Komedi oynar gibi yarışma çekiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Komedi oynar gibi  yarışma çekiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 19, 2024 08:10

Yakın arkadaşlar Şebnem Bozoklu ve Enis Arıkan, Kanal D’nin bu akşam başlayacak yeni yarışma programı “Password”de bir araya geldi. İki ünlü oyuncuyla hem yarışma heyecanlarını hem de 23 yıllık dostluklarını konuştuk.

Haberin Devamı

◊ 23 yıllık dost olarak “Balina” oyununda aynı sahneyi paylaşıyorsunuz, şimdi de “Password”de birliktesiniz. Heyecanınız ne durumda?

- Şebnem Bozoklu: “Password”ü Türkiye’de yapan ekip olduğumuz için çok mutluyuz. Bu, dünyada çok sevilen bir yarışma. Jimmy Fallon ile Keke Palmer sunuyor. Sadece Amerika’da değil, dünyanın birçok yerinde yapılmış ve başarılı olmuş bir format. Çok heyecanlıyız. Uzun süredir arkadaş olmamızın da rahatlık anlamında ekmeğini yiyoruz diyebilirim.

◊ Ne gibi avantajları var bunun?

- Şebnem Bozoklu: Ben onun gözüne bakınca sıkıldı mı, daraldı mı, mutlu mu anlıyorum. Bu büyük lüks. Şimdi tanımadığım birini karşıma çıkarsalar, bu kadar konforlu hissetmezdim.

- Enis Arıkan: Aslında tiyatro oyunu gibi paslaşıyorsun yarışmada. Onun sunumu, benim eğlenceli bir şekilde yarışmam da farklı oldu. Çok mutluyuz gerçekten.

Haberin Devamı

◊ Bu ikiliyi kim keşfetti?

- Enis Arıkan: Yapımcılar bu programı sunması için iki arkadaş arıyormuş. Biz Hakan Gence’ye bir röportaj vermiştik. O röportajı görünce “Şebnem’le Enis olmaz mı” demişler, bunun üstüne bizi görüşmeye çağırdılar.

- Şebnem Bozoklu: Yapımcımız ve yaratıcı ekibimiz Adil Şentekin ile Timuçin Güner’in uzun zamandır akıllarında varmış “Password”ü yapmak. Hürriyet’in de uğuruyla “Aradığımız ikiliyi bulduk” deyip bizi aradılar.

HEM ŞAŞAALI HEM KOMİK

◊ Yerli versiyonun farkı ne olacak?

- Şebnem Bozoklu: Bizim ekibimiz çok deneyimli yarışma ve format konusunda. Stüdyoda 100 seyircimiz var. O kadar kahkaha atıyor ki seyircilerimiz, “Bu az bulunur bir şey” dediler mesela. Biz komedi oyunu oynar gibi, yarışmaya devam edebilmek için o reaksiyonun bitmesini bekliyoruz. Farkımız bu olabilir. Biz hakikaten çok eğleniyoruz.

- Enis Arıkan: Biz programı çok şaşaalı, şık bulmuştuk, içine girince bir o kadar da komik olduğunu anladık. Ben hayatım boyunca bu kadar eğlenceli bir işin içinde olmadım. Durmadan gülüyoruz.

◊ Yaz boyunca devam edecek değil mi?

- Enis Arıkan: Evet, hedefimiz o.

ÖYLE DEĞİLMİŞ GİBİ GÖSTERİRİZ AMA İKİMİZ DE İŞİMİZDE HIRSLIYIZ

Haberin Devamı

◊ İlk kez birlikte bir yarışma programı yapıyorsunuz, değil mi?

- Enis Arıkan: Şebnem’le bir dizide beraber oynamıştık, sonraki 20 küsur yıl boyunca birlikte hiç iş yapmamıştık. “Balina” da, bu yarışma da bu yıl denk geldi.

◊ “Balina” devam edecek mi?

- Enis Arıkan: Tüm sezon oynayacağız.

◊ “Balina” dram ağırlıklı, “Password” ise eğlenceli. Aynı yüksek sinerjiyi iki farklı işte nasıl sağlıyorsunuz? Dostluğunuzun mu etkisi var, profesyonellik mi demeli?

- Şebnem Bozoklu: İkisiyle de ilgili bence. İkimiz de işini çok ciddiye alan insanlarız. Böyle değilmiş gibi gösteririz ama ikimiz de çok hırslıyız işlerimiz söz konusu olduğunda.

