Güncelleme Tarihi:
◊ Kanal D’nin çok izlenen dizisi “O Kız” ile izleyicisi karşısına çıktınız. Herkes “O Kız”dan bahsediyor, siz neler söylemek istersiniz?
- “O Kız” içinde bulunmaktan keyif aldığım ve izleyici tarafından ilgiyle takip edilen bir dizi oldu kısa sürede. Ve de tabii ki yaptığınız işin ve anlattığınız meselenin karşılık bulması mutluluk verici. Şöyle ki; öncelikle etrafında dolaştığı sorunlar ve tartıştırdığı sorular çok kıymetli benim için. Sektör, iş yaşamı, kişisel alan, kadın sorunu, aile içi hiyerarşi, kişilerin aile ve iş yaşamında ayrı ayrı konumlanışı ve onların etrafında gelişen çatışmalarla uğraşmak ilgimi çekiyor.
◊ Sizin senaryoda en sevdiğiniz yönler nelerdir?
- Tabii ki ustaca kurgulanmış olaylar örgüsü, derinlikli karakterler, akıcı bir yazım dili ve tatlı ters köşeler en sevdiklerim senaryoda. Ve de daha önce başka bir projede de beraber çalıştığımız senaristimiz Sırma Yanık çok belli ki bu işi tutkuyla yapıyor. Sette bunu aktarmak da ayrıca keyifli oluyor o zaman.
NİMET YARALI BİR KARAKTER
◊ Nimet dizide kötü bir karakter gibi gözüküyor ama aslında geçmişin yaralarını taşıyan bir karakter...
- Nimet için seçeceğim son sıfat kötü olurdu sanırım. (Gülüyor) Nimet yaralı bir karakter. Oldukça da yalnız. O yüzden yer yer kızacağımız yer yer güleceğimiz saçmalıkta refleksler geliştiriyor. Az önce belirttiğim aile içi hiyerarşi meselesinde zorbalığa uğramış bir karakter de diyebiliriz. Ama ona bunu yapanlar da kötü kişiler değil misal. Öğrenilmiş ve başta hatalı kodlanmış aile geleneğini devam ettiriyor gibiler. Ama neticede Nimet çok başka bir yerde günlük hayatta karşıma tesadüfen çıksaydı ve onu şeffaf bir şekilde dinleme alanım olsaydı sanırım; yapacağım şey sarılmak olurdu.
◊ Son olarak Münire olarak Nimet’e ne söylemek isterdiniz?
- Nimet son dönemde kabuklarını kırıyor. Bunu yaparken yer yer saçmalıyor bazen pişman oluyor. Ama deniyor! Bu durumda Nimet’e ancak şunu diyebilirim: Devam et güzelim!
Mesleğimi tutkuyla seviyorum
◊ Bugüne kadar pek çok projede yer almış bir oyuncu olarak geçmişe baktığınızda ne hissediyorsunuz?
- Esasen buraya sığamayacak kadar çok hissim olabilir bu konuyla ilgili. Ama bazen kısa tarif etmekte zorlansam da bunu yapacağım şimdi. Şöyle ki; Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olalı tam 20 sene geçtiğini fark ettim geçen gün. Kurduğum cümle şöyle oldu: “iyi ki oradaydım! Ve de iyi ki 20 senede bunları yaşamışım.” Mesleğimi tutkuyla seviyorum çünkü.