Konteynır Brothers başlıyor! 'Bu dizi izlenmeli'

İkinizin arasında Serhat daha mı öne çıkıyor

Serhat Osman Karagöz: Normal o. Ben daha ön planda olacağım diye konuştuk. Ben Tarık Akan’ım, o Halit Akçatepe. Şaka yapıyorum.

Mertkan, Serhat hep bu şekilde dominant mı?

Mertkan Erkan: Evet, 70 kişi de olsak yine o ön plana çıkacak.

Serhat Osman Karagöz: Çok konuşmamdan kaynaklanıyor. Ön plan ile alakası yok bunun.

Gözlükler ne işe yarıyor?

Mertkan Erkan: Gözlükler, dizideki karakterlerimizin aksesuarları.

Serhat Osman Karagöz: Hayatlarını araba mezarlığında geçiren iki arkadaşın arabaları parçalarken kullandığı aksesuar.

Kanal D’nin tüm dijital platformlarında bir proje başlıyor. Bilgi verebilir misiniz?

Serhat Osman Karagöz: 19 Mart’ta benim ve Mertkan’ın oynadığı “Konteynır Brothers” dizisi yayınlanacak.

Bu dizi neden izlenmeli sizce?

Serhat Osman Karagöz: Herkesin TikTok’ta ya da YouTube’da ünlü olma çabası var. Biz küçükken futbolcu ya da şarkıcı olsun diye bir laf vardı. Bu durum, biraz sosyal medyanın günümüze uyarlanması ile değişen bir akım haline geldi. Herkes sosyal medyada ünlü olmak istiyor. Biz, bu hikayenin o kısmındayız. Araba mezarlığında çalışan iki kişinin bir şekilde dijital dünyaya ayak uydurması. Yani gördükleri o hayatın içine kendilerinin nasıl dahil olabileceğini anlattığımız bir hikaye. O yüzden bizi acaba biz de başarabilir miyiz diyenler izleyebilir. Bu sorunun cevabını belki bu dizide bulabilirler. Bu ikili başarıyorsa sen de başarırsın.

Mertkan Erkan: Bence diğer dijital dizileri neden izliyorlarsa aynı sebepten izleyebilirler. Bizim projenin farkı, daha samimi ve eğlenceli bir dil kullanılması olduğunu düşünüyorum.

Serhat Osman’a uyumlanmak zor oldu mu?

Mertkan Erkan: Uyumlanmak zor değil. Çünkü bir yerde yorulmaya başlıyor ve yakalıyorsunuz. İlk 1 saat filan böyle. Ama set uzun sürdüğü için bir yerde yoruluyor.

Ne zamandan beri tanışıyorsunuz?

Mertkan Erkan: Herhalde yaklaşık 8 yıl oluyor.

Serhat Osman Karagöz: Ben, Ankara’ya sinema filmi çekimi için gitmiştim. Mertkan da o zamanlar sete beni ziyaret etmeye geldi. Zaten Mertkan oyuncu olmak istiyordu. Ben de konservatuara git o şekilde oyuncu ol dedim ve konservatuarı kazandı.

Mertkan Erkan: Ben 1. sınıfta öğrenciydim konservatuarda.

8 yıldır hiç küstünüz mü?

Mertkan Erkan: Hiç küsmedik. Kendi alanımızı koruduğumuz zaman insanlarla küsmek zorunda kalmıyorsun.

Serhat Osman Karagöz: Zaten küsmek çocukça bir şey. Gerçi sette gerildiğimiz anlar oldu tabii. İş ortamında gerilir insan.

Hayatındaki hiç kimse ile küs değil misin?

Serhat Osman Karagöz: Ben çok arkadaş canlısı bir insan değilim, evcilimdir. Dışarı çıkınca sosyalleşirim, daha rahat adapte olurum. Ama hep evdeyim.

Evde vakit nasıl geçiyor?

Serhat Osman Karagöz: Çok film izliyorum. Oğlum var 4 yaşında. Onunla vakit geçiriyorum.

En son en çok istediğiniz şey neydi?

Mertkan Erkan: Benim bir tane gitardı.

 İsteğin oldu mu?

Mertkan Erkan: Oldu, “Konteynır”da da çaldım. Çok istiyordum. Yıllardır almak istediğim bir şeydi ve oldu.

Serhat Osman Karagöz: Batı’nın İngilizce konuşmasını isteyebilirim ben.

Evli misin?

Serhat Osman Karagöz: Hayır, boşandım.

En son en çok hüzünlendiğiniz anı paylaşabilir misiniz?

Mertkan Erkan: Stüdyoda hard disk yandı. İçinde 6-7 tane hiç çıkmamış proje vardı. 1 buçuk yıllık emeğimiz gitti. En çok üzüldüğüm şey buydu.

Serhat Osman Karagöz: Ben çıplak ayakla lego’ya bastım. Orada biraz ağladım. Çok acıdı.

Mertkan, kolay hüzünlenir misin?

Mertkan Erkan: Kaş yapım ile alakalı. Biraz düşük olduğu için aç mısın ya da üzgün müsün diye soruyorlar. Öyle bir ifade var.

En son en çok neye şaşırdınız?

Mertkan Erkan: Senin biraz önce Serhat’a evli misin diye sormana şaşırdım.

Serhat Osman Karagöz: Birinin mesajını gördüm ve ona çok şaşırdım. Bir arkadaşıma mesaj atmış. Biraz psikolojik sorunları var gibi konuşmuş. Bu böyle biri miydi diye şaşırdım.

En son en çok neye hayır dediniz?