- Enis Arıkan: Bir de kusurlarımızı görüp birbirimize söyleyebiliyoruz. Nerede hatamız varsa orayı düzeltmeye çalışıyoruz. İş iyi olsun diye uğraşıyoruz. Aslında eğlenmek ve mutlu olmak için bu işi yapıyoruz. Bizim Şebnem’le en büyük hayallerimizden biri şu; yaşlılığımızda karşılıklı oturup manzaramıza bakacağız ve eskiden yaptığımız eğlenceli işlerin hayalini kuracağız, onlardan konuşacağız falan... Çok da büyük hayallerimiz yok. Bu yüzden çok da hırslı değiliz bence. Programda ne kadar hırslı görünsem de!

Haberin Devamı

KAYBETTİĞİM YARIŞMA OLMADI!

◊ Siz bence çok hırslısınız, buna inanmam!

- Enis Arıkan: Ben de bu cümleden, kendimden soğudum! (Gülüyor) Ama ben yarışma programlarında hırslıyım gerçekten. Kaybettiğim yarışma olmadı. Ben rahmetli Metin Uca’nın sunduğu “Passaparola”da bile çocukluğumda birinci oldum. Bu nasıl olur? Ben hangi kelimeyi bilebilirim? Üniversite sınavında dünya sonuncusu oldum ama böyle yarışmalarda nasıl kazanıyorum bilmiyorum.

Komedi oynar gibi  yarışma çekiyoruz

◊ “O Ses Türkiye”nin yılbaşı programındaki performansınız da başarılıydı...

- Enis Arıkan: Eğlenmeye çok önem veriyorum. Yoksa kazanmak kaybetmek o kadar önemli değil. Millet eğlensin istiyorum.

Haberin Devamı

◊ “Password”de kaybettiğiniz oluyordur herhalde.

- Enis Arıkan: Bitiyorum evet! Tansiyonum falan düşüyor. Ağlamaya başladım.

- Şebnem Bozoklu: Bir bölümde ikimizin de çok sevdiği bir arkadaşımız konuktu. Kendisi inanılmaz başarılı oldu. Enis’in gözleri doldu, kıpkırmızı oldu, kudurdu!

- Enis Arıkan: Neredeyse tuzlu ayran içecektim. Ama gelen konuk da nefes aldırmadı. Hiçbir kelimeyi bilemedim, o her şeyi bildi.

ŞEBO BENİM GÜVENLİ ALANIM

◊ Orijinal yarışmayı izlediniz mi? Hazırlık süreciniz nasıldı?

- Enis Arıkan: İzledik ama izlemeyle olacak bir şey değil. Pratik zekâ gerektiriyor. Sadece bir kelime veriyorlar. “Canavar” kelimesi geliyor mesela. Canavarı tek kelimeyle nasıl anlatabilirsin? Zor iş gerçekten.

Haberin Devamı

- Şebnem Bozoklu: Evet ve hızlı olmak gerekiyor.

- Enis Arıkan: Ben işin içinde Şebo olmasaydı bu kadar rahat olmazdım. Şebo güvenli alanım benim.

◊ Dostluğunuzun ilk yıllarında bir gün televizyona beraber program hazırlayacağınızı hayal edebilir miydiniz?

- Enis Arıkan: Hiç edemezdim.

- Şebnem Bozoklu: Bir şeyler olacağını hissediyorduk bence. Hayal kuruyorduk sürekli. Otelde animasyon yaptığımız dönemlerde bir peri gelip “20 yıl sonra hem aynı oyunda oynayacaksınız hem de çok beğendiğiniz bir yarışmayı televizyonda sunuyor olacaksınız” dese çok mutlu olurduk.

- Enis Arıkan: Keşke! Sürünmezdik bu kadar! Bir de ben çok geç meşhur oldum, beni alıp Şebnem’in yanına koyamıyorlardı. Piyasa böyle bir şey. 40 yaşında meşhur olunca ancak geldim kızın yanına! (Gülüyor)

◊ Birbirinizde tahammül etmediğiniz huylarınız neler?

- Enis Arıkan: Şebo benim dinlemememi hiç sevmez. Dedikoduyu çok merak ederim, hevesle başlarım ama sonra hayallere dalarım. Bu sefer Şebo cinnet getirir!

- Şebnem Bozoklu: Dinlemez. Kendi sorar, heyecanla anlatmaya başlarım. Sonra bir bakarım, telefonla oynuyor.

◊ Peki siz Şebnem Hanım’da neyi sevmezsiniz?

