Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle yeni projeniz “Veda Mektubu” hayırlı uğurlu olsun. Yepyeni bir proje, yepyeni bir karakter. Neler söylemek istersiniz?
- Çok heyecanlıyım. Çok tatlı, enerjisi yüksek bir ekiple çalıştığım için kendimi ayrıca şanslı hissediyorum. Beste’yi oynamak, onu anlamak, empati kurmak da benim için çok keyif verici. İşimiz seyircilerimize emanet, umarım uzun soluklu olur.
◊ Siz Beste’yi nasıl buldunuz? Size kendinizi nasıl hissettirdi?
- Kendimle özdeşleştirdiğim, aynı zamanda bana bir o kadar farklı gelen çok özelliği var. Her bölümde karakteri daha da açılan, derinde bir yerde çok büyük yaraları olan, zamanla bunları gün yüzüne çıkarmaktan çekinmeyecek biri. Onunla empati kurmak hem çok keyifli hem de hüzünlü benim için. Beste, anlamakta zorlanmadığım bir karakter. Bakalım gelecek bölümlerde bizi nasıl sürprizler bekliyor, hep beraber göreceğiz.
RABİA İLE İYİ ANLAŞIYORUZ
◊ “Veda Mektubu” ilk bölümüyle ses getirdi, çok konuşuldu. Size gelen yorumlar nasıl?
- İzleyen yakınlarımdan çok güzel yorumlar aldım. Beğendiler ve çok fazla soru sordular. Bu demek oluyor ki merak ediliyor. Kardeş ilişkimiz çok sevildi. Gerçek hayatta da Rabia (Soytürk) ile çok iyi anlaşıyoruz. Bu da ekrana yansımış sanırım.
◊ Oyunculuğunuzu biliyoruz, biraz da yaptığınız tablolardan bahsedelim mi?
- Çizim yapmak beni her zaman çok beslemiştir. Çizim yapmanın iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyorum.
Yaklaşık 10 yıldır çiziyorum ve hâlâ kendi tarzımı keşfetmeye çalışıyorum. Bu da aslında sanatın bir parçası, kendi içinde yaşadığın bir yolculuk. Bir arayış, içeriden dışarıya bir aktarım. Eserlerimi Instagram’da, “Hazartwork” hesabımda paylaşıyorum. İş yoğunluğundan bu ara pek vakit ayıramadım ama en yakın zamanda resme geri döneceğim.
RESİM VE OYUNCULUK BİRBİRİNİ BESLİYOR
◊ Dizide Nurgül Yeşilçay’ın canlandırdığı Alanur’un sanat galerisinde bir Hazar Motan tablosu da görür müyüz?
- Tabii ki, neden olmasın? Ben senaryoyu okuduğumda bu teklifi ettim zaten. Belki ileriki bölümlerde görürüz.
◊ Sergi açmak gibi bir düşünceniz var mı?
- Elbette. Bugüne kadar iki sergim oldu. Umarım gelecekte bu sayı daha da artar.
◊ Ressamlığın oyunculuk kariyerinize katkısı oluyor mu?
- Tabii ki. Resim ve oyunculuk bir sanat çatısı altında diyebiliriz. Fakat benim için ikisi çok farklı deneyimler içeriyor. Oyunculuk daha sosyal, insanlarla iletişimde olduğun, enstrümanlarını açtığın bir meslek. Resim ise daha bireysel.
Ben saatlerce evde hiç konuşmadan resim yaptığımı bilirim.
O da ister istemez seni daha içe kapanık birisine dönüştürüyor. Bu nedenle benim için ikisi birbirini dengeliyor diyebilirim.
◊ Peki resim mi, oyunculuk mu?
- Asla birisini seçemem. İkisi de çok farklı ve çok keyif aldığım meslekler.
NURGÜL YEŞİLÇAY’I DUYUNCA O KADAR HEYECANLANDIM Kİ...
◊ “Veda Mektubu”nda usta oyuncularla rol alıyorsunuz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
- Nurgül Yeşilçay’ı ilk duyduğumda o kadar heyecanlandım ki... Onun annemi oynuyor olması, onunla sahnelerimin olması benim için büyük bir şans ve heyecan oldu. Keza diğer oyuncularla da öyle. Bence mükemmel bir kadromuz var.
ZAMAN HER ŞEYİN İLACI
◊ “Veda Mektubu”na “evet” demenizin sebebi neydi?
- Hikâyesi, karakterim canım Beste’min yaşadıkları ve ekipte birbirinden yetenekli oyuncuların olması...
◊ Hazar olarak, Beste’ye ne söylemek isterdiniz?
- Zaman her şeyin ilacı. Hak ettiğin her şey bir gün bir şekilde karşına gelecek ve mutluluğu, huzuru bulacaksın.