Güncelleme Tarihi:
YİNE SEYİRCİ İHBARI
Hülya Hanım, çocuğunu 3 haftadır sokak sokak gezerek arıyordu.
9 Kasım Perşembe Günü Kaybolan Çiçekler programına başvuran ve 10 Kasım Cuma günü yayına çıkan anne Hülya hanım, 13 yaşındaki oğlu Ömer ve 15 yaşındaki kızı Mine'ye aradığını söyledi. Hafta içi her gün Fox ekranlarında canlı olarak yayınlanan programı izleyen dikkatli izleyiciler, Ömer'i gördüğünü söylediler.
Seyirci ihbarı değerlendiren Kaybolan Çiçekler ekibi, Ömer'i cumartesi günü İstanbul Şişli'de buldu. Annesi Hülya Hanım'a oğlunu teslim edilen Ömer, bilgisayar oyunu oynamak için evden kaçtığını söyledi. İlk çocuğunu bulduktan sonra sevinçten ağlayan anne Hülya Hanım, tv ekibinden kızını Mine'nin bulunması için de yardım istedi.
FUHUŞ ÇETELERİNİN HEDEFİ ÇOCUKLAR
16 Ocak'ta yayına başlayan program 18 yaşından küçük kayıp, kaçırılan ya da faili meçhul suçların kurbanı olan çocukları arayıp bulmaya, olayları aydınlatmaya çalıştı.Özellikle 13/15 yaşları arasında kaçırılan kız çocukları konusu programda geniş yer buldu.
Haziran ayında, fuhuş çetesi tarafından kaçırılan ve 4 ay rehin tutulan lösemi hastası 13 yaşındaki Hasret'i Kaybolan Çiçekler ekibi bulmuştu.
HASRET FUHUŞ ÇETESİNİN AĞINA DÜŞECEKTİ
Hasret İ., Kayseri’nin Takas ilçesinde Haziran ayında kayboldu. Hasret’in anneannesi Kezban Ekici Haziran ayında torunu Hasret için Kaybolan Çiçekler programına başvurdu. Beş yaşından bu yana lösemi tedavisi gören, sekizinci sınıf öğrencisi Hasret’e Kaybolan Çiçekler ekibi ve emniyet güçlerinin haftalar süren yoğun çalışmaların ardından ulaşıldı ve ailesine teslim edildi. Seyirci ihbarı sonucu bulunan genç kız fuhuş çetesinin elinden son anda kurtarıldı.
AİLELER CEZAYI ÇOCUKLARA KESİYOR
Kaybolan Çiçekler’in sunucusu İnci Ertuğrul, 16 Ocak 2017’den beri devam eden programda 100’üncü çocuğu bulmanın sevincini yaşadığını söyledi.
Ertuğrul, özellikle 16 yaş altında kaybolan kız çocuklarının fuhuş çeteleri tarafından kaçırılması olaylarının arttığına dikkat çekti.
“AİLELER CEZAYI ÇOCUKLARINA KESİYOR”
İnci Ertuğrul sözlerini şöyle sürdürdü: Aileler, kız çocuklarının kaçırılmasını ve fuhuş çetelerinin eline düştüğünü kabul etmiyor. Kaçmıştır, gelir diye bakıyorlar.
Ancak biraz araştırıp, sorunca çevrelerindeki insanların bu bataklıkta olduğunu öğreniyorlar. Fuhuş batağına düşen kız çocuklarımızın bilgilerini elbette ekranda paylaşmıyoruz. Gelecekte sorun olmasın diye. Ailelerin en büyük eksiği çocuklarını takip etmemeleri. Bu takip baskı olarak yapılmamalı elbet. Ancak sosyal medya hesaplarını mutlaka takip etmeleri gerekiyor. Çocuklarının görüştüğü kişileri mutlaka sormaları lazım. Anne ve babası ayrı olan kız çocuklarının kaçırılma ihtimali daha yüksek. Programda ebeveynleri ayrı çocukların daha çabuk kandırıldığına defalarca şahit olduk.
Bir de en önemlisi iletişim. Eski eşlerine kızan anne ve babalar cezayı çocuklara kesiyor, anne veya babası ile görüştürmüyor. Baba ve anne hasreti çeken çocuklar da şefkati ve ilgiyi sokakta arıyor. Bu arayışı gören kötü niyetli insanlar da çocukları ağlarına düşürüyor.