Nilsu Berfin Aktaş: Aşk sadece bir an doyasıya yaşamak lazım

Güncelleme Tarihi:

Nilsu Berfin Aktaş: Aşk sadece bir an doyasıya yaşamak lazım
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2025 09:14

Nilsu Berfin Aktaş, şu sıralar ilk sinema filmi “Aşk Sadece Bir An”ın vizyon heyecanını yaşıyor. Genç oyuncuyla 14 Şubat Sevgililer Günü’nde seyirciyle buluşacak projeyi ve filmin konusundan yola çıkarak “aşk”ı konuştuk.

Haberin Devamı

“Aşk Sadece Bir An”, 14 Şubat’ta vizyonda olacak. Nasıl bir film oldu?

- Senaryoyu okuduğumda ağladım, gerçekten çok beğendim. Kendimi içinde buldum. Okurken gözümde canlanıyordu, “Ben buradayım, görebiliyorum” diyordum. Kadrodaki diğer hiçbir oyuncuyu bilmiyordum. Önceliğim senaryoydu, o kadar beğendim ki hiçbir şey konuşmadan kabul ettim. Menajerime de “Ben bu işin içinde olmak istiyorum. İlk filmim bu olmalı” dedim.

İlk sinema filminde başroldesin. Bu durum omuzlarına ayrı bir sorumluluk yükledi mi?

- Çok büyük bir sorumluluk var. Onun yanı sıra emek de var. Çok çalıştım tabii ki. Hem filmi hem de rol aldığım diziyi aynı anda çektim. Günün 22 saati çalışıyordum, neredeyse hiç uyumuyordum.

Nilsu Berfin Aktaş: Aşk sadece bir an doyasıya yaşamak lazım

Haberin Devamı

ÇAKAL ÇEKİMLERDE OYNADIKÇA AÇILDI

Filmdeki partnerin rap’çi Çakal. Önceden tanışıyor muydunuz?

- Hayır, tanışmıyorduk. Bir ödül töreninde karşılaşmıştık sadece. Çok uzaktan görmüştük birbirimizi.

Nasıldı onunla çalışmak?

- İlk oyunculuk deneyimi olduğu için şok içindeydi. “Aaa bu böyle miymiş, şu şöyle miymiş?” diyordu sürekli. Elinden geleni yaptı, çok da güzel bir iş çıkardı. Oynadıkça açıldı. Zaten kameraya yakışıyor çocuk. Onun getirdiği bir özgüven var. Oyunculuk bir yerde özgüven işidir zaten. Özgüveni yerinde olduğu için kamera karşısında çok zorlanmadık. Hem birlikte hem de oyunculuk koçuyla çalıştık. Birbirimizi tanıdıktan sonra sahneler de kolay akmaya başladı.

Nilsu Berfin Aktaş: Aşk sadece bir an doyasıya yaşamak lazım

Fotoğraflar: Murat ŞAKA

14 ŞUBAT BU KEZ ÇOK GÜZEL GEÇECEK

Film 14 Şubat Sevgililer Günü’nde izleyiciyle buluşacak dedik. 14 Şubat senin için ne ifade ediyor?

- Hiçbir şey ifade etmiyordu. Zoraki bir günmüş gibi geliyordu. Doğum günlerini de çok sevmem ben. Hiç büyük organizasyonlar yapmadım doğum günlerimde. Bir şeyi kutlamak zorunda olma hissi bana iyi gelmiyor. Ama bu 14 Şubat çok güzel geçecek gibi geliyor. Hayatımda çok güzel gelişmeler oluyor...

Haberin Devamı

Film açısından mı, aşk hayatın açısından mı?

- Her açıdan...

Senin için unutulmaz olan bir 14 Şubat anın var mı?

- Var... O zamanlar Ordu’dayım. “Kuzey Yıldızı” dizisini çekiyoruz. Kız arkadaşlarımla canlı müzik dinlemeye gidelim dedik. Mekânda hep çiftler vardı. Sahneye çıktım, mikrofonu elime aldım, “Sevgilisi olanları dışarı alabilir miyiz? Bugün bizim günümüz!” dedim. (Gülüyor) Kimse çıkmadı! Ama çok eğlenmiştim o gün.

Romantik bir anı anlatacaksın sandım, ters köşe yaptın!

- Ben hiç romantik değilim.

ÂŞIKKEN MANTIK DEVRE DIŞI KALIYOR

Filmin adından yola çıkarak sormak isterim: Aşk sadece bir an mıdır sence?

- Aşk sadece bir an, o da her an. Doyasıya yaşamak lazım; korkmadan, çekinmeden. Bu arada aşk, erkekle kadın arasında olan bir şey değil sadece. Hayvanına âşık olursun, işine âşık olursun... Ben işine âşık bir insanım mesela. Ve her anım aşk dolu geçiyor bu sayede.

