Güncelleme Tarihi:
◊ Türkiye’de ilk konseriniz değil ve son da olmayacak. Burada sahne aldığınızda nasıl hissediyorsunuz?
- Harika bir his. Burada olmak bana evdeymişim gibi hissettiriyor çünkü büyükannem İstanbul’dandı. Her geldiğimde büyükannemin İstanbul hakkında anlattığı güzel hikâyeleri hatırlıyorum. Yemekler, özellikle dolma, o kadar tanıdık ki. Geçen gece burada bir restoranda yemek yedik ve büyükannemin yaptığı yemeklere çok benziyordu. Büyükannemin lezzetini Yunanistan’da bulmak zor. İstanbul’da bu enerjiyle karşılaşmak beni her seferinde etkiliyor.
◊ İstanbul’da genç neslin enerjisinden bahsettiniz. İlk kez burada sahne aldığınız zamandan bu yana nasıl bir değişim gözlemlediniz?
- İstanbul’a ilk geldiğimde gençler politikaya daha yakınlardı. O dönem hepimiz, özellikle de Kıbrıs ve diğer konular yüzünden etkilendik. Ancak biz komşuyuz ve yalnızca aramızda Ege Denizi var. Aynı balıkları, aynı iklimi, aynı zeytin ağaçlarını paylaşıyoruz. Birbirimize çok benziyoruz. Şimdi gençlerde daha bağımsız ve pozitif bir enerji görüyorum.
TÜRK SEYİRCİLER HER ZAMAN SICAKKANLI VE MİSAFİRPERVER
◊ Yunan ve Türk kültürleri arasında güçlü bir bağ olduğundan bahsediyorsunuz. Sizce müzik bu bağları nasıl pekiştiriyor?
- Biz çok benzer insanlarız. Siyaset bizi ayırmaya çalışabilir, ancak insanlar bir araya gelmek istiyor. Müzik, bu kötü hisleri aşmak için harika bir yol. Örneğin, bazen Yunanistan’da Türkler beni tanıyor, bazen Türkiye’de Yunanlar. Bu karşılıklı sevgi ve bağ, müzik sayesinde daha da güçleniyor.
◊ Türk seyirciler hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Türk seyirciler her zaman sıcakkanlı ve misafirperver olmuştur. Onlarla bir bağ kurmak, onları müziğimle mutlu görmek benim için çok önemli. Müzik, bir duyguyu paylaşmanın ve anlamlı bir bağ kurmanın en güçlü yollarından biri.
◊ Sıklıkla Zülfü Livaneli’nin hem Yunan halkı hem de Türk halkı arasında bir dostluk köprüsü kurduğunu belirtiyorsunuz. Sizce müzik, kültürler arası bağları güçlendirmede nasıl bir rol oynuyor? Ayrıca, yeni nesil sanatçıların bu iş birliği geleneğini sürdürmesi için ne gibi adımlar atılmalı?
- Müzik, insanları bir araya getirmenin en güçlü yollarından biri. Hepimiz insanız; kalplerimiz var. Sevildiğimizde severiz, incitildiğimizde üzülürüz. İşte bu yüzden Zülfü Livaneli benim çok iyi bir dostum ve aynı zamanda Yunan halkı için de önemli bir figür. Maria Farantouri, onunla defalarca sahne aldı. Lara Fabian bile birçok kez onunla şarkı söyledi. Ancak geçmişte kalamayız. Yeni nesil olarak farklı fikirlere ve iş birliklerine açık olmalıyız. Bu yüzden, genç sanatçıların geçmişteki bu güçlü kültürler arası bağları sürdürmesi için öncelikle müziğin birleştirici gücünü anlamaları gerekiyor. Biz sadece ‘Onların eşeği var, onu öldürelim’ dememeliyiz. Bunun yerine, ‘Ben de bir eşek istiyorum’ demeliyiz. Desteklememiz gereken şey, karşılaştırma yapmadan bu harika kültürlerin bir araya gelmesidir. Birbirimize ilham vererek daha iyiye ulaşabiliriz.
Burcu çok yetenekli bir sanatçı
◊ Konserde konuğunuz Burcu Hancı ile iş birliğiniz hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Burcu çok yetenekli bir sanatçı. Broadway müzikallerinden operaya kadar birçok farklı tarzda ustalıkla performans sergileyebiliyor. Sahne duruşu, sesi ve yeteneğiyle seyircilere unutulmaz bir deneyim sunacak. Onunla çalışmak benim için bir onur.
◊ Klasik müziğe, operaya ve müzikallere ilginin arttığını görüyorum. Genç sanatçılar için önerileriniz nelerdir?
- Genç sanatçıların tutkulu olmaları ve çok çalışmaları gerekiyor. Başarı, şansa bağlı bir şey değil; çalışmak ve öğrenmekle geliyor. Disiplinli bir şekilde çalışmak, doğru eğitim almak ve klasik müzikle temelleri oluşturmak çok önemli.
Burcu Hancı: Hayalim gerçek oldu
“Mario’yu yıllar önce Bodrum’da sahnede izlediğimde hayran kalmıştım. O zamanlar, bir gün onunla aynı sahneyi paylaşmayı hayal etmiştim. Şimdi bu hayal gerçek oldu ve bu benim için inanılmaz bir duygu. Sahneye çıktığımızda çok heyecanlı olacağım ama bu heyecan işime olan sevgimle birleşecek.”