Kurşun dizisinin oyuncuları kimler, dizi hangi yılları anlatıyor? Kurşun dizisi konusu ne?

Güncelleme Tarihi:

Kurşun dizisinin oyuncuları kimler, dizi hangi yılları anlatıyor Kurşun dizisi konusu ne
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2019 17:22

Geçtiğimiz hafta yayın hayatına başlayan Kurşun dizisi, çarşamba akşamı 2. bölümü ile ekranlara geldi. Konusu ile dikkatleri çeken Kurşun, oyuncu kadrosu ve çekildiği yerle de adından söz ettiriyor. Adalet arayan Orhan Atmaca adlı bir savcının verdiği mücadeleyi anlatan dizinin yönetmenliğini Murat Can Oğuz ve Burak Arlıel yapıyor. Peki, Kurşun dizisinin oyuncuları kimler, dizi hangi yılları anlatıyor? Kurşun dizisi konusu ne?

Haberin Devamı

Proje tasarımını ve yapımcılığını Gül Oğuz’un üstlendiği, yönetmenliğini Murat Can Oğuz ve Burak Arlıel’in yaptığı, Most Production imzalı, FOX’un yeni dizisi Kurşun, ekran macerasını sürdürüyor. Bir dönem dizisi olan Kurşun gerek çekildiği mekan gerekse oyuncularıyla dikkat çekiyor. Peki, Kurşun dizisinin oyuncuları kimler, dizi hangi yılları anlatıyor?

Çarşamba dizisi Kurşun’un kadrosunda; Engin Altan Düzyatan, Burçin Terzioğlu, Berrak Tüzünataç, Sarp Akkaya, Engin Şenkan, Kürşat Alnıaçık, Seda Akman, Bora Akkaş, Begüm Akkaya, Gülizar Irmak, Şebnem Dilligil ve Cem Kurtoğlu gibi birbirinden başarılı oyuncular yer alıyor, dizinin yönetmenliğini Murat Can Oğuz ve Burak Arlıel üstleniyor, senaryosunu ise Kerem Deren, Çisil Hazal Tenim ve Ayberk Çınar kaleme alıyor.

KURŞUN DİZİSİ HANGİ YILLARI ANLATIYOR?

İstanbul’un 1970’li yıllarına ışık tutan “Kurşun”, adalet arayan Orhan Atmaca (Engin Altan Düzyatan) isimli bir savcının, kalemine güvenen hırslı gazeteci Leyla Devrim’le (Burçin Terzioğlu) birlikte verdikleri mücadeleyi ekrana getiriyor.

Dizi için 1970‘lere ait yüzlerce film izlenip birçok arşiv araştırmaları gerçekleştirildi. Konusunda uzman danışmalar eşliğinde Türk dizilerinden daha önce kullanılmayan CGI efekt tasarımları yapıldı. Kamera arkasında yaşanan heyecan verici ve merak uyandıran diğer detayları ise projenin tasarım ve yapımcılığını üstlenen Gül Oğuz şöyle anlattı: “Kıyısından da olsa yakaladığım bir dönem 70’ler. Dönemin renkli atmosferine bir şekilde tanık olduğum için bu yılların samimiyetini, kendine has dokusunu güçlü bir hikaye ile ekrana taşımak istedim. Var olan projelerden daha farklı bir soluk getireceğini düşünüyorum. Geçtiği dönem, kostümler ve o yılların canlı renkleri ile bu farkın izleyiciyi cezbedeceğini,nkarşılığını bulacağını tahmin ediyorum.”

KURŞUN'UN OYUNCULARI

Engin Altan Düzyatan (Orhan Atmaca)

1970 senesinde Sultanahmet’te bir adalet sarayı odasında kurulu, gözü kara, bildiği yoldan şaşmayan daha yolun başında bir savcı: Orhan Atmaca. Karşısında kara tahta, maktulün gencecik bir kızın resmi asılı. Genç kadın bir milletvekilinin oğlu Serdar Önal tarafından canice öldürülüyor. Orhan, aldığı tehditlere, göz dağlarına yüz çeviriyor, Serdar’ın yargılanma sürecini başlatıyor. Ama bu cinayet görünenden fazlası. Orhan’ın dönüşüm hikayesi böylece başlıyor. Kader, adalete inan bir adamdan adım adım karanlığa yol alan bir adam yaratıyor.

Burçin Terzioğlu (Leyla Devrim)

Leyla, annesi ve babası ile mutlu bir hayat yaşarken babası tarafından terk edilmiş, annesi ile büyümüş bir kadın. Babası yüzünden aşık olmaktan korkan, tek başına olmanın gücüne sığınan dik, omurgalı bir gazeteci. Gücü yalnızca kaleminden gelmiyor, maceranın ortasına atılarak, katillerin peşine düşerek gözünü karartıyor. Çünkü Leyla bu hikayedeki güçlü kadınların temsili. Ekranlarda görmeye alışık olduğumuz kurtarıcısını bekleyen, bir erkeğin gücüne, desteğine sığınan biri değil. Leyla Devrim, içimizden bir kadın; içimizde saklı o güçlü kadın.

Berrak Tüzünataç (Gülce Akar)

Genç, güzel, hırslı. Koca aleme rağmen ayakta kalmaya çalışan yalnız bir kadın. Gülce bu dünyada tek başına ayakta kalmaya çalışan yalnız bir anne. Şansın yüzüne güldüğü tek nokta da bu olmuş. Oğlu Ozan ve ailesi bildiği dostları. Filiz’le de böyle tanışmış Gülce. Oğlu Ozan sayesinde. Ama zaman acımasız, gün gelecek dostunu kaybedecek Gülce ve o gün geldiğinde yolları Kurşun Orhan’la birleşecek.

