O Kız'ın Salih'i Melih Selçuk: Emeğimizin karşılığını görmek gurur verici
Güncelleme Tarihi:
Kanal D’nin merakla beklenen yeni dizisi “O Kız” geçtiğimiz hafta ekran yolculuğuna başladı. Duygu yüklü hikâyesiyle izleyiciden tam not alan dizide Salih karakterine hayat veren Melih Selçuk gördükleri ilgiden duyduğu mutluluğu şu sözlerle anlattı: “Uzun çalışmaların sonucunu görmek çok keyifli. Bana gelen geri bildirimlerin çoğu olumlu. O yüzden gururlanıyoruz tabii.”
◊ “O Kız” geçtiğimiz hafta ilk bölümüyle ekrana geldi... Neler hissediyorsunuz?
- Uzun çalışmaların sonucunu görmek çok keyifli. ‘Oyuncunun asıl işi beklemektir’ derler ya... Biz sette de çekim için bekleriz, işin ortaya çıkıp ete kemiğe bürünmesini de... Sonunda dizinin çıkıp yorumlanması, seyirci tarafından bir karşılık görmesi çok gurur verici.
◊ Size gelen tepkiler nasıl?
- Bana gelen geri bildirimlerin çoğu olumlu. O yüzden gururlanıyoruz tabii. Neticede insan, emeğinin karşılığını ve iyi bir iş çıkardığını görmek ister. Biz ekip olarak iyi bir iş yapmışız demek ki. Bir oyuncu başka ne ister ki?
SALİH OYNADIĞIM KARAKTERLERDEN BANA EN YAKIN OLANI
◊ “O Kız” hayal ile gerçeğin, iki farklı dünyanın birbirine karıştığı bir noktada duruyor. Salih de bu noktanın tam ortasında... Sizin için zor mu böyle bir karaktere hayat vermek?
- Arada kalan, kendi iç çatışmaları olan karakterleri oynamak daha zordur tabii. O kararsızlığı, o emin olamamayı seyirciye hissettirmek gibi yükleri oluyor daha önce oynadığım bazı karakterlere göre. Çok net biri değil çünkü Salih. Ama bu ikilemini ortaya çıkarabilirsem daha akılda kalıcı ve iyi bir performansa dönüşebileceğini de biliyorum.
◊ Salih karakterinin şimdiye kadar rol verdiğiniz karakterlerden farkı ne? Size ne kattı?
- Salih bugüne kadar oynadığım karakterler için gerçek karakterime en yakın olanlarından biri. Bazen oynarken kendi oynadığınız karaktere kızarsınız. Bazen onu anlamazsınız. Bazen hak verir bazen vermezsiniz. Salih’e çok hak veriyorum şu ana kadar.
◊ Salih oldukça fedakâr bir abi. Siz de aileniz için böyle fedakârlıklar yapar mıydınız?
- Yapardım tabii ki. Ailemiz ve sevdiklerimiz için yapmayacaksak kimin için yapacağız ki? Onlar için fedakârlık yapmayacaksak bir taş parçasından farkımız kalmaz.
HAYALİM, OYUNCULUK VE YÖNETMENLİĞİ BİR ARADA GÖTÜRMEK
◊ Bir röportajınızda yönetmenlik yapmak istediğinizi dile getirmişsiniz. Bu hayalinizi gerçekleştirebildiniz mi?
- Evet, kısa filmim yeni bitti. Adı “Fidan”... Çekimlerden fırsat bulursam festival yolculuğuyla ilgilenmek istiyorum. Yazdığım ve yazacağım hikâyeler ve senaryolar da var. Hayalim hem yönetmenliği hem oyunculuğu bir arada götürmek. Umarım başarırım.
◊ Son olarak buradan hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
- Umarım sevginize layık bir iş çıkarıyorumdur. Çok teşekkürler.
Kantinde gördüğüm ilanla oyuncu oldum
◊ Oyunculukla ilk buluşmanızdan bahseder misiniz biraz?
- Boğaziçi Üniversitesi’nin Orta Kantini’nde “oyuncu aranıyor” ilanını görüp başvurduğum hafta ünlü bir kozmetik firmasının finans bölümüne de iş başvurusu yapmıştım. Kozmetik firması beni istemedi ama Semih Kaplanoğlu aradı aynı hafta. Sonra kendimi “Süt” filminin setinde 35 mm kameranın karşısında buldum. Sonrası Venedik Film Festivali ve hayatın beni oyuncu yapması...
◊ Kendi oyunculuğunuzu eleştirir misiniz? En sevdiğiniz en sevmediğiniz yanlarınız neler?
En sert eleştirmenim benim sanırım, çok nadiren beğenirim kendimi. İzleyemem de zaten pek. Mesela rol aldığım filmin prömiyeri ya da festival gösterimi varsa mecbur izlerim. Onun dışında kolay kolay kendi işlerimi izlemem. “O Kız”ın ilk bölümünü ekipten arkadaşlarla izledik ama sonraki bölümleri büyük ihtimalle izleyemeyeceğim. Her bölüm ekipçe izlenme yapılırsa ne yapacağımı bilmiyorum. (Gülüyor)
◊ Nasıl dinleniyorsunuz? Kendinize ait ritüelleriniz neler ve müdavimi olduğunuz bir yer var mı İstanbul’da?
- Ben evcilim genelde. Bilgisayar oyunları uzun zamandır olan hobim. Hatta bir oyunda Türkiye sıralamasında birinciydim bir ara. Onun dışında amatör arkeolog sayılabilirim. Mısırlı bir arkadaşıma ‘sizin ülkeye gelmedim ama avucumun içi gibi bilirim’ demiştim. Çok fazla tarihi ve arkeolojik belgesel izlerim. Boğaziçi’nde Hitit Tarihi ve Arkeolojisi dersinin AA ile geçmiştim mesela. Uyku sorunları olan biri olduğum için yatmadan mutlaka bir belgesel izlerim. Beynin kendini kapatmasına yardımcı oluyor.
Hürriyet.com.tr