Güncelleme Tarihi:
Nur Sürer, çocukluk dönemini böyle anlattı:
ANNEMİN OKUMASI YAZMASI YOKTU AMA CESUR BİR KADINDI, ALKIŞLANACAK BİR ANNEYDİ
-Babasız büyüyen bir çocuk olarak 'Keşke babam olsaydı' diye düşünürüm hep. Yoksulluğun izi kalıyor, geçmiyor. Bazı zengin insanlar okulda çocuklara gelirlerdi, (kıyafetler getirip) büyük de olsa tamam oldu bu derlerdi üstümüze... Annem çalışan bir kadındı, babam çalışmazdı. Ben ilkokula başladığım sene hayatımızdan çıktı, dört kardeş ve annemle kaldık. Annem okuması yazması yoktu ama, dördümüzü büyüttü, cesur bir kadındı, alkışlanacak bir anneydi...
-OKULDA İSMİM FAKİRLER LİSTESİNDEYDİ
Okulda adım fakirler listesindeydi. Kardeşlerim de öyleydi, hepimiz öyleydik. Hep çıkıntı bir çocuktum, niye böyle bir yardım yapılıyor bize diye sormuşluğum da var. Niye beni seçtiler diye düşünürdüm hep. Öfkeli değildim ama, çıkıntı bir çocuk oldum. 4 kardeşiz. En küçük erkek kardeşimi kaybettik. Ablam 77 yaşında. Ablam 16 yaşında evlendi, kocaya kaçtı. Belki evdeki sıkıntıdan, o evliliği kurtuluş gibi görmüş olabilir. Bir kızı bir oğlu var, oğlunu çok genç yaşta trafik kazasında kaybettik. Benim bir küçük kız kardeşim var. Ablam çocuk işciydi, ilkokulu bitirmeden 3. sınıftan çıktı, ip fabrikasında çalışırdı.