?- Zendaya, Jacob ve Jon Watts ile çalışmak... Sette birlikte olduğumuzda, dördümüz arasındaki ilişki dostluğun çok ötesinde. Hayatımın geri kalanında bu filmi yapmak istememe neden olan bir bağ duygusu var.
Dostluk, birbirlerine saygı duyan insanlar ve bir film setinde hiyerarşi fikrinin azalması... Yaptığın işten zevk alma sürecini seviyorum. Ve bu sanırım evet dememe neden oluyor.
◊ Diğer bir filminizi sormadan geçemeyeceğim. Çok sevdiğim bir aktör Mark Wahlberg ile oynadığınız “Uncharted”, 18 Şubat’ta vizyonda olacak. Birkaç cümle alabilir miyim bu filmle ilgili?- Mark’la aramdaki ilişki harikaydı ve bu film kesinlikle şimdiden gurur duyduğum bir iş.
BAŞARISIZ OLMAK BENİ ÇOK ÜZER
◊ Sizi ne üzer?- Beni en çok mahveden şey, kendi başarısızlığım olabilir diye düşünüyorum. Ama bu başka kimsenin değil, sadece benim suçum olduğu için kendi başarısızlığım. Kariyerim boyunca beni bu kadar çok çalışmaya ve kendimi zorlamaya iten şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Babam bizi, her zaman elinden gelenin en iyisini yaptığın sürece kendinle gurur duyabilirsin diyerek yetiştirdi. Elinden gelenin en iyisini yaparsan ama yetersiz kalırsan yapabileceğin başka bir şey yok demektir mentalitesiyle yetiştirdi. Başarısız olmak ve elimden gelenin en iyisini yapmadığımı bilmek beni üzer. Bu yüzden her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
BU SEKTÖRDE İLİŞKİ YAŞAMAK ÇOR ZOR
◊ Aşk hayatınızın gözler önünde olması nasıl hissettiriyor?
Aşk hayatımı çok özel ve hep kalbime çok yakın tuttum. Bu sektörde ilişki yaşamak gerçekten çok kolay değil, çünkü bir akşam yemeğine gitmek sadece akşam yemeğine gitmek değil. Giyinmem ve güzel göründüğümden emin olmam lazım çünkü biliyorum ki köşede bir paparazzi bekliyor olacak. Kendime saklıyorum özel şeyleri… Bu tür şeyler söz konusu olduğunda, hiçbir şekilde gösteriş yapmaya çalışmıyorum.