Irmak Arıcı: Türk müziğine kalıcı bir iz bırakmak istiyorum

◊ Profesyonel olarak müziğe nasıl adım attınız?

- Uzun yıllardır kendi kendime bir şeyler yazıp besteliyordum. Üniversite yıllarımda müzikle biraz daha ilgilenmeye başladım. Çok yakın bir arkadaşım gitar çalıyordu. Onunla söylemek oldukça keyifliydi. İlk single’m “Gece Gibi Gönlün”ü yazıp ona dinlettiğimde paylaşmam için beni cesaretlendirdi. İyi ki de öyle yapmış. Şarkıyı oldukça amatör bir videoyla internete yükledim ve ertesi gün olanlar oldu.

◊ Babanız müzikle uğraşmanıza karşı çıkmış. Onu nasıl razı ettiniz?

- Aslında beni müziğe yönlendiren kişi babam. Sanırım zarar görmemi istemedi ve o yüzden böyle bir tutum takındı. Daha sonra kendimi müziğe ne kadar ait hissettiğimi görünce beni desteklemeye başladı. Ailem yaptığım işlere her zaman destek oldu. Onların sevgisi ve desteği de beni motive ediyor.

EN YOĞUN HİSLERİMİ SAHNEDE YAŞIYORUM

◊ Şarkılarınızı yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?

- Kendi kendime kaldığımda, kalabalık içinde konuşamadıklarımı yazıyorum... İlham noktam tam olarak orası, söyleyemediklerim, içimde tuttuklarım şarkı olarak dile geliyor. Yaşanarak yazılan şarkılar kesinlikle dinleyiciyle bütünleşiyor. Ama bazı zamanlar çevremdeki insanların, yakın arkadaşlarımın hikayeleri de benim için ilham oluyor. Onların mutlulukları ve acılarını da içselleştirip güzel besteler ortaya çıkardığım oldu.

◊ Sahnede nasıl birisiniz?

- Hepsi çok ayrı heyecanlar ve ayrı mutluluklar. Sanırım en yoğun hislerimi sahnede yaşıyorum. Karşımda binlerce insanın aynı hikayeye eşlik etmesi benim için oldukça yoğun hisler demek. Bazen, seyircilerimle göz teması kurmayı çok seviyorum. Şarkımı yazarken hissettiğim şeylerin bir yabancıda da canlanması tarif edilemez bir duygu.

DAHA GENÇLERİN KALBİNDEYİM

◊ Şarkılarınızı nasıl bir kitle dinliyor?

- Aslında şarkılarımı özellikle belli bir grup insan dinlesin diye yazmıyorum. Ama her müzik türünün ve şarkının belli bir alıcısı oluyor. Bazıları belli bir grup insana dokunuyor, bir kısmı o insanlarda aynı duyguları uyandıramıyor. Bunu anlayabiliyorum ve bir süredir bestelerimi yaparken daha geniş kitlelere hitap edebilmek için uğraşıyorum. Kendi gözlemim ise sanırım daha çok genç arkadaşlarımızın kalplerindeyim...

◊ Şarkı yazarken ya da söylerken örnek aldığınız müzisyenler var mı?

- Sezen Aksu tabii ki... Onun şarkılarını dikkatle dinlediğimde hep saklanan bir hüzün görüyorum ve bu beni çok etkiliyor. Yabancı dilde müzik dinlemeyi çok sevmiyorum ama eğer yeni bir şarkıya başlayacaksam trendlere hakim olmak için dinliyorum.

YENİ ŞARKIMDA CESUR  BİR KADINI ANLATTIM

◊ Yeni şarkınız “Eften Püften”i kime yazdınız?

- Aslında şarkım yanlış zamanda doğru kapıda olan bir kadını anlatıyor. Aynı kadın işin içinden bir türlü çıkamıyor, sürekli kendi içinde bir kavgada... Biraz da cesur bir kadın aslında, kartlarını açık oynuyor ve “Bir sebep bulup yine kapındayım” diyor. Dinleyicilerim bu şarkıda umudu hissetsin isterim. Bazen doğru şeylerin olması için ilk önce kendimizi değiştirmemiz gerektiğini.

◊ Nasıl insanlarla çalışmayı tercih ediyorsunuz?

- Benim için enerji çok önemli, aynı frekansta olduğum her isimle hep çok güzel işler yapabildim. Karşımdaki kişiye kendimi anlatabiliyor olmam lazım. Çünkü bence benim çalışırken kullandığım başka bir dilim var. Aynı zamanda çalışırken, konserlerde ve saatler süren turne yolculuklarında ekibimle eğlenebilmek de beni mutlu ediyor. Pozitif fikirleri olan, yaratıcı, bana inanan insanlar var ekibimde...

◊ Konserleriniz farklı müzik türlerinden şarkılar seslendiriyor musunuz?

- Türk sanat müziğine olan ilgim çok eski yıllara dayanıyor. Annem ve babam sürekli birlikte koro dinlemelerine giderlerdi. Türkü okumayı da çok seviyorum.

ZEYNEP BASTIK’I ÇOK BEĞENİYORUM

◊ Geldiğiniz nokta sizi mutlu ediyor mu?

- Her zaman olduğum yerden daha yukarısını hedefliyorum. Ürettiğim işler birçok insana dokundu şu zamana kadar, hedefim daha da iyilerini yapmak. En önemlisi Irmak Arıcı olarak Türk müziğine kalıcı bir iz bırakmak istiyorum.

◊ Türk pop müziğinin durumu sizce nasıl?

- Birçok eleştiri var. Düşünülmesi gereken şey zamanın değiştiği. 10 sene önceki hayat tarzının, yaşam koşullarının ve toplumsal olayların yarattığı şarkıları 10 sene sonra tekrar görmeyi beklememeliyiz. Zaman geçiyor, insanlar değişiyor ve müzik de bize ayak uyduruyor aslında. Ürettiğimiz her şeyin bu kadar hızlı tüketildiği şu zamanlarda belli isimler de sivriliyor. Zeynep Bastık’ı çok beğeniyorum.