Güncelleme Tarihi:
SÜLEYMAN YAĞCI (İSMAİL)
İnsanlar bu karakteri hiç unutmuyor
◊ “Fıs Fıs İsmail” olarak yeniden ekrandasınız. Neler söylemek istersiniz?
- Ekrandan uzakken bile adım “Fıs Fıs İsmail”di, insanlar bu karakteri hiç unutmadı. Sokakta herkes “Fıs Fıs İsmail” diye sesleniyordu. Ben de İsmail adını ve bu karakteri çok benimsedim.
◊ Hayat nasıl geçiyor?
- Ambulans şoförlüğünde 30 yılı geride bırakıp emekli oldum. Çocuklarımın ikisi de üniversiteyi bitirdi. Biri evlendi, biri yurtdışında. Hayat hızla akıp gidiyor.
◊ Sizin de dediğiniz gibi, “Çocuklar Duymasın”daki rolünüz o kadar çok benimsendi ki, bir süre sonra “Fıs Fıs İsmail” karakteri üzerinize yapıştı. Hiç bu durumdan şikayet ettiniz mi?
- Niye şikayet edeyim, aksine bu durumdan çok memnunum. İzleyici “Çocuklar Duymasın” ailesini kendi ailesi gibi benimsedi. Bu olsa olsa bizi çok mutlu eder.
◊ “Çocuklar Duymasın” sizin hayatınızda neleri değiştirdi?
- Bu dizisi bana çok şey kattı. Artık birçok kişinin “Bizim İsmail” dediği biriyim, bundan onur duyuyorum. Senaristimiz ve yapımcımız Birol Güven’e, yönetmenimiz Bora Tekay’a, oyunculuk anlamında bana desteklerinden dolayı Tamer Karadağlı’ya, izleyicilerimize ve tabii ki Kanal D ailesine çok teşekkür ederim.
SERKAN BALBAL (TOLGA)
Tolga karakterinin esin kaynağı benim
◊ Özel hayatında nasıl biridir Serkan Balbal? Oynadığınız karakterlerden etkileniyor musunuz? Mesela “Bugün Tolga gibi davrandım” dediğiniz oluyor mu?
- Zaten Birol Güven yıllar önce Tolga karakterini yaratırken benden esinlenmişti. Hatta rolü direkt benim bazı özelliklerim üzerinden yazmıştı. Bunlardan en belirgin olanı tabii ki o dönemki giyim tarzımdı. Fazlasıyla spor yaptığım ve bu nedenle aynı Tolga gibi giyindiğim bir dönemdi. Yani bu karakterle benzeyen yanlarımın olmaması mümkün değil. Onun gibi fanatik bir Beşiktaşlıyım mesela. Tolga’dan bana değil de benden Tolga’ya yansıyan daha çok şey oluyordur sanırım. Çünkü dış görüntünün dışında elbette çok farklı karakterlerimiz var. Örneğin bir ofis çalışanı olmak hiç bana göre değil. Üreten, düşünen, geleceğe yatırım yapan, aile değerlerine bağlı, sağlam bir Atatürkçüyüm.
◊ Birçok kişi sizi “Çocuklar Duymasın”ın “Dar Gömlek Tolga”sı olarak tanısa da aynı zamanda bir yapımcı ve programcısınız. Siz kendinizi hangisine daha yakın hissediyorsunuz?
- Açık konuşmak gerekirse oyunculuk benim için bir kariyerden çok hobi. Sizin de söylediğiniz gibi asıl mesleğim yapımcılık. Bunun yanı sıra vaktimin çoğunu İstanbul’daki restoran yatırımlarım alıyor. Tolga benim her hafta severek vakit ayırdığın yakın bir arkadaşım gibi.
◊ “Çocuklar Duymasın”ın kariyerinize etkisi nedir?
- Gittiğim her yerde; 7’den 70’e dizimizin sevenleriyle karşılaşmak ve onlardan güzel sözler duymak, kariyerimden çok maneviyatımı etkiliyor. Bunca yıldır hâlâ zirvede olan yapımın parçası olmak beni gururlandırıyor.
DENİZ GÖK (İREM)
Ekip minnoş uyarılarla hayatımı kurtarıyor
◊ “Çocuklar Duymasın”da İrem karakterine hayat veriyorsunuz ve sizin ilk oyunculuk deneyiminiz. Neler söylemek istersiniz?
- İlk oyunculuk deneyimimi “Çocuklar Duymasın” setinde yaşadığım için çok mutluyum. Çünkü tüm set ekibi arkadaşlarım, oyuncuların hepsi ablam, abim... Sette benim iyi oynamam için herkes müthiş bir çaba gösteriyor. Fazla kilolarımla başımın dertte olduğunu bilen yönetmenimiz Bora Tekay ve ekibi, bir yandan iyi oynamam için bana yardımcı olmaya çalışırken, bir yandan da “dik dur”, “karnını çek” gibi minnoş uyarılarla hayatımı kurtarıyorlar. İlk set günümde acaba kötü oynarsam Tamer abi kızar mı diye çok gergindim, aksine Tamer abi beni o kadar rahatlattı ki, onun ve Pınar Altuğ’un yardımlarıyla güle eğlene çektik ilk sahnemi.
◊ Eğitiminiz sosyoloji üzerine, ancak oyunculuk yapıyorsunuz. Bu geçiş hikayesini dinlemek isteriz.
- Aslında benim asıl işim yazarlık ve içerik yöneticiliği. MinT Motion Pictures’ta 7 yıldır bu işi yapıyorum. İşim herhangi bir proje için senaryo yazılırken başlar, kaset kanala gidene kadar devam eder. Hürriyet Web’te de 1 yıl boyunca yazarlık yaptım. Birol Güven’le ilk tanıştığımda 19 yaşındaydım ve üniversite 1’inci sınıftaydım. Onun senaryo asistanı olarak başladım çalışmaya. Hem okudum, hem çalıştım. Şu anda “Çocuklar Duymasın”ın da yardımcı yazarıyım. Birol Hoca “İnşaat şirketine İrem adında bir karakter yazıyorum, oyuncu bulalım” dedi. Oyuncu aramaya başladık, sonra bir gün “İrem’i sen oyna” diye mesaj attı. Tabii ki hemen kabul ettim. 10 yaşında izlediğim dizinin 16 yıl sonra birçok noktasında yer almak benim için mucize gibi bir şey.