Mertkan Erkan: Ben, arkadaşlarıma bu ara çok fazla hayır diyorum. Sosyal hayata çok fazla vakit ayıramıyorum.

Serhat Osman Karagöz: Ben de şöyle bir durum var; her şeye evet deyip yapmıyorum. Mesela beni bir yere çağırsalar tamam derim ama gitmem.

Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısınız?

Mertkan Erkan: Yaptığın her şey için çok teşekkür ediyorum. Muhteşem günler yaşamamı sağladın.

Kendinizi affettirebileceğiniz bir andasınız ve sizi dinliyor. Anlatır mısınız? Gönül almayı bilir misiniz?

Serhat Osman Karagöz: Beceremem. Yapmaya çalışırken daha çok kırdığım oluyor. Arkadaşlık ilişkilerimde bana çok kişi küsmedi. Çünkü ben biraz sabırlıyımdır. Bir anda değişiyorum. Bir bu kadar da sinirim var.

Mertkan Erkan: Çaycı Hüseyin öfkesi gibi.

Çaycı Hüseyin’in ölüp ölmediğini neden bu kadar merak ediyoruz?

Mertkan Erkan: Her zaman parlasın istiyoruz. O yüzden gündeme gelsin istiyoruz. Bir şaka yapılmıştı ya ona, galiba ondan dolayı oluyor bu.

Serhat Osman Karagöz: Ölmek, o insan için de çok kötü bir durum. Bunu okuması çok kötü. Geçtiğimiz günlerde biri ölmüş. Onu tanıyan biri de Instagram’ına “Ah be güzel kardeşim, zamanı mıydı? Ailene sabırlar diliyorum.” yazmış. Benim eski karım, sevgililer gününde iyi ki seni boşadım diye bana çelenk yolladı. Çelenk gelince öldüm sandım. Galiba mahalleli de öldü zannetti, gelenler oldu.

Mertkan, sen kendini nasıl affettirirsin?

Mertkan Erkan: Seni kıracağımı hiç düşünmemiştim. Bunun bizi böyle etkileyeceğini de bilmiyordum. O yüzden çok özür diliyorum.

Onu nasıl sevdiğini tarif eder misiniz?

Serhat Osman Karagöz: Sevginin tarifini çok yapamam. Oğlumu söylerdim ama onu bile doğru cümlelerle ifade edemem.

Aşka inanıyor musun?

Serhat Osman Karagöz: İnandığım zamanlar oluyor. Sürdürülebilir bir inancım yok.

Geçmişte var mıydı?

Serhat Osman Karagöz: Vardı, olduğu zamanlar oldu. Hep bir kırıklık.

Mertkan, onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?

Mertkan Erkan: Tüm zamanımı onunla geçirmek isteyecek kadar.

Gözden Kaçmasın İki adamın yırtma hikayesi: Konteynır Brothers Hurdalık başlıyor!Haberi görüntüle

Tek ölçüt senin için bu mudur?

Mertkan Erkan: Benim için keyifli vakit geçirmek önemlidir. İleride ne olacak diye hesapladığım ilişkide mutlu olmuyorum. Anı yaşamak çok daha iyi geliyor.

Serhat Osman Karagöz: Biriyle çok vakit geçirmek güzel bir şey değil. Hatta kötü bir şey. Yalnızlık alanlarını boş bırakmak gerekiyor çünkü hiçbir şeye saramayınca birbirine sarıyorsun. Bu, benim başıma geldi.

Mertkan aşık mısın?

Mertkan Erkan: Hayır, şu an değilim.

Hurdalıkta yaşamın size kattığı bir şey var mı? Öncesinde ne düşünüyordunuz da bu projeden sonra ne olduğunu anlatır mısınız?

Serhat Osman Karagöz: Araba parçası bulmak için daha önceden gitmiştim. Mezarlığın içinde çalışıyorsun. Kimsenin uğramadığı, uğrak bir yer olmayan. Burayı biraz daha eğlenceli bir hale getirdik. Ünlüler geldi, TikTok çekmeye başladık, sosyal medyada aktif olmaya başladık. Oradaki iki karakterin de tanınabilecek olması umudu, onların içinde umut kıpırtısı var.

Mertkan Erkan: Bir arabayı çalıştırmayan parçanın diğerine umut olması, bizim felsefe olarak da aldığımız bir yerdi. En parlak demir bile olsan çürüyüp bir şekilde hurdalığa geliyorsun. Aslında seni bir döngüye sokuyor. Oradaki insanlar için de gözlem yapma fırsatı doğdu. Herkes ekip bilinci ile çalışıyor. Birisi egzozcu, birisi karbüratörcü… Birini ona soruyorsun, birini ona. Birbirleri ile samimi ilişkiler kuran insanlar oluyor. Hatta Serhat ağabey ile gittik hurdalıkta menemen yedik. Gerçekten güzeldi. Ben oradaki insanları da çok seviyorum.

Serhat Osman Karagöz: Barbaros dede vardı. Sanki o oradaymış da hurdalığı üzerine kurmuşlar gibi. O kadar eskiydi.

Dilediğiniz kişiye, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi size. Bu kim olurdu ve ona ne sorardınız?

Serhat Osman Karagöz: Hitler’e sormak isterdim. Neden insanları bu kadar savaşın ortasında bıraktın? Neden ırkına bu kadar yükseldin? Bir de Van Gogh’a sorardım. Kulağını neden kestin diye.

Mertkan Erkan: Kim olduğunu söylemeyeceğim. Beni neden sevmedin diye sorardım.