Sarp Akkaya (Aydın Kara)

Orhan’ın çocukluk arkadaşı. Bünyamin’in sağ kolu. Zeynep’in biricik aşkı. Gönlü deli, gözü kara. Mahallenin kimsesiz çocuğu, Bünyamin’in himayesi altında yetişti. Orhan’la dost olarak büyüdü. Sokak kavgalarında sırt sırta verdiler. Birlikte erik ağaçlarına daldılar. Ama geçmişin anıları yetmeyecek, gün gelecek çocukluk arkadaşı Orhan’la karşı karşıya gelecek. Gözünü karartacak, ne yapılması gerekiyorsa yapacak. Bünyamin’in izinden, sokakların dilinden konuşarak yaşayacak.

Engin Şenkan (Bünyamin Ayaz)

Çınarlı ağacın sahibi. Yıllar önce İstanbul’da cellattı, şimdi ise bir hikaye. Gözü kara, kaderi kapkara. Sokakları, raconu, keskin olmayı Bünyamin öğretti Orhan’a. Orhan büyüdü. Babası gibi oldu. Babasını gördü onun gözlerinde. Bünyamin 30 yıl önce gömdüğü Cellat Bünyamin’i Orhan için çıkardı. Bıraktığı hayata onun için döndü. Nasırlı elleri tam iyileşmişken yeniden nasır tutmaya başladı. Çınarlı ağacın meşhur celladı geri döndü.

Kürşat Alnıaçık (Nuri Kargı)

İstanbul’un boğası. Tüm yer altının babası. Seneler önce bir adam evden çıktı. Ardında kızı Leyla’yı eşi Nahide’yi bıraktı. Zaman geçti, bu yalnız adamın kudreti sınırları aştı. İstanbul’un Boğası oldu. Sözünün üstüne söz söylenmez oldu. Yakıp yıkmaya devam etti. Bütün zaaflarından, sevgiden arınmıştı ruhu. Ama gün geldi kızı Leyla ile Nuri’nin yolları kesişti. Tek bir adam uğruna: Savcı Orhan Atmaca.

Seda Akman (Feraye Kargı)

Nuri’nin ikinci eşi. Eski assolist. Hırslı, gözükara, Nuri’nin ruhundaki karanlığın kaynağı. Feraye evde ara ara bir sanat müziği patlatır, buğulu sesiyle dört duvarı inletir. Ama sanmayın acıyla söyler bu şarkıları. Feraye ömrü hayatı boyunca keder nedir bilmemiş. Hep refah hep varlık içinde yaşamış. Zamanın büyük assolistlerinden. Bugünse Nuri Kargı’nın biricik eşi, İstanbul’un Boğası’nın ardındaki karanlık eli.

Bora Akkaş (Rıfat Ayaz)

Bünyamin’in oğlu. Babası onu sevsin istemiş ama hiç sevilmemiş. Kudrete kavuşmak uğruna, girmeyeceği savaş yok. Rıfat, Bünyamin’in hayalindeki oğlu olamadı. Çocukluğundan beri Orhan’la yarıştırıldı. Sokaklarda dayak yerken Orhan onu kurtardı. Babası hep takdir etti Orhan’ı. Sokakta dayak yemekten çok acı verdi bu Rıfat’a. Baba sevgisi olmadan büyüyen her çocuk gibiydi. Tek bir farkla. Rıfat, zarar vermekten çekinmiyordu. Sırf babası onu sevsin diye, kainatı yakmaya hazırdı.

Begüm Akkaya (Tomris Ayaz)

Bünyamin’in kızı. Üniversite öğrencisi. Sol görüşlü.Kendi ayakları üstünde duran güçlü gencecik bir kadın. Tomris, tıpkı babası gibi; korkusuz, cesur, gözü kara. Ama bir farkla. Tomris’in bir dünya görüşü vardı; sol görüşteydi Tomris. Yer altı dünyasıyla, raconla alakası yoktu. Ama her olayda, her eylemde resmi ve ismi vardı. Ve kalbinde taşıdığı bir sırrı, gizli aşkı: Aydın. Tomris içinde saklarken bu aşkı Zeynep ve Aydın birbirine tutuldu.

Şebnem Dilligil (Zehra Atmaca)

Orhan ve Zeynep’in annesi. Mağrur ve güçlü. Eşi Cuhuriyet savcısı Metin’in ölümünden sonra, bir başına iki çocukla, koskoca bir kaderle baş başa kaldı. Kimseye muhtaç olmamak için terzilik yapmaya başladı. Kocası nasıl adalet savcıysa Zehra da mahallenin savcısı oldu. Derdi olan, akıl almak isteyen her kadın Zehra’ya koştu. Ama Zehra’nın da bir derdi var: oğlu Orhan’ın her gece kapıdan sapasağlam girmesi.

Cem Kurtoğlu (Fahri Önal)

Dönemin milletvekili. Mevkiisini kaybetmemek için her şeyi yapar. Ailesi Osmanlı’dan beri saraylı ve zengin. Yurt dışında okudu. Aile geleneğini sürdürüp siyasetçi oldu. Ailesinin seçtiği, onlara uygun bir kızla evlendi. Serdar doğdu. Ve zaman geçti, Serdar gibi sorumsuz bir adam, Fahri’nin o şanlı adına, siyasi kariyerine leke sürdü. Şimdi Fahri, oğlu Serdar’ı kurtarmak uğruna yasa dışı ne varsa yapmaya razı olacak.

 

BAKMADAN GEÇME!