Haberin Devamı

Peki ikili ilişkilerde nasıl bir âşıksın?

- Gözleri kör olan bir âşık oluyorum. Âşıkken mantık yok bende. Devre dışı. Beyni alıp klozete atıyoruz! (Gülüyor) Âşık olduğum insanı hayatımın merkezine koyuyorum. Onun hisleri, onun rahatı, onun konforu önemli oluyor hep... Bu yüzden bence anaç bir âşığım. Yani kıyafeti ütülendi mi, temizlendi mi, yemeğini yedi mi gibi düşünceler baskın oluyor. Mesela setten geliyorum ve çok yorgunum diyelim, sevgilim açsa hemen bir şey hazırlamalıyım diyorum. Aslında böyle olmamalıyız. Bu yüzden kendime bir söz verdim. Çok verici olmayacağım. Çünkü alma- verme dengesi çok önemli. Hayat müşterek.

Aşk hayatındaki seçimlerinden dolayı “keşke”lerin oldu mu?

Haberin Devamı

- Oldu. Ama benim seçimlerim. Ben onları seçmeseydim, daha çok “keşke” demeye devam edebilirdim. Çabuk akıllanmak lazım. Ben o kısmı başardım. Şunu öğrendim; keşke bu kadar verici olmasa kimse. Ben etrafımdaki insanları mutlu etmeyi çok severim. Ve çok güzel bir hazdır onun mutluluğunu görmek. Karşı tarafı bu hazdan niçin mahrum bırakıyorsun? Bırak o da bunun mutluluğunu yaşasın değil mi?

Nilsu Berfin Aktaş: Aşk sadece bir an doyasıya yaşamak lazım

AŞKTAN ZİYADE SEVMEYİ SEVİLMEYİ SEVİYORUM

Filmde Çakal kavgacı ama yakışıklı bir barmeni oynuyor, sen de iyi bir ailede yetişmiş, başarılı bir avukatsın. Hikâyenizde farklı kutuplar birbirini çekiyor yani...

- Doğru.

Haberin Devamı

Sence de öyle midir peki?

- 20’li yaşların başında buna inanırdım. İmkânsızı sever ya insan o yaşlarda, “Ben bu kişiyi kendime doğru nasıl çevirebilirim, onu nasıl değiştirebilirim, onun bana ihtiyacı var” gibi düşüncelere kapılır. Bu artık bana çok egoistçe geliyor. Çünkü o kişinin aslında kimseye ihtiyacı yok. Yani sen onu değiştiremezsin. Başkası da senin için değişmez. Zıt kutuplar birbirini çeker ama o tamamen aşkı yeni yeni tanımaya başladığın dönemde olan bir şey. Büyüdükçe, olgunlaştıkça bu düşünce değişiyor. Tabii farklılıklar da olur ama öbür türlüsü toksik ilişkidir.

Farklı kutuplar düzgün bir ilişki yaşayamaz mı yani?

- Toksik bir aşk çıkıyor ortaya. Aslında aşkın tam anlamı da bu; toksik. Diğerleri gerçek sevgi. Ben aşktan ziyade sevmeyi, sevilmeyi daha çok seviyorum.

O SAÇ RENGİYLE HER İŞİM TUTUYOR

◊ Batıl inancın var mı?

- Yok. İki tane çok güçlü totemim var. Biri; iyi bir şey olduysa bir proje ya da bir reklam filan, söylemiyorum hiç kimseye. Diğer totemimi ilk kez söyleyeceğim; benim bir saç rengim var, dore-kahverengi gibi. O renkle iş aldığım an o iş tutuyor. “Şakir Paşa”da bunu kırdım biraz. Çok iyi bir proje olacağını zaten biliyordum. Ama bir sonraki işimde yine aynı renk yapacağım.

AĞLAMAK İSTEYEN FİLMİMİZİ İZLESİN

◊ Seyirci “Aşk Sadece Bir An”ı neden izlesin?

- Bir sürü şey yaşarsın, hiçbirine tepki veremezsin, ayağını masaya çarparsın ve bu bahaneyle hüngür hüngür ağlarsın ya... “Ben bir hüngür hüngür ağlayayım, kimse de beni yargılamasın” diyen varsa, gelsin filmimizi izlesinler.

EVİME HER GELEN İLK ALTIN KELEBEK’İME BAKIYOR

◊ 2 yıl önce Pantene Altın Kelebek Ödül Töreni’nde ‘Yıldızı Parlayanlar’ ödülü aldın. Sonrasında hayatında neler değişti?

- Evime her gelen, ilk ona bakıyor. Ödüller arasında parlıyor. O gece çok heyecanlıydı, ne konuşacağıma dair fikrim yoktu. Hayatımda yaşadığım en heyecanlı, en kritik andı. Herkes seni izlerken, konuşmak çok zor...

 

 

BAKMADAN GEÇME!