- Enis Arıkan: Şebo hiçbir derdini söylemez. Bir derdini 5 yıl sonra anlatır mesela, o da üzerinden zaman geçtiği için.

- Şebnem Bozoklu: Sıkıntı anlatan insan da sevmem, içim sıkılır. Ama bir gün Enis “Şebnem hasta olacaksın diye çok korkuyorum. Ne olur derdini bana anlat” deyip ağlamaya başladı. O ağlayınca anlattım.

- Enis Arıkan: Şebnem’in çok morali bozuktu. Tiyatro oyununa çıkacaktık. Artık anladım bitik halde ama anlatmıyor. “Makyajını ben yapayım mı?” dedim. Ona böyle makyaj yaparken gözünden bir-iki yaş aktığını hatırlarım. Çok üzmüştü beni, hiç de unutmadım o anı.

SAHNEDE DERDİ  ASAYI UNUTUYORUZ

◊ Moral bozukken sahneye çıkmak da çok zor olsa gerek...

- Enis Arıkan: Aksine o kadar iyi geliyor ki, derdi tasayı unutuyorsun.

◊ En çok neye gülüyorsunuz birlikteyken?

- Şebnem Bozoklu: Birbirimize.

- Enis Arıkan: Şebo’nun hikâye anlatmasını çok severim. O bir hikâyeye başladı mı, dinlediğin en iyi hikâye odur mesela.

- Şebnem Bozoklu: Ben de aynısını Enis için düşünüyorum. Benim için de dünyadaki en iyi hikâye anlatıcısı odur. Hiç sıkılmayız.

- Enis Arıkan: Perran Kutman’la Müjdat Gezen’i izledik geçen gün. İnşallah biz de öyle oluruz. Oyunculuk müthiş bir meslek gerçekten. Biz çok eğlenceli ve tatlı insanlarız. Yaş aldıkça bunu fark ediyorum.

◊ Sizce dostluğunuzu kuvvetlendiren ne?

- Şebnem Bozoklu: Güven. Hayatımda Enis kadar güvendiğim iki kişi daha vardır, eşim Kanat ve annem.

- Enis Arıkan: Eğlenmek de önemli. Güvenin yanında o gülme durumu müthiş keyifli.

- Şebnem Bozoklu: Sen daha 20 yaşındaydın, “Bette Midler” diyordun!

- Enis Arıkan: Evet, ben kadın komedyen severim. Kadının güldürenini severim.

 EŞİM BENİ DÂHİ SANSIN

◊ Hırslı olmak yormuyor mu insanı?

- Enis Arıkan: Yormuyor. O olmazsa da bitiyor insan. Bazen onu da düşünüyorum. Mesela şu an hayallerimin azaldığını fark ediyorum. Bir şeye ulaştığımı fark ediyorum, çok moralim bozuluyor. Neye ulaşmış olabilirsin ki bu yaşta? Daha fazla hayalim olmalıydı. Hayallerimin azalması beni ürkütüyor.

- Şebnem Bozoklu: Ben mesela çalıştığımı Kanat’a bile göstermem. Bütün çalışmalarımı gündelik işlerime yediririm. Öğle yemeği hazırlarken karakterimi çalışırım mesela. Küçük hırslarım var. Ben hiç göstermiyorum, hep gizli çalışırım. Hep Kanat beni dâhi sansın isterim.

- Enis Arıkan: Ben de mesela banyoya girerim, bornozum üstümdeyken ayna karşısında oynamaya başlarım. Gece “Balina”daki Charlie karakterinin bir tiradını oynuyorum, ağlıyorum, yatağa öyle giriyorum. O anda onu oynamak, hatırlamak istiyorum. Deli çıktık bayağı!

◊ Her oyun sonunda rolden çıkmayıp ağlayarak seyirciyi selamlamanız da çok etkileyici...

- Enis Arıkan: Hep güldürmek olmuyor. Biz de dramatik şeyler yaşamayı istemiyoruz ama sahnede o hale gelmek bize çok iyi geliyor. Onu orada işimize yediriyoruz. Tüm elemi kederi atıyoruz.

YARIŞMAYA ONLAR DA GELSİN

◊ “Password”de hangi ünlü isimleri konuk olarak ağırlamayı isteriniz?

- Şebnem Bozoklu: Tarkan, Demet Akbağ ve Ata Demirer gelsin çok isterim.

- Enis Arıkan: Ben Meryem Uzerli istiyorum, bayılıyorum ona.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!