'Mustafa abi ve Metin benim için hocadır'

◊ “Sıra Sende” hepinize hayırlı olsun. Öncelikle bize bu yeni yarışmadan söz edebilir misiniz?

- Metin Şentürk: Teşekkürler. Her hafta 16 iddialı yarışmacı ile buluşacağız. Kıyasıya bir mücadele olacak, çünkü işin ucunda hem başarıya ulaşmak hem de 200 bin liralık büyük ödül var. Biz de jüri olarak seyirci karşısına çıkacağız. Yarışmacıların hem ses ve yorumlarını hem de sahnedeki duruşlarını değerlendireceğiz. Bir de halk jürisi olacak.
- Mustafa Keser: Yarışma-cılar bu işe gerçekten emek vermiş insanlar. Çok güzel sesler var aralarında.
- Işın Karaca: Yarışma için bana ilk geldiklerinde heyecanlandım. Çünkü Mustafa abi ve Metin benim için hocadır. Müzik bilgileri çok yücedir. O yüzden tedirgindim. Ben de 25 yıldır bu piyasadayım ama “Sıra Sende” çok derin bir yarışma. Her hafta 16 yeni yarışmacıyla tanışıyoruz.

BİZİM İÇİN MÜZİK TÜRÜ DEĞİL NASIL OKUDUĞU ÖNEMLİ

◊ Yarışmacıları ilk kez yarışmada mı görüyorsunuz, yoksa eleme aşamasında tanıma fırsatınız oluyor mu?

- Metin Şentürk: Ben zaten görmüyorum (gülüyor).
- Işın Karaca: Yarışmacılar önce çok ciddi bir eğitimden geçiyorlar. Ben ön elemelere gittim, onları izledim. Olur olmaz diye yorum yaptım. Erken gelip provalara da bakıyorum.

◊ Müzik türü anlamında üçünüz de ayrı kulvarlardasınız. Aranızda anlaşmazlıklar doğmuyor mu?

- Mustafa Keser: Tarz olarak ayrışıp kavga etmemiz doğru olmaz. Çünkü, kişinin hangi türü okuduğu değil doğru okuyup okumadığı önemli. Yarışmada pop şarkı söylüyorlar mesela, ben hemen hemen yüzde 90’ını bilmiyorum o şarkıların. Ama orada bir müzik icra ediliyor. Arkadaşlarım olsun, ben olayım, müziği tanımamız gerekmez, onu nasıl icra ettiği bizim için önemlidir. Aklın yolu birdir.
- Işın Karaca: Yok canım, sürekli kavga ediyoruz (gülüyor).
- Metin Şentürk: Ekibimizin müzik anlamında geniş bir yelpaze oluşturduğunu düşünüyorum ben de...

SUNUCUNUN TRAFİĞİ HER ZAMAN ZOR VE  DAHA YOĞUNDUR

◊ Bu yarışmada en önemli unsur ne peki?

- Uraz Kaygılaroğlu: Bir kere değerlerine çok bağlı, Türk müziğine önem veren bir yarışma. Mustafa Keser, Metin Şentürk ve Işın Karaca da bunlara çok dikkat ediyor. Mustafa abiden makamın doğru kullanımı ve müzik terimleriyle ilgili bir sürü şey öğrendim. Cumartesi günü 16 yarışmacıyla başlıyoruz, gün sonunda sayı 8’e düşüyor. Pazar günü o 8 yarışmacıyla yola devam ediyoruz.

◊ Ödül de büyük...

- Uraz Kaygılaroğlu: Evet, 200 bin lira ödül var.

◊ Uraz Bey, siz hem yarışmacılar hem de jüri üyeleriyle ilgilenmek durumundasınız. Bu anlamda işiniz daha zor görünüyor.

- Uraz Kaygılaroğlu: Tabii sunucunun trafiği her zaman zor ve daha yoğundur. Bir yandan rejiden direktifler geliyor, bir yandan akış devam ediyor, bir yandan jüri üyeleri devrede... .
- Metin Şentürk: Ama hakkını vermek gerek, Uraz maçı iyi idare ediyor. İlk defa çalışıyorum kendisiyle, gördüğüm kadarıyla buradaki tecrübesi hiç 30 yaş tecrübesi gibi değil. İyilerin bir araya geldiği bir program.

MEZİYET YOKSA İŞ EZİYETE DÖNER

◊ Sizi şaşırtan durumlar yaşanıyor mu çekimlerde?
- Işın Karaca: Bizi çok şaşırtan sesler çıkıyor bazen. Performanslar arasında “Şu ses banko” diyorsun. Ama bir sonraki şarkıda istediğimiz performansı veremiyor. Ters köşe yaşatan bir format.

◊ “Tüh ya şu yarışmacı çok iyiydi, kaçırdım” dediğiniz oldu mu?
- Işın Karaca: Çok güzel sesler geliyor karşımıza.
Ama eğitimsiz. Sezen Aksu stüdyoda başımda bekler, “Şu ‘e’lerini kapat” der dururdu.
Biz böyle bir eğitimden geçmiştik, şimdikiler çok hazıra konuyor. Eskiden bir meziyeti olan insanlar ünlü olurken şimdi ünlü olan insanlar kendinde bir meziyet arıyor.
Dolayısıyla biz biraz acımasız algılanıyoruz.
- Mustafa Keser: Çocukların hepsi aşağı yukarı dejenerasyondan nasibini almışlar.
- Metin Şentürk: Meziyet yoksa o iş eziyete dönüyor.