Müjde Uzman: Sosyal medya herkes için aynı oranda riskli

◊ “Kutsal Damacana 4” gibi bir projede yer almak size neler hissettiriyor?

- “Kutsal Damacana” serisinin çok özel olduğuna inanıyorum. Çünkü öncelikle Türkiye’de bir eşi benzeri yok. Hep şunu düşünmüşümdür izlerken; “Şafak Sezer’in esprileri, durum komedisi olmasa gerçekten gergin sahneler, bildiğiniz korku filmi.” Bu düşünce de beni çok etkiliyor. Çok az şeye gülebilen biriyimdir. Bu komedi tarzı benim için çok ama çok keyifli. Bir parçası olduğum için mutluyum.

◊ Filmlerin gala gecelerinde oyuncular “Çekimlerde çok eğlendik” der. Peki, sizin için çekimler nasıl geçti?

- “Sürekli aynı sorulara, sürekli aynı cevaplar verilmese söylenmez belki de” diyeceğim ama şöyle de bir gerçek var; işinizi eğlenmeden yaparsanız zaten başarısız olursunuz. Elbette sıkıntılı anlar, yorgunluklar oluyor ama eğlenmemek mümkün mü? Hele böyle bir filmi çekerken. Çekimler gayet neşeli geçti, yapımcılarımız ve tüm ekip de bunun için çok çabaladılar, herkesin emeklerine sağlık.

◊ “Kutsal Damacana 4” oyunculuk anlamında size neler kattı?

- Benim için kesinlikle komedi oyunculuğu açısından derslerle doluydu. Şafak’ın yönlendirmeleri çok değerli bu anlamda. Kendisi iyi bir senarist ve oyuncu olmasının yanı sıra çok da iyi bir oyuncu koçu. Bana ve diğer tüm oyuncu arkadaşlarıma çok kıymetli destekleri oldu. Serinin ruhunu, amaçladığı tepkiyi, vermek istediği hissi o kadar iyi biliyor ki... Belirsizliğe yer kalmıyor. Bu da çekimler sırasında işimizi çok kolaylaştıran bir durumdu.

Daha önce medyuma gitmedim

◊ Papaz Fikret karakteri sizin için ne ifade ediyor?

- Papaz Fikret bir efsane. Her zamanki tarzıyla filmin dinamosu. Çok değerli diğer oyuncu dostlarım ile birlikte, canlandırdığımız karakterler vasıtasıyla sorunu çözmek için tatlı sert bir rekabete giriyoruz Fikret’le. Ama sonunda her zamanki gibi sevgi kazanıyor.

◊ Canlandırdığınız Astral İnci gibi astrolojiyle ilgileniyor musunuz? Daha önce hiç medyuma gittiniz mi?

- Astroloji gerçek bir bilim. Yıllar içinde buna şahit oldum. Astroloji ve medyumluk çok farklı konular. Medyuma daha önce gitmedim ama tabii herkese saygım var.

Bazı konularda onun
kadar rahat değilim

◊ Rol aldığınız “Kızılcık Şerbeti” dizisiyle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?

- Çok şükür harika geri dönüşler ve yorumlar alıyorum, alıyoruz. Dizimizin konusunu, karakterimi, yapımcılarımızı, ekibimizi ve oyuncu arkadaşlarımı çok seviyorum.

◊ Canlandırdığınız Alev, nasıl biri?

- Hayattan keyif alan, neşeli, eğlenceli, konulara genelde pozitif tarafından bakmaya gayret eden, deli dolu bir kız. Açık sözlü. Patavatsızlığı da dobralığından geliyor. Kendisini pek seviyorum. Zaten çok benziyoruz. Bazı konularda onun kadar rahat bir insan değilim.

Sadece oralarda Kıvılcım’a daha yakın karakterdeyim. Ama insan en azından oyunculuk yaparken arada bir özendiği duyguları yaşama fırsatı buluyor. Bu da harika bir şey.

Sosyal medya herkes için aynı oranda riskli

◊ Televizyon ve dijital projeler ikileminde kalıyor musunuz?

- İkilemde kalmıyorum açıkçası. Yapı olarak değişime önce biraz direnen, sonra sindire sindire alışan biri olmama rağmen dijital platformların gelişi bende o etkiyi yaratmadı. Aksine, artık televizyon bazı şeylerin biraz fazla kalıplaştığı, kemikleştiği bir mecra haline geldiği için taze bir nefes gibi oldu dijitaller.

Gelenekselliği, nostaljiyi çok severim, gerekli de bulurum ama bence ikilem gibi bakmak yerine “seçenek” ve “opsiyon” olarak bakmak çok daha yapıcı.

◊ Sosyal medyayı riskli bir alan olarak görüyor musunuz? Şimdiye kadar lince maruz kaldınız mı?

- Sosyal medya herkes için aynı oranda riskli bence. Aram iyi gibi gözüküyor olabilir ama çok gel-git yaşadığım bir konu. Daha önce hiç olmayan bir şey, bir anda hayatlarımızın tam ortasına yerleşti ve biraz baskı, mecburiyet gibi oldu.

O yüzden kafamdaki ve hayatımdaki yeri olarak “iş mecrası” gibi görebildiğim zamana kadar, kendisiyle pek barışık değildim. Az önce bahsettiğim direnç ve alışma süresi konusunu burada çok yaşadım. Hâlâ zaman zaman yaşıyorum. Linç hiç gelmedi